Hükümet  erkanı, sık sık reformlardan bahsetmektedir. Ancak metinler ortaya çıktığında, anlamsız/daha ziyade yandaşlara imkan sağlayıcı/ya da yasakları genişletici tablolar görülmektedir.
1-Uzun süredir, bir  “vergi reformu” lafı edilmektedir. Ancak her şey kapalı kapılar ardında, bir avuç kişi tarafından yürütülmektedir.
a)Yıllardır, çok başarılı hizmetler vermiş, “Vergi Reform Komisyonu” vardı. Çok güzel araştırmalar yapar, yararlı teklifler sunardı. AKP iktidarı, her şeyi sadece kendi bildiği için, bu tür istişarelere ihtiyaç duymamaktadır. Kimseye danışmamakta; ilgili meslek odaları ve kurumlarla işbirliği yapmamaktadır.
b)Ne oluyormuş? Gelir ve Kurumlar vergisi metinleri birleştirilecekmiş. Yani elma ile armut toplanacakmış. Çok acayip ve yanlış bir karar.  
c) Esas olan; ülkede “adil-yaygın ve katlanılabilir” bir vergi düzenini sağlamaktadır. Ciddi bir denetim düzeni kurmaktır. Bu bakımdan;
-Servet Beyanı- Hayat Standardı-Gider Bildirimi esaslarını getirebilecek misiniz?
-Gümrük kaçakçılılarını önleyebilecek misiniz?
-Hesap Uzmanları Kurulu’nu – Maliye Teftiş Heyetini ve Gelirler Kontrolörlüğü’nü yeniden ihdas edebilecek misiniz?
-İhracat-eğitim-ileri teknoloji vb. gibi sahalarda gerçek teşvikler getirecek misiniz? (Merhum Özal döneminde yapılan değişiklikleri bile örnek almanız yeterli olur)misal dövizli işlemlerden doğan karı, (dağıtılmamak ve öz sermayeye ilave etmek şartıyla ) Kurumlar Vergisi’nden istisna tutabilirsiniz. Önemli sektörlere yatırım yapanlara, belirli bir süre ile daha düşük oranlı vergi uygulayabilirsiniz. İstihdam ve ihracatı teşvik edici, uygulamalar yapabilirsiniz.
2- Esas olan; israfın-rüşvetin-yolsuzlukların-lüks ve saltanatın- aşırı istihdamın önlenmesidir. Gerçek anlamda tasarrufların yapılmasıdır.   
a) Refah –Yol döneminde uyguladığımız, “Havuz Sistemi” ile faiz giderleri, ciddi biçimde düşürülebilir.
b) İhaleler; açık-şeffaf-dürüst hale getirilmelidir. Yandaş yağması sona ermelidir. Gösteriş yatırımlarından vazgeçilmelidir. (Hızlı tren gibi)
c) Uzun süre; mobilya-mefruşat- araç alımı durdurulmalıdır. Kamunun ödediği kiralar disipline edilmelidir. Örtülü ödenekler denetim altına alınmalıdır. Sayıştay’ın görev yapması engellenmemelidir. Sarayın israfına geçit verilmemelidir. (Tabi böyle babayiğit varsa???) Elektrik hırsızlığına taviz verilmemelidir. Zarar eden kamu birimlerinin yöneticileri görevden alınmalıdır. Kamu kesesinden, medya ve diğer yandaşlara kaynak aktarımına son verilmelidir. Kamu bankalarının yağmalanmasına izin verilmemelidir.
d) İsraf önlenirse; KDV-ÖTV-Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi oranları da düşürülebilir. Bu oranlar, namuslu mükellefi  batırmaktadır. Vergi ödemeyenler karşısında aciz bırakmaktadır.
e) Belediyeler ve şirketleri titiz biçimde denetlenmelidir. Burada çok büyük kayıplar, yolsuzluklar, hukuksuzluklar mevcuttur. Belediye payları doğrudan gönderilmemeli, istihkak ödemesi tarzında yapılmalıdır. Yani, sadece yatırımlara harcanması sağlanmalıdır. (Bunun için yıllarca çok güzel hizmetler vermiş, DPT yeniden ve güçlü biçimde yapılandırılmalıdır.) Belediyeler, ücret ve ödemelerini ve gösteriş yatırımlarını, beldelerinden sağlayacağı kaynaklarla ödemelidir. Böylece, aşırı istihdam da önlenmiş olacaktır.
Tedbirleri saymakla bitiremeyiz. Kaldı ki, Maliye Bakanlığı’nın, zengin bir arşivi ve çok değerli elemanları mevcuttur. Yeter ki, istifade edilmek  istensin. Yandaşlık, bağımlılık değil, liyakat esas alınsın. ..
HATIRLATMA: Gurur ve kibir sahiplerine; kasa-masa(mevki) ve nisa( kadın) tutkunlarına, Mevlana Hz.lerinin bir deyişini hatırlatıyorum:
-Akıp giden zaman içinde, bir kafesteyim. //Her türlü amelde çok ahesteyim/
-Kabrim beni bekliyor iken, dünyalık hevesteyim// Uyandır beni ya Rab belki son nefesteyim…  

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol