Tunceli Emniyet Müdürü Hayati Yılmaz, Alevi toplumunun yoğun olduğu ilde, emniyet personelinin Alevileri iyi tanıması ve vatandaşlara daha kaliteli hizmet vermek amacıyla polis memurları ve ailelerine 'Alevi İnanç ve Kültürü' konulu bilgilendirme semineri gerçekleştirdi. 

    Tunceli Kültür Merkezi Konferans Salonunda, Tunceli Emniyet Müdürü ve Tunceli Cem Evi işbirliği ile gerçekleşen seminere çok sayıda polis memuru katıldı. 

    Malatya Cem Vakfı Dedesi Eşref Doğan, Alevi Din Hizmetleri Eski Başkanı Ali Rıza Uğurlu, Erzincanlı Dede Ahmet Uğurlu, Tunceli Cem Evi Dedelerinden Ahmet Yurt, Kadir Bulut ve Ali Ekber Yurt polis memurlarına beş saat Aleviliği anlattı. İki oturum şeklinde gerçekleşen seminer öncesi bir konuşma yapan Tunceli Emniyet Müdürü Hayati Yılmaz, bozulan kardeşliğin onarılmasını kendilerine görev bildiklerini ve bunu başarmak için çalışacaklarını söyledi. 

    Emniyet teşkilatı olarak, en bariz özelliklerinin halkın içinde olması, halkın hizmetinde olarak en önemli kişi haklarından biri olan güvenli yaşama hakkını devlet adına sağlaması olduğunu belirten Yılmaz, “Ödevimiz güvenlik, konumuz halktır. Halkımızı tanımadan, iyi hizmet sunabilmemiz mümkün değildir. Tunceli'de halkımız çoğunlukla Alevi inanç ve kültüründendir. Siyasi tarihimizde Alevilik en hassas konulardan biri olmuş, iyi anlaşılmamasından veya art niyetle kullanılmasından dolayı, yöneticilerimizi ve halkımızı çokça üzmüştür. Ayırımcı zihniyet bu nezaketi olabildiğince kullanmış, başarılı da olarak tarihimize, unutulmayacak acılar yazdırmıştır. Maalesef kardeşliğimizi bozdular, biz onarmak zorundayız. Bozanlar elbette biz değildik, mühendislikler yapıldı, kandırılanlarımız oldu, ama onaranlar biz olacağız. İnanç insanı güzelleştirir. Alevilik çok saygın bir inançtır. İnanmaktayız ki Alevilik her insanın içinde birer polis gibi, suç ve suçluyla mücadele etmektedir. Alevilikten uzaklaşılması polisin yükünü artıracaktır. Halkımızın ödedikleri vergilerle sağladığımız hizmetimiz çok pahalıdır. Bu parayı kaliteli hizmet olarak halkımıza döndürmeliyiz. Hizmetimizi yürütürken yanımızda olan Alevileri iyi tanımalı, hizmet kalitemizi arttırmak için tanışıklığı fırsat bilmeliyiz.” dedi.

    Vali Mustafa Taşkesen de Tunceli’ye geldiği zaman önyargılarla geldiğini, ancak bu yargıların daha sonra yıkıldığını dile getirdi. Taşkesen, “Buraya gelirken itiraf etmeliyim ki belli bir önyargıyla geldim. Tunceli, süren terör hadisesi nedeniyle yanlış tanınmaktadır. Birçoğumuzun hayatında yer edinen önyargılar, sağdan soldan aldığımız sözler nedeniyle oluşmuştur. Bu önyargılar özelde Aleviler’e genelde Tuncelilere yönelik haksızlık olarak cereyan etmiştir. Onun için geldim geleli bilenler bilir, özellikle arifler iyi bilir. Amacım, Tunceli’yi Türkiye'ye doğru tanıtmak, Türkiye'yi de Tunceli’ye doğru tanıtmak şiarıyla geldim. Anadolu topraklarında yaşayan insanlar bir aşure gibidir. Ayrı ayrı unsurlardan oluşmuş. 12 çeşidin hepsi bir kabın içine giriyor. O kabın içinde kendileri de kaybolmadan ama bütün tatları ile o aşurenin içine bulunuyorlar. Bizim memleketimizde bir aşure kadar güzel. Yönettiğimiz halkın inançlarını gelenek göreneklerini bilmeden yönetmenin zor olduğunu; bu anlamda önce kalpleri kazanmanın önemli olduğunu düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

    Alevilik ile ilgili kendilerine anlatılan bir çok bilginin yanlış olduğunu, cem evi dedeleri tarafından verilen seminer ile bunu öğrendiklerini ifade eden polis memurları, seminerin çok yararlı geçtiğini ifade ettiler. Alevi ve Sünni toplumun kardeş olduğunu, ancak zaman ile karşılıklı önyargıların oluşturulduğunu dile getiren polis memurları, önyargıların iki toplumun birbirini tanıması ile ortadan kalkacağını söylediler.