Erdoğan uzun süre “komşularla sıfır sorun” denilen dış politika icra ettikten sonra artık hemen hemen her yerde ve herkesle yaşadığı anlaşmazlıklarla çamura saplanmış gibi görünüyor. Sadece geçen yıl Kürt ve IŞİD’li militanlar Türkiye’ye 14 defa saldırdı, 280 kişiyi öldürdü. Turistlerin kaçmasıyla Türk ekonomisi de zarara uğradı.

IŞİD’e karşı sağlam önlemler almayı senelerdir reddederek ABD gibi kadim müttefiklerinin sinirini bozan ve onları hayal kırıklığına uğratan Erdoğan, giderek tecrit oldu. Erdoğan o kadar yalnız kaldı ki, seçmenleri cezbetmek için yüklendiği iki ülke ile – Rusya ve İsrail ile- geçen hafta barış anlaşmasına varma manevrasında bulundu. Danışmanlarına göre sırada Mısır var.

,Erdoğan hemen her gün yaptığı ve TV’lerin yayımladığı konuşmalarda yabancı güçlerin kendisini devirmek için komplo yaptıklarına dair karanlık atıflarda bulunuyor. Ankara’daki mütevazi evinden de şehrin ucundaki Körfez Krallıkları tarzında devasa bir saraya taşındı. Ekibi de kahve ve pembe renkli binalarda kalıyor. Yerleşke o kadar büyük ki çalışanlar içinde minibüsle gidip geliyor.

Bir zamanlar Türkiye’yi Müslüman demokrasiye örnek olarak gösteren Erdoğan, şimdiyse sık sık demokratik kurumlara saldırıyor. Bir gazetenin genel yayın yönetmeni ülkeden kaçarken, bir diğeri devlet sırlarını ortaya çıkarma suçlamasıyla yargılanıyor. Cumhurbaşkanı’nın eleştiriye karşı hoşgörüsüzlüğü o kadar büyüdü ki, eski müttefiklerini yakın çevresinden temizliyor ve yerlerine “evet efendim” diyen adamları ve akrabalarını (damadı enerji bakanı) getiriyor.

Vatandaş Can Derdinde Meclis Danıştay KanunuVatandaş Can Derdinde Meclis Danıştay Kanunu

Erdoğan’ın son hedefi ülkedeki parlamenter sistemi, başkanlık sistemi ile değiştirmek. Havalimanı saldırısının yapıldığı gece Meclis bunun önünü açacak şekilde yüksek yargıdan yüzlerce yargıcı sürecek yasayı çıkarmak için sabaha kadar çalıştı. Bir zamanlar Erdoğan’ı savunmuş olan anayasa uzmanı Ergun Özbudun bunu “Gemi son sürat kayalıklara gidiyor. Bizim için dua edin” diye yorumladı.

Tenkitçileri ve hatta bazı hayranlarına göre Erdoğan hem gerçek hem de varsaydığı düşmanlarıyla mücadeleye o kadar gömüldü ki yolunu kaybetti. İsmini vermek istemeyen eski dostlarından biri “Erdoğan’ı 40 yıldır tanırım ama artık kendisini tanıyamıyorum” dedi. AKP kurucularından Dengir Mir Mehmet Fırat şunları söyledi: “Eskiden dostlarını gerçekten dinlerdi. Sabırlıydı. Zengin çeşitlilikte bir insan yelpazesine danışırdı.”

Gazetedeki yazıda, “Ordu sahneden çekildiğinden Erdoğan’ın iktidarı üzerindeki en büyük denetim mekanizmasının da ortadan kalktığı” yorumu da yapıldı.