'AÇIK, SEÇİK PUTPERESTLİK...'

İlahiyatçı İhsan Eliaçık hoca, " Olay vahim ama olayı kapatma girişimleri daha da vahim. Yaptıkları açık ve seçik putperestlikten başka birşey değil" dedi.

01 Nisan 2016 Cuma 00:23
'AÇIK, SEÇİK PUTPERESTLİK...'
Ensar Vakfı'nda yaşanan rezaletin üzerinin örtülmeye çalışıldığını ancak bunun başarılamadığını kaydeden Eliaçık hoca, " Suçu ve suçluyu deşifre etmek yerine; kabilenin şefi zarar görmesin diye olayın üstünü kapatıyorlar. Ensar Vakfı, son dönemlerde iktidarla o kadar bütünleşti ki vakfın genel kurul toplantılarına dahi Tayyip Erdoğan bizzat katıldı. Bunlar dindar değil, muhafazakar bir nesil yetiştiriyor. Muhafaza ettikleri şeyse; ele geçirdikleri iktidar. Dini topluluklarda kadın-erkek ilişkileri gerilim üzerine kuruludur. Geleneksel dini kültüre göre, erkeklerle kadınlar sürekli birbirlerinden uzak durması ve kaçması gerektiği yönünde telkin alır. Öyle ki “Kız çocukları okumayacak”, “Erkek çocuklarıyla yanyana gelmeyecekler”, “Saçınızın tek telini bile göstermeyeceksiniz”diyerek küçüklükten başlıyorlar telkine. Hatta bazıları, otobüste kadının kalktığı yere erkeğin oturmasının bile haram olabileceğini söylüyor. Bu gerilimle büyüyenler; daha sonra cinselliği kafasında bir tabu haline getiriyor, bir türlü zihninden çıkaramıyor. Sonra da sapkınlığa neden oluyorlar. Bunu ‘kabile kültürü’ olarak nitelendiriyorum. Kendi içlerinden biri yanlış bir şey yaptığında hemen savunmaya geçiyorlar. Suçu ve suçluyu deşifre etmek yerine kabilenin şefi zarar görmesin diye olayın üstünü kapatıyorlar. Tıpkı Ensar Vakfı’nda olduğu gibi… Önce kabullenmediler,“Bizimle alakası yok, bilmiyoruz, tanımıyoruz” dediler ama o zatın, vakfın evlerinde görev yaptığı yani kabileden biri olduğu ortaya çıkınca, “O sapık gün yüzü görmeyecek” dediler. Bu işte hiç mi onların sorumluluğu yok? Senin kabilende böyle bir skandal yaşanmış, bütün suç adamın mı? Sizin bu işte ihmaliniz yok mu? Ensar Vakfı Başkanı Cenk Dilberoğlu, “Gereken önlemleri alamadık, bu sapkınlığı teşhis edemedik, ihmalkarlık yaptık” diyerek istifa etmeliydi. Senin destek verdiğin mekanda bu rezalet yaşanıyorsa kendini sorumlu hissetmen lazım" dedi.

BUNUN ADI PUTPERESTLİKTİR...
AKP öncesinde iktidarların dini vakıflarla bu denli bir ilişki içinde olmadığını kaydeden Eliaçık hoca, " Zaten AKP iktidara gelmeden önce vakıflar kendi kendilerini yönetirlerdi. Kaldı ki biz İslamcı kökten gelenler devletin, vakıfların iç işleyişine karışmasını tercih etmeyiz. Ancak Ensar Vakfı, son dönemlerde iktidarla o kadar bütünleşti ki vakfın genel kurul toplantılarına dahi Tayyip Erdoğan bizzat katıldı. Hatta bu toplantılarda, “Türkiye’de bir ensar devleti kuruluyor ve liderimiz de Tayyip Erdoğan’dır” dendi. Bu kadar içli dışlı olursanız böyle bir skandal yaşandığında da “Ensar Vakfı üzerinden niye hükümete vurmaya çalışıyorsunuz” dememeniz ve suçluluk hissetmeniz gerekir. Bu kadar arsalar, ihaleler, evler, mevler tahsis ettiğiniz bir vakıfta bunlar yaşanıyorsa özeleştiri de yapmalısınız. Bu ‘putperestlik’, çocuğa tecavüz edilmesinden daha vahim. Devletin, vakıfları kontrol ettiğini düşünmüyorum. Sadece onlara destek verip, “Alın istediğinizi yapın” diyorlar. Kaldı ki asıl mesele de burada vuku buluyor; bu vakıfların içerisinde de yaşanan rezalete isyan eden bir sürü insan var. Ancak bu kesimin birinci önceliği tecavüze uğrayan çocuklar değil, onları asıl kaygılandıran ‘kabile’ ve ‘kabile şefinin’ zarar görme ihtimali. Özellikle Ensar’dan sonra ciddi bir güven problemi ortaya çıktı. İnsanların artık kolay kolay çocuklarını bu vakıflara teslim edebileceğini düşünmüyorum. Eğer bu skandal ortaya çıkmasaydı ve tecavüz olayı vakıf içerisinde tespit edilseydi, ‘kabile şefi’ ve ‘Müslümanlar’ zarar görür endişesiyle saklı tutulurdu. İşte bu ‘putperestlik’, çocuğa tecavüz edilmesinden daha vahim. Mesela her türlü ihale yolsuzluğu, Reza Zarrab’dan tutun da Egemen Bağış’a kadar rüşvet alan adamların hepsi bilinir, hatta içlerinden bazıları‘Rüşvet haramdır’ diye de düşünür düşünmesine ama bu gerçeklerin ortaya çıkması istenmez. Kendilerinden olmayanlar bu skandalları malzeme olarak kullanmasın diye hemen savunmaya geçerler. Bunlar hak yemeyi, hırsızlık yapmayı, yalan söylemeyi o kadar önemli görmeyen, ama odağında kadın olan her şeyi bir numaralı suç gören bir anlayışı benimsemişler." (Diken)





Son Güncelleme: 01.04.2016 00:34
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Ahmet Calisan 2016-04-01 11:00:17

Aziz nesin vakfinda bu olay olsaydi ayni gecesi Allah ekber deyip hepsini diri diri yakacaklardi

Avatar
ömer özdemir 2016-04-01 16:17:12

Bu lutiliktır. bunların üstü kapatıldıkça! Allah tüm topluma muhakkak bir bela verecektir.Allah bunların şerrinden insanlığı korusun.

Avatar
Özlem Yavuzak Dogan 2016-04-01 16:35:30

"Bu olayın üzerini kapatmak açık seçik putperestliktir ve bu olay kadar vahimdir " olmalıydı bence.

Avatar
Cem Tokbey 2016-04-01 16:36:04

Kuran'da bu tip ilişkiler yasaktır. İslam tarihinde olmamışmıdır.Olmüştur.Allah HZ.Lut'u bu olayların yaşandiği Lut Kavimini ıslah etmekle görevlendirmiş, ancak HZ Lut'un karısı bile ikna etmemiş HZ.Lut'u gönderip kavimle kalmıştır.Ama Allah'ın gazabı Lut haciminin üstüne çökmüş VE hepsi bertaraf olmuşlardır.Bu lanetlik olayı dinsellikle anmak günahtır, Dindarlara saygısızlıktır.

Avatar
Necdet yukarki 2016-04-01 21:06:20

Yöneticileri hatalı eğer duyup sakladılarsa büyük günah hem suç böyle bir fiil gerçekleştiği kesin olduğuna göre vakıf insanların gözünde artık güvenirliliğini kaybetmiştir yönetici hatası vakfın özelliğini kaybettirmiştir insan gücü artık orayı koruyamaz kalbin şüphe duyduğu bir yere insan değil ancak taraftar gider

Avatar
Deniz şimşek 2016-04-02 16:14:57

Özle Yavuz Doğan Hanıma kulak vermekte fayda var. Ben de metni ilettiği yönde değiştirmenizi öneririm. "Bu olayın üzerini kapatmak açık seçik putperestliktir ve bu olay kadar vahimdir "