Finlandiya'da çalışma çağındaki üç bin 500 kişinin katılımıyla yapılan uzun soluklu araştırmada, anti depresan kullanımı mercek altına alındı.
Katılımcıların sekiz yıl boyunca takip edildiği araştırmada, yalnız yaşayanların anti-depresan kullanımına çok daha fazla başvurduğu gözlendi.
Eğitim, gelir düzeyi, iş ortamı, sahip olunan sosyal destek, alkol ve sigara kullanımı gibi farklı etkenlerin de göz önünde bulundurulduğu uzun soluklu araştırmada, yalnız yaşamanın çalışma çağındaki insanlarda depresyon riskini ciddi düzeyde artırabildiği sonucuna varıldı.
Uzmanlar, yalnız yaşamanın, yalnızlık hissini artırabildiği gibi, sosyal bütünleşme ve güven duygusundan yoksun kalmaya da yol açabildiğini vurguluyor.
Kadın ve erkeklerin bu durumdan eşit şekilde etkilendiği belirtiliyor.
Araştırmacılar, özellikle batılı ülkelerde yalnız yaşayanların sayısının hızla arttığına dikkat çekiyor.
Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'de günümüzde her üç kişiden biri yalnız yaşıyor.
Uzmanlar, insanların yakınlarıyla birlikte yaşamasının duygusal destek sağlayabildiğini ve bu durumun da psikolojik rahatsızlıklara karşı koruma sağladığını belirtiyor.