Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde aşılanmamış hayvanların var olması ve bunların sütlerinden kaynatılmadan peynir hazırlanmasının çok ciddi bir problem olduğunu dile getiren Koçoğlu, son yıllarda vaka sayısı kısmen azalsa bile, halen takip ettikleri çok sayıda hastanın var olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Koçoğlu, “Zamanımızda brusellozu eradike etmek çok kolay değil. Türkiye kendi hayvanlarını ne kadar aşılasa da, komşularından kaçak hayvan hareketleri oluyor. Bu da yine hastalığı kontrol etmede çok önemli bir zorluk. Özellikle İran, Suriye gibi ülkelerden kaçak hayvanların getiriliyor olması, enfeksiyonun yayılmasında çok ciddi bir problem” şeklinde konuştu.
Kişisel korunmada en önemli yönteminin sütleri kaynatarak ya da pastörize ederek içmek olduğunu ifade eden Koçoğlu, bir diğer yöntemin ise nasıl ve hangi hayvanlardan üretildiği bilinmeyen peynirleri, öncelikle sıcak suda bekletip daha sonra tüketmek olduğunu söyledi. Koçoğlu, “Bilmediğimiz peynirleri yemememiz lazım. Bizim bildiğimiz peynir hazırlama tekniğinde, örgü peynirde risk yok çünkü eritilerek hazırlandığı için bakterileri öldürmüş oluyoruz. Ancak topak peynirde eğer aldığımız kişiden emin değilsek, bu peynirleri sıcak suyun içine koyup kaynatarak, bir süre beklettikten sonra tükettiğimizde oluşabilecek riskleri ortadan kaldırmış olacağız. Eğer biz topak peynirleri doğrudan pazardan alıyorsak, ya tuz oranı yüksek olan bir suda 3 ay süreyle bekleteceğiz ya da bir müddet kaynar suda bekletip öyle tüketeceğiz. Maalesef Türkiye’ye gelip peynir yiyip brusella olan ve ülkelerine geri giden çok sayıda yabancı turist var. Yabancılar nezdinde de böyle kötü bir şöhretimiz var” diye konuştu.
Hastalığın belirtileri olarak yüksek ateş, eklem tutulmaları, bazen psikolojik bozukluklar gibi durumlar olduğunu belirten Koçoğlu, bu rahatsızlıkların olması durumunda doktora başvurulmasını istedi.