Gerçekleri anlatması durumunda kendisini korkunç sonuçlarla tehdit eden ya da içinde bulundukları kötü durumdan tümüyle kendini sorumlu tutarak hala sevdiği tacizciden birkaç metre uzaktaki çocuktan olayları tüm ayrıntısıyla anlatması kuşkusuz beklenemez. Çocuklara yönelik cinsel tacizin açıklanan resmi rakamlardan çok daha yaygın olduğu inancını güçlendiren kanıtlardan biri de yetişkinlere yöneltilen çocukluklarındaki cinsel deneyimlerine ilişkin sorunlardır.

Cinsel tacizin verebileceği zararı düşündüğümüz zaman, bırakın yüz bin çocuğu, tek bir çocuğun bile tacize uğramasının kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Yaygın izlenim, cinsel taciz kurbanlarının ezici bir çoğunlukla kızlar olduğu yolunda. Çoğunluğu oluşturdukları doğruysa da çeşitli araştırmalar, düşünülenden çok daha fazla erkek çocuğun cinsel açıdan tacize uğradığını gösteriyor.

Çok küçük çocuklara yönelik tacizin aileyle sınırlı olduğunu düşünebilirsiniz – bir çok anne baba onları yanlarında biri olmadan bırakamaz- yani yabancı birince taciz edilme olasılığı yüksek değildir. Ama gerçek farklıdır. Bir bölümünü yakın aile “dostları” bir bölümünü ise güvenilir profesyonellerin oluşturduğu bebek bakıcılarınca tacize uğrayan bir çok çocuk vardır.

Çocuklara yönelik cinsel tacizcilere ilişkin yaygın görüş, okul kapılarının önünde, çocukları kendisiyle gelmesi için şekerle kandıran, sırtında pis yağmurluğuyla pusuya yatmış sinsi bir yabancıdır. Çocuklara tembihlenen de şudur: Sakın yabancılarla konuşma! Ancak daha sonra, birçok çocuğun tanıdıkları biri tarafından, çoğu zaman kendi ailesinden biri tarafından, tacize uğradıkları açığa çıkmıştır. İlgi odağı, çocukları ev dışında taciz eden paedofillerden babalara, üvey babalara, büyükbabalara, amcalara ve erkek kardeşlere kaydı (çoğu tacizci erkektir ama kadınlar da taciz eder.)

Aile içindeki tacizle aile dışındaki taciz arasında ayırım yapmaktan çok, yabancıların taciziyle, çocuğun tanıdığı ve güvendiği insanların tacizi arasında ayırım yapmak daha yararlı olacaktır. Zararı uzun dönemli olan, kurbanın çoğunlukla bütün yaşamı boyunca psikolojik yaralar taşımasına yol açan şey, güvene ihanet edilmesidir.

Saldırganlarla çalışmanın en güç yanlarından biri de yaptıklarının çevresine ördükleri inkar, gerekçelendirme, önemsizleştirme, normalleştirme duvarını yıkmaktır. Yetişkinlerle çocuklar arasında tacizin doğmasına yol açan yanlış nedir sorusunu sormadan, sadece tacizcileri yakalayıp kilitleyerek çocuk tacizinden kurtulamayız.

Birçok insan başlarına geleni asla kimseye söylemese de, söylemeyi denemiş olanlara inanılmadığı açıktır. Aslında çocuklar cinsel taciz konusunda çok nadir olarak yalan söylerler. Tacize uğradığına ilişkin söylediklerinin hepsi yalan olan bir çocuk hemen hemen yoktur. Karışık anlatımlar, kendisini gerçekten taciz eden kişiyi korumak amacıyla başka birinin ismini veren çocuklar ve aslında başka bir zamanda olmuş gibi anlatan çocuklar vardır.

Kurbanla tacizci arasındaki ilişki yakınlaştıkça, tacizin yarattığı tahribat, penetrasyon olsun ya da olmasın, artar; çünkü çocuğun yüreğinde, en temel güvene ihanet vardır. Çocuk, kural olarak, onu kötülüklerden koruyup tehlikesiz bir ortam sunan yaşamındaki yetişkinlere ( ana-baba, yakın akrabalar, aile dostları, öğretmenleri, doktoru) bir güven duyar. Ancak bu yetişkinlerden bir tanesi çocuğa kötülük yaparsa, onun minicik kafası altüst olur, kendini güçsüz ve korumasız hisseder. Güvene ihanet, hiçbir görünür işaret bırakmadığından, hala ne kadar zarar verici olabileceği net olarak anlaşılamayabiliyor. Oysa ki çocuğun beynine yapılan zarar bedenine yapılan zarardan çok daha fazladır. Çocuğun cinsel organlarının bu biçimde taciz edilmesi onun güvenine en büyük ihanettir.

Bir başka hasar bırakan etmen taciz aile içinde olduğunda onu saran gizliliktir. Bir başkası tarafından tacize uğrayan çocuklar genellikle ana-babalarına söylerler. Kendi ailesi tarafından bu duruma maruz kalanların ise büyük çoğunluğu kimseye açılamayacakları duygusuna kapılırlar. Tacizci onlara, aralarında geçenlerin kimseye anlatılmaması gereken kendi sırları olduğunu söyler, çocuklar da bu sırrı tutma konusunda çok güçlü bir zorunluluk duyarlar. Bazen tehdit edilirler, onlara anlatırlarsa kendilerinin ya da ana-babalarının öldürüleceği söylenir. Çocuğun anlatması halinde başına gelebileceklerle tehdit edilmesi çok sık rastlanabilen bir şeydir. Başları belaya girecektir, kimse onu sevmeyecektir, kimse ona inanmayacaktır, kimse yalancıları sevmez, evden ayrılmak zorunda kalabilecektir, taşınmak zorunda kalabileceklerdir, tacizci hapse girecektir vs. inanması güç gelse de, birçok tacize uğramış çocuk tacizden nefret etmesine rağmen tacizciyi sevmeyi sürdürebilir. İyi baba / Canavar baba sendromu. Çocuğun ailesi genelde elindeki tek şeydir. Annelerini de koruma istekleri olabilir. Tacizci çoğu zaman, her şey ortaya çıkarsa, çocuğun başının derde gireceğini vurguladığından, çocuk yanlış bir şey yaptığını sanır ve böylece, sonuçlardan korkunun yanı sıra, kendi suçluluk duyguları da sessiz kalmasına yol açar.

Suçluluk duygusu, çoğunlukla tamamen mantıksız olmasına rağmen çok güçlü bir duygudur ve taciz kurbanlarında sıklıkla görülür. Cinsel taciz çocuğun hatası olmamasına karşın birçoğu, yetişkinlik dönemlerinde bile, bu tür bir şeye izin verdikleri için kendilerini suçlamaya devam ederler. Taciz çocuk çok küçükken başlarsa bunu hiç de taciz olarak algılamayabilir.

Uysal olmak veya fazla hırçınlaşmak cinsel tacize uğramış çocuklarda yaygındır. Bazı çocuklar için okul bir sığınak, güvende oldukları tek yerdir. Öğleden sonraları ağlama ender görünen bir şey değildir, çünkü çok geçmeden eve gitme vakitlerinin geleceğini bilirler.

Tacize uğramış çocukların çoğu yalnızdır ve okulda az arkadaşları vardır. Bazıları, diğer çocukların olanı biteni keşfedip onlarla alay edeceklerinden korkar. Fakat çoğunluğu, öbür çocuklar gibi olmadıklarını düşünürler yalnızca, gerçekteyse artık çocuk olmadıklarını hissederler!

Yaşadıkları şeyler davranışlarını biçimlendirdiğinden cinsel tacize uğrayan çocukların  çoğu zaman cinsel olarak sergileyici davranmaları şaşırtıcı değildir. Herkesin önünde ve sıkça mastürbasyon yaparlar, öbür çocukları okşamaya çalışırlar, cinsellikten yaşlarına uygun bir şeymiş gibi söz ederler, açık saçık resimler çizerler ya da oyun oynarken saldırgan seks oyunları oynamaya çalışırlar.

Kimi çocuklar, kendilerine karşı kendilerini yok edebilecek bir nefret geliştirirler. İntihara kalkışırlar, yüzlerini, bacaklarını vs keserek kendilerini yaralarlar.

Cinsel tacize uğrayan kimi çocuklar ise gizemli bir hastalık çekerler:

Belli gün, saat veya durumlarda hasta olmak- karın ağrıları vs
Yeme güçlükleri ( çok yeme veya az yeme)
Uyku düzensizlikleri ( yatağa girmeden korkma, karabasanlar, yatağı ıslatma)
Yetişkinler gözlerini yummazlarsa tacize uğrayan çocukların sergilediği tepkiler önemli ipuçları verirler.

Çocuğun açıklaması ya da birinin kesin kanıtlar bulmasıyla taciz açığa çıkarsa, çocuğa yakın insanların ( bu çok önemlidir, tacizci kızın babası ya da üvey babası değilse, ana-babasının, babası ise annesinin ) gösterecekleri tepkiler çocuk üzerindeki yıkımın atlatılmasında ya da kalıcılık kazanmasında belirleyici rol oynar. Tacize uğrayan çocuklarla ilgilenen birçok kişi, ister çocuğa inanmayı reddetmek, ister olan bitenden ötürü onu suçlamak tarzında olsun, olumsuz bir tepkinin tacizin kendisi kadar yıkıcı olacağına inanır. Ana-babalar olumlu tepki gösterir, anlattığı zaman çocuğa inanır, onu destekler, hemen onun hatası olmadığını söylerse, zarar en aza inebilir. Çocuğun açıkladığı ve ona inanılmadığı bazı durumlarda tacizci tacizi sürdürüp sürdürmemekte insiyatif kazanır. Bu durum çocuğun çektiklerini ve ızdırabını daha da artırır. Çünkü tacizcinin ona muhtemelen sürekli söylediği şeyi doğrular: “Anlatsan bile sana kimse inanmaz.” veya “ Bunu durdurmak için kimse bir şey yapmaz.”

Birçok kurban için cinsel taciz tamamen acılı, rahatsız edici, hoş olmayan bir deneyimdir. Kimileriyse yaşadıkları bu cinsellikten zevk alabiliyor ama bu da güçlü suçluluk duygusu yaratıyor. Bu, kurbanlar arasında yaygın bir tepki. Verdikleri cinsel tepkiyi olayın gerçekleşmesini istediklerine yorup yanlışın kendilerinde olması gerektiğine inanıyorlar. Danışmanlığın yapabileceği şey, onların bir dereceye dek, ustaca mastürbasyona cinsel tepki göstermenin, gıdıklayınca gülmek kadar istemdışı fiziksel bir tepki olduğunu görmelerini sağlamaktır.

Çocukken cinsel tacize uğramış yetişkinlerde görülen yoğun davranış kalıplarından biri de “tecrit”, yakınlık kurmayı becerememeleridir. Tacizle başa çıkmak ve yaşamayı sürdürmek amacıyla kendilerini tecrit etmeyi öğrenirler. Tacizin sözü edilemez, çünkü cinsel tacizle birlikte açığa vurulmaması gerektiği yolunda gizli ya da açık tehdit her zaman vardır ve öğrenileni unutmak çok güç bir davranış kalıbıdır. Hiçbir yerde güven yoksa, güveni varsayan, paylaşabilen ve tehdit edilmeyen samimi bir ilişkiyi nasıl geliştirebilirsiniz ki?

Çocukların tacize üç biçimde tepki gösterdiği gözlenmektedir:

Birincisi; kendi kendilerine  “ Ben kurban oldum ve bütün hayatım boyunca kurban olarak kalacağım.” diyebilirler.
İkincisi; “ Yeniden kurban olmayacağım ve yaşam kurban ve tacizcilerden oluştuğuna göre ben tacizci olacağım.” diyebilirler.
Üçüncüsü ise; “ bu deneyimi yaşadığım diğer deneyimlerle bütünleştirebilirim ve ikisi de olmayacağım” diyebilirler.
Tahmin edilebileceği gibi birinci seçeneği seçen genelde kadınlardır. İkinciyi de genelde erkek taciz kurbanlarında görürüz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol