Afganistan'ı Soyup Soğana Çevirmişler

Afganistan’da Dışişleri Bakanlığı’nda, Bakanlar Kurulu uzmanlığında görev yapan Abdulkahar Bahşi, “Eşref Gani’nin ve çevresinin rüşvetsiz iş yapmadığını hemen herkes biliyordu. Defalarca tanık oldum” dedi. 160 milyon dolarla kaçan Afganistan eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin bir yardımcısının 51 milyon dolar ile Dubai’ye uçtuğu ortaya çıktı. Son bir haftada diğer üst düzey bürokratların da 231 milyon dolarla ülkeyi terk ettiği tespit edildi

26 Ağustos 2021 Perşembe 16:43

Öğrenimini Ege Üniversitesi'nde tamamladıktan sonra Afganistan'da Dışişleri Bakanlığı'nda, Bakanlar Kurulu uzmanlığında görev yapan ve iki ay öncesine kadar da Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdür Yardımcılığı görevinde bulunan Abdulkahar Bahşi çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Sözcü'den Saygı Öztürk'ün haberine göre, annesini rahatsızlığı nedeniyle İstanbul'a tedavi için getiren ve bir daha ülkesine dönmeyen Bahşi, Afganistan'daki durumunu şöyle yorumladı:

TALİBAN'I GÜÇLENDİRDİLER

“Afganistan'da Taliban yönetime el koyduktan sonra her yerde büyük bir durgunluk hakim. İnsanlar tedirgin bir bekleyiş içinde. Kabil'de insanları öldürüyor, kadınları taşlıyor, tek başına çıkanları kırbaçlıyorlardı. Herkes bu durumu bildiği için kimse yapılan açıklamalara güvenmiyor. Cumhurbaşkanı Eşref Gani bilgili bir insan. ABD'de hocalık yapmış. Eşref Gani, Talibanı düşman görmedi. Gani yönetime gelmeden önce Afganistan hapishanelerde Peştun doluydu. Siyasiler, Taliban'ı kendi çıkarları doğrultusunda kullandı. Taliban da güçlendi. Gani döneminde Peştunlar üst görevlere getirilmeye başlandı. Eşref Gani'nin etrafında tam anlamıyla menfaatçi bir grup yerleşti. Bunlar 4-5 kişiydi. Ama onlar emir vermeden hiçbir şey yapılamazdı. Çok kirli işler dönüyordu. Yolsuzlar her kesimde oluşmuştu. Gani'nin adamları bakan olunca kendi adamlarını yerleştiriyor, ihaleleri kendileri alıyor. 10 milyon dolarlık bir yol ihalesi yapılacak. 10 milyon dolar o yol yapımında harcanmaz, sadece belki 1 milyon doları harcanır, geri kalan 9 milyon dolar ise belli kişilerin cebine girerdi. Defalarca şahit oldum. Yoksulluk giderek artarken, Gani'nin etrafındakilerin de serveti giderek katlanıyordu.”

ASLA ELEŞTİRİLEMEZDİ

“Afganistan'da Eşref Gani'nin ve çevresinin rüşvetsiz iş yapmadığını hemen herkes biliyordu. Örneğin cep telefonu gasp eden kişiyi yakalayan polis, on binlerce doları cebine indirenlere karşı bir şey yapamıyordu. Milletin güveni sarsılmış durumdaydı. Sonunda, Gani dolarları alıp ülkeyi terk etti. Her şey bizim gözlerimiz önünde oluyordu. Ancak bunları asla eleştiremezsiniz. Peştun olmadığım için son dönemde yetkilerimi aldılar. Sabah 08.00'de makama gittim. Taliban 5 kilometre uzaklıktan Cumhurbaşkanlığı köşküne füze fırlattı. Bir devlet güvenliğini sağlayamıyorsa o devlet, hükümet yok olmaya mahkumdur.”

CANLARINI KURTARMAK İÇİN...

Özel kalem Müdürlüğü'nden önce bakanlıklarda teknokrat olarak görev yapan Abdulkahar Bahşi, Türkiye'ye kaçak olarak giren Afganistanlı gençlerin ne amaçla geldiği yolundaki soruyu şöyle cevaplandırdı: “Türkiye'ye gelenler büyük ölçüde kendi canlarını kurtarmaya çabalıyorlar. Eskiden bombalardan, patlamalardan ölmeyeyim diye kaçıyorlardı. Şimdi de katı şeriat gelecek diye, öldürülme korkusundan dolayı kaçıyorlar. Türkiye'de bunların militanlaşacaklarına ilişkin algı var. Öyle bir şey yok. Yoksulluk çok büyük boyutlarda.”

ÖLMEKTEN KORKUYORLAR

“Aileler, çocuklarını hem çalışsınlar, hem de öldürülmesin diye gönderiyorlar. Açıkçası daha çok yoksulluktan kaçıyorlar. Taliban'ın düşüncesi şöyle: 12 kişilik bir heyet oluşturup bakanları bunlar seçecek. Taliban'a muhalif olanlara da bakanlık verilecek. Böylece herkesi kapsayacak bir hükümet oluşturmak istiyorlar. Böyle bir şey olamaz. Ülkede geçmişte de koalisyonlar oluşturulmuştu ama güvenlik tam olarak sağlanamamıştı. Artık ülkede yoksulluk tavan yaptı. En üst düzeye çıkmış durumda. Açlık sınırı yüzde 35 iken, bugün yüzde 95'lere çıkmış durumda. Herkes aç.”

Yıllık gelirin kişi başına 585 dolar olduğu Afganistan'da 160 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) kaçtığı söylenen eski devlet başkanı Eşref Gani dışında bir yardımcısının da 51 milyon dolarla Dubai'ye uçtuğu ortaya çıktı. Ayrıca diğer üst düzey bürokratların da bir haftada 231 milyon dolarla kaçtığı tespit edildi. Gani'nin yardımcısının ismi açıklanmazken üst düzey bürokratların yaptığı milyon dolarlık talanlar, halkın ülkeyi soyan Afgan yönetimine neden destek vermediğini ve Taliban'ın ülkeyi hiçbir direnişle karşılaşmadan 12 günde nasıl kolayca ele geçirdiğini de açıklıyor.

PEŞKEŞ ÇEKİLEN KİRLİ KREDİLER

İngiliz Daily Mail gazetesinin Amerikan diplomatik kaynaklarına dayandırdığı raporlarda ülkede adeta bir hırsızlar rejimi kurulduğu görülüyor. Haberde bir banka çalışanının kurduğu naylon firmalar yoluyla ülkenin yıllık gelirinin 12'de biri kadar parayı bakan ve bürokratlara nasıl kredi olarak dağıttığı anlatılıyor. Dünya Bankası verilerine göre Afganistan'ın ekonomisi 19 milyar 996 milyon 141 bin dolar hacme sahip. Aynı banka çalışanı bu peşkeş çekilen kirli kredilerle üst düzey bürokratlar adına BAE'nin Dubai kentinde Palm Jumeriah adasında 160 milyon dolara 35 ultra lüks villa satın almış.

KÜRESEL TALAN SİSTEMİ

Gazeteye konuşan Gert Berthold adlı muhasebeci de ABD ve İngiliz askerlerinin verdiği 106,3 milyar dolar değerindeki 3 bin sözleşmeyi inceledikten sonra vardığı sonucu şöyle açıklıyor: İhalelerdeki her 10 dolardan 4'ü yani yaklaşık yüzde 40'ı Afganlı yetkililere verilen rüşvete gitmiş. Raporda demokrasi inşası adı altında rüşvet ve talan rejimi kuran ABD yerine bütün suç Afganlı işbirlikçilere yıkılmış. Oysa aynı rüşvet ağı ABD ve diğer ülkelerin sözleşmeli personelleri için de geçerli. Berthold'un hesabına göre ABD'nin 20 yılda yaptığı 2 trilyon dolarlık harcamanın 800 milyar doları Afgan ve Amerikalı rüşvetçilere gitmiş. İngiltere, Avrupa, Japonya ve BM'nin milyar dolarları bulan diğer harcamaları da hesaplanınca Afganistan'da küresel çapta bir rüşvet ekonomisinin devrede olduğu ortaya çıkıyor.

ULUS İNŞASI YERİNE HIRSIZLAR REJİMİ

Amerikalı Albay Christopher Kolenda ABD'nin Afganistan'da 20 yıldır demokratik ulus inşası yerine hırsızlar rejimi (kleptokrasi) inşa ettiğini vurguluyor. ABD'nin Afganistan eski özel temsilcisi Richard Holbrooke da 2009'da rüşvet ve yolsuzluk sisteminin Taliban'ın bir numaralı üye devşirme aracına dönüştüğü uyarısında bulunmuştu.

YARDIM GÖNÜLLÜLERİ DE VURGUNCU

İngiliz ve Amerikalı sivil yardım severler ile gönüllüler de işgal rejimin kurduğu rüşvet ve talandan paylarını alıyor. 30 yıldır kriz bölgelerinde çalışan Simon Parry, Daily Mail'e yaptığı açıklamada " Şunu diyebilirim ki yardım kuruluşlarındaki insanlar iyi bir şey için burada değil. Parayı kovalıyorlar" diye özetliyor tabloyu. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nde Afganistan stratejisinin geliştirilmesinde 6 yıl danışman olarak çalışan Douglas Lute da "Vaziyet düşündüğünüzden çok daha vahim" diyerek 20 yıllık bu kirli tablonun sadece buzdağının görünen kısmı olduğuna işaret ediyor.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 26.08.2021 16:53
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol