“BU DÖRT SURE İNSANI ÇARPAR...“

İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık hoca, " Kuran'ın Maun, Beled, Tekâsür ve Fecr isimli ilk dört süresi sizi çarpar ve sarsar" dedi.

11 Nisan 2014 Cuma 11:40
“BU DÖRT SURE İNSANI ÇARPAR...“

 Eliaçık hoca, Sana Neyi İnfak Edecekler isimli makalesinde Kuran'ın ilk inen sürelerinden olan Maun, Beled, Tekasür ve Fecr'i irdeledi, farklı bir bakış açısıyla bu sürelerin sarsıcı etkisine dikkat çekti. Eliaçık hoca bu dört sureyle ilgili şu görüşleri dillendirdi: " 

İlk inen surelerden dördü; Allah (Kabe) namına toplanan yardımları iç edip insanlara vermemek demek olan Maun, şehir demek olan Beled, zenginlik yarışı, biriktirme, çoğaltma demek olan Tekâsür, tanyeri demek olan Fecr sureleridir. Bu surelere “bu açıdan” baktığınızda da adeta çarpılır ve sarsılırsınız.

Maun suresinde “dinin afyon yüzü” deşifre edilir. Gerçek din ile sahte din, gerçek dindarlıkla sahte dindarlık arasındaki farkın ne olduğu açıklanır. Esas ölçünün yine mala mülke bakışta toplandığını görürüz. Buna göre dinin afyon yüzü, birkaç şekli ritüel ile insanları aldatır. Hacılara su vermek, Kabe’nin örtüsünü değiştirmek, namaz (salat) kılmak gibi gösterişlerle halkın malını ve mülkünü alır fakat yetimi, yoksulu gözetmez. Bunları yoksullar ve kimsesizler için değil; kendini zengin etmek için kullanır. İşte bu dinin afyon yüzü olup Ebu Cehil’in veya Yeda Ebu Leheb’in dinidir. Bunların yaptığı, dini yalanlamak yani din ile aldatmak, gösteriş, riya ve sahtekarlıktır. (Maun; 107/1-7) Oysa gerçek hayat dini olan İslam, işte böylesi halkı afyonlayan tapınak dinlerini deşifre etmek için gelmiştir. Onun için söylemi din formundadır. Gerçekte ise o dinlerden bir din hatta öteki dinlere dendiği anlamda bir din değildir…


Beled suresi, insanlara sarp yokuşa çıkmak gibi zor gelen şeylerin ne olduğunu açıklar. Bunların ne olduğuna baktığımızda yine mal ve mülkün ölçü olarak konduğunu görürüz:


“İnsan kendisine hiç kimse güç yetiremez mi sanıyor?

“Sadece harcadıklarım yedi sülâleme yeter” diye böbürleniyor.

Kimsenin kendini görmediğini mi sanıyor?

Biz insana iki göz vermedik mi?

Bir dili ve iki dudağı yok mu onun?

Ona yürüyeceği iki yol gösterdik.

Fakat o zor olana yanaşmadı.

Bilir misin, nedir zor olan?

Bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmak…

Zor zamanda vermek…

Öksüzün başını okşamak…

Düşmüşün elinden tutmak…

İman etmek, göçlüklere göğüs gerip acıları paylaşmak; sevgi ve merhamet yumağı olmak.” (Beled; 90/5-17)…


Tekâsür suresi ise zenginlik yarışı, biriktirme, mal ve mülk hırsının hayatı nasıl bir cehenneme çevireceğini hatırlatır ve çağları aşıp gelen evrensel mesajlar verir. Sanki bugünkü “küresel krizi” haber veriyor sanırsınız. Şifreciler biraz da bunlara kafa yorsalar çok iyi ederler. Dinleyin:


“Bir zenginlik yarışıdır oyalanıp duruyorsunuz.

Mezarlarınıza girinceye kadar süren bir oyun ve oynaş…

Fakat hayır! Yakında bileceksiniz.

Fazla uzak değil; çok yakında bileceksiniz.

Evet, daha derinden bakabilseydiniz,

Ateşe yuvarlanmakta olduğunuzu görürdünüz.

Kendi gözlerinizle onu apaçık göreceksiniz.” (Tekâsür; 1-7)


Yani: 1- Uhrevî açıdan: “Bu aç gözlülüğün, zenginlik yarışının, mal mülk hırsının, sizi ateşe (cahîm) yuvarlamakta olduğunu bizzat içine girerek “ahirette” göreceksiniz…” 2- Dünyevî açıdan: “Bu aç gözlülüğün, zenginlik yarışının, mal mülk hırsının, hayatı çekilmez hale getiren bir ihtiras yarışına, çalma, çırpma, alıp satma dışında hiçbir insani değerin kalmadığı vahşi bir pazara dönüştürdüğünü, kendi ellerinizle yarattığınız bir kaosun, krizin ve ateş çemberinin (cahîm) içine yuvarlanmakta olduğunuzu bizzat yaşayarak “dünyada” göreceksiniz...”


Öyle ya seyirlik değeriniz yoksa, “piyasa” da fiyatınız yoksa, “para” dışında hiçbir geçer akçe kalmamışsa, insanlara zengin olup olmadıklarına göre bakılıyorsa, yegane ölçü bu olmuşsa, bilin ki, eski çağların verimlilik, başarı, altın ve gümüş (sahte) tanrısı “Mammon” geri gelmiş, dünyaya o hakim olmuş demektir. Kapitalizm dediğiniz bundan başka bir şey midir!


“Mammon’dan başta tanrı, paradan başka değer yoktur” diyorsanız kelime-i şehadet getirip bu dine girmişsiniz demektir. Artık her işe onun adıyla başlarsınız. Her şeye “Kaç lira, fiyatı ne?” diye sorarsınız. “Bunun fiyatı yok, bu para ile ölçülmez” derseniz Mammon’u inkar ediyorsunuz demektir. İşte Kur’an önce bunun yapılmasını istiyor. Çünkü satılık meta olmaktan ancak böyle kurtulursunuz. “İnsanlık erdemine” ancak böyle ulaşabilirsiniz. Zira insan diye “satılık olmayana” denir, öyle değil mi?


Fecr suresinde ise eşyaya, mala, mülke bakışı değiştirme yönünde şu uyarıları görürüz:


“İnsanoğlu Rabbi onu ne zaman imtihan edip de kendisine cömertçe verse “Rabbim bana cömertçe verdi ” der.

Fakat ne zaman da sınayıp rızkını daraltsa “Rabbim bana ihanet etti” der.

Hayır! Bilakis asıl siz öksüze vermiyorsunuz.

Birbirinizi yoksulu doyurmaya teşvik etmiyorsunuz.

Her şeye açgözlülükle saldırıyorsunuz.

Mala mülke gözünüz doymuyor; yığdıkça da seviyorsunuz…” (Fecr; 89/15-20)


Yani: “Şu insanoğlu ne kadar garip? Nimet içinde yüzerken “Allah’ın eli geniş, veriyor işte..” diyerek Allah’ı emrine amade bir hazine sanır. Sıkıntıya girince de “Nerede bu Allah? Bu nasıl ilâhî adalet?” diye şikayetlenmeye başlar… iki durumun da zorluklardan geçerek kendini kanıtlama (imtihan) olduğunu anlamaz. İlk durumda şükredip bu nimeti başkalarıyla paylaşmak yerine, Rabbim beni tercih etti diyerek kendini ayrıcalıklı zanneder. Diğer durumda ise sıkıntıyı ve zorluğu ilahi adaletsizliğin kanıtı olarak görür…


Mekke dönemi ayetlerinin ruhunu yansıtan bu tür örnekler çoktur.


Görüldüğü gibi bu tür ayetlerle Mekke dönemi boyunca mal ve mülk konusunda esaslı bir bilinç aşılanıyor, bakış açısı veriliyor, perspektif oluşturuluyor. Hemen her Mekkî surede buna benzer eşyaya, mala ve mülke bakışı değiştirici, bilinç aşılayıcı ayetler var.Tek tek inceledim."

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 12.04.2014 11:34
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
selma kirbas 2014-04-11 14:30:47

Kuani anlayak okumuyorlarsa sizin yazilarinizi takip etseler iyi insan olmayolunda adimlarini hizla atmaya baslayacaklardir..youmlarinizla sizi sizi tv ekranlarinda gormeyi ve dinlemeyi cok arzu ederim...sevgi ve paylasimci bir dunyaya...

Avatar
vatandaş 2014-04-11 14:57:58

Bu memleketin sizin gibi vijdanıyla inanan din adamlarına ihtiyacı var.
çogu daha adam bile degil (burada elbette kadınlar hariç)
Din adamı oldugunu sanıyor.

Avatar
selahattin ay 2014-04-11 15:36:20

baba devam

Avatar
şahi yıldız 2014-04-11 16:15:57

bence sen gerçek dini yaşıyorsun,inan yazacak kelime bulamıyorum.bu konuda bizleri aydınlatığın için sana minnetarım

Avatar
serdar yaman 2014-04-11 16:30:12

Allah razı olsun hocam. .

Avatar
kerim gökçe 2014-04-11 16:54:30

ihsan hocanın karadeniz tv de cuma akşamları 4 saat programı var pazar günüde öğlen 1 de tekrarı bilginize

Avatar
levgev 2014-04-11 17:40:30

hocam, Allah sizden razı olsun. sizin gibi kıymetli insanlar sayesinde doğruyu öğreniyoruz. Allah'ım kuran-ı hakkıyla bilenlerden eylesin bizleri inşallah.

Avatar
Sema Sölpüker 2014-04-11 16:22:26

Selma kirbaş ın yorumlarına katılıyorum.Sizi en kısa zamanda TV de görmek ve dinlemek istiyoruz.