İşte Sebahattin Önkibar'ın görüşmeye dair yazısı:

"Aydın Doğan Ankara’ya gelip Tayyip Erdoğan’ın huzuruna çıkmış.

Aydın Bey Saray’a kabul edilir de akabinde dedikodu yapılmaz mı!

İşte bu ziyaret bağlamında fısıldananlar:

* Aydın Doğan Tayyip Erdoğan’a Abdullah Gül bağlamında teminat vermiş.

* Doğan Gurubu’nun Gül ile zerre alakasının olmadığını ve olmayacağını söylemiş.

* Abdullah Gül ve siyasi projesine hiçbir şekilde destek verilmeyeceğini taahhüt etmiş.

* FETÖ ve PKK’ya karşı mücadelede hükümetin yüzde yüz yanında olunacağını yinelemiş.

* Aydın Bey bu arada enerjide yatırım için Erdoğan’dan destek istemiş.

GÜL İLE DAVUTOĞLU'YLA 'CENNET'!

Bir şey kesinleşti.

ABD, AB ve FETÖ’nün Cumhurbaşkanı adayı tartışmasız olarak Abdullah Gül. Peki şansı?

Vallahi de tallahi de Ekmeleddin bile hâlâ ondan şanslı olabilir.

Ben kişisel olarak söylüyorum, ‘Gül mü Erdoğan mı’ diye tercihe mecbur kalsam, milyon kere Erdoğan derim, niye mi?

Abdullah Bey büyük ama çok büyük bir muamma da ondan!

Ne Gül ne Davutoğlu ile cennete gidilir, zira onların cenneti bizim cehennemimizdir.

BUNUN ADI SERSEM POLİTİKADIR

Sersem ne demek?

Düşünmeden hareket etmek ve ne yaptığının farkında olmamak demek !

Türkiye’nin Suriye politikası aynen budur. Ne yapılmak isteniyor, hedef, dost, düşman nedir, bilen var mı?

Bırakın başkalarını, bendeniz Ankara’nın ve Saray’ın bile bunu bildiğine inanmıyorum.

Onların yaptığı emin olun, Suriye olayını bir şeylere takas etmek için beklemektir!

Nasıl olur demeyin, oluyor, zira son yaşananların başka izahı olamaz!

TÜRKİYE BÖYLE TESLİM!

Ona, ta başında şunları önerdiler ve o onları yapıyor:

Türkiye’de iktidar olmak kolay, sürdürmek zor.

Bunun için şunları mutlaka yap:

* TSK’yı etkisizleştir!

* Medyayı satın al ve korku sal!

* İşadamlarını yıldır!

* Her gün ekranlarda ol ve sürekli beyin yıka!

* Siyasi alternatifinin oluşmasına izin verme!

Bugünkü Türkiye’nin hali pürmelali budur."