AKP'nin İlahiyat Hocasından Skandal Cevap!

07 Haziran 2020 Pazar 06:48
AKP'nin İlahiyat Hocasından Skandal Cevap!

AKP'nin ilahiyat hocası olarak bilinen Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Yeni Şafak Gazetesi'ndeki köşesinde okur sorularını yanıtladı. Sorulardan biri ülkedeki gelir dağılımındaki adaletsizlik, vergi acımasızlığı ve siyasilerin durumuna yönelikti.  Soruyu yanıtlayan Karaman, ülkenin rejimi ne olursa olsun her müslümanın vergi vermek zorunda olduğunu aksi halde kul hakkına muhatap olacağını öne sürerek, " Laik bir ülkede yapılan harcamaların da tamamen israfsız olmasının mümkün değil" ifadelerini kullandı.

İşte daha önce de 'Yolsuzluk hırsızlık değildir', 'Baldızla evlenmek caizdir' türünden skandal fetvalarıyla bilinen Karaman'a sorulan o soru ve cevap:

SORU:

Böyle bir vergi sisteminde benzin alırken elektrik doğalgaz su parası öderken içerisinde yüzde 50 kadar emeğimizin gittiği her adım attığımızda devletin ağır vergileriyle baş başa kaldığımız bu sistem içerisinde geçim sıkıntısı infak edememe ve zekât vermeye güç yetirememe üzüntüsü içerisinde yaşayarak İslâm ülkesi adı altında ve yöneticilerin İslamî olduğu iddiasıyla yönetilerek bu durumun fıkhi veya mümin yönünden insanî boyutu hakkındaki fikirlerinizi öğrenmek isterim. İşyeri açsan devlet resmen yüzde 30 kadar ortağınız oluyor, ağır kira, işçi çalıştırma masrafları ve vergileri sizi helâl kazanarak bu masrafları çıkartma gayretinden uzaklaştırıyor. Bir iş kurmaya kalksanız karşınıza çıkacak avantacılar, rüşvetçiler, iman esaslarını unutmuş nefsi için yaşayan memurların kaprisleri iş yapma imkânlarınızı ve güdülerinizi ortadan kaldırıyor. Ahlaki bir çöküntü içerisinde olduğumuz her yön bakımından bize yol gösterecek fikirlerinizi öğrenmek isterim.

Selam ve dua ile.

CEVAP

Bu sorunun cevabı hakkında bir kitap yazılabilir. Bu köşede soruyu, “vergi, İslâmî yönetim ve genel ahlaksızlığın Müslümanca yaşamayı engellemesi” şeklinde üçe bölerek kısaca cevap vermeye çalışayım:

1. Vergi: Devletin Müslümanlardan vergi alabilmesinin meşru olması için vergi dışındaki devlet gelirlerinin, meşru ve israfsız olarak devlet harcamalarına yetmiyor olması şartı vardır. Bu şart gerçekleşince İslâm âlimleri, genele (ictimâî) zaruret kuralına dayalı olarak adaletli bir dağıtımla vergi konmasını meşru görmüşlerdir.

Laik bir ülkede harcamaların tamamen meşru ve israfsız olmasını sağlamak mümkün değildir. Vergi adaletini sağlamak da yöneticilerin sorumluluğu içindedir. Ülkemizde her iki cihetten eksiklikler olduğu açıktır. Bunların olabildiği kadar düzeltilmesi için sivil toplum çözümler üretip sorumlulara sunmalı ve ısrar etmelidirler.

Bir ülkenin rejimi ne olursa olsun orada yaşamayı sürdüren Müslümanların, istifade ettikleri devlet giderlerine vergi vererek katılmaları borçtur; aksi halde vergisini ödeyen diğer insanların kul hakkını yemiş olurlar. Vergi zekâta sayılamaz. Vergi giderleri tabii olarak zekât matrahından düşeceği için zekât giderini azaltır.

2. Soruda “İslâm ülkesi adı altında ve yöneticilerin İslâmî olduğu iddiasıyla yönetilerek” deniyor. Bu ülkenin bir anayasası var, bu anayasa değişmedikçe yönetim İslâmî olmaz.

3. Ahlaksızlık, yolsuzluk, rüşvet İslâm’dan önce ve sonra, Peygamberimiz’in eğittiği toplum müstesna her devirde ve her toplumda az veya çok var. Bunlar var olduğu ve olacağı için Allah Teâlâ peygamberler ve kitaplar gönderiyor, müminlere iyiyi ve doğruyu teşvik ve gerçekleştirme, kötüyü, günahı ve yanlışı düzeltme vazifesi veriyor. İnsanların çoğu iman, amel, eğitim eksikliği yüzünden eğri yola gitse mümin bu şartlarda bile meşru yoldan ayrılmayacaktır ve bu da zor olduğu için ecri o nispette artacaktır.

İslâm’da bir de zaruret kaidesi vardır. Bütün iyi insanlar “bir lokma, bir hırkaya” kanaat edip köşelerine çekilir ve meydanı kötülere bırakırlarsa kötülüklerin önünü almak mümkün olamayacağı gibi ülkeyi ve ümmeti korumak da mümkün olmayacaktır. Hainler ve ahlâksızlar kendi çıkarlarına gördüklerinde ülkeyi de satabilirler. İktidar, ekonomi, güvenlik, adalet kurumu, ticaret, eğitim, bilişim, iletişim… onların eline geçtiğinde ülkenin geleceğinden tamamen ümit kesmek gerekir. İşte bu sebeple iyi insanlar da meydanda olacaklar, siyasette, ticarette, eğitimde… aktif rol alacaklar, tıkandıkları yerlerde âlimlerle istişare ederek ferde ve topluma ait zaruret kurallarından yararlanacaklardır.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 07.06.2020 07:05
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol