Bazı çevrelerin İzmirlilerin gözünün içine baka baka yalan söylediğini, iftira siyaseti yürüttüğünü kaydeden Aslan, “ O yüzden önce şunun bilinmesi gerekir. Beni 30 yıldır hiç kimse satın alamadı. Hiç kimsenin de satın almaya gücü yetmez, aklı da ermez. Başarısız diyemiyorlar, bu işi beceremez diyemiyorlar, bu işten anlamaz diyemiyorlar, dedikleri sadece DSP'nin adaylarını bazı çevrelerce finanse edildiği. Bu tamamen gerçek dışıdır, iftiradır. Herkes haddini bilsin. Ne söylediğine dikkat etsin. Benim için kimse hırsız, hain diyemez. Çaldı, çırptı diyemez. Arkamda halk durdu. Kooperatif ortakları ile güçlendim ben. Ben müteahhit değilim. Halkın kurumunun başkanıyım” şeklinde konuştu.
“CHP’Yİ BU HALE GETİRENLER KENDİLERİDİR…”
Aslan, DSP adaylarının CHP oylarını böldüğü şeklindeki söylemlerin de doğru olmadığını vurguladı. Aslan, şunları söyledi: “ Bugüne kadar bizi kandırdılar. Aman bölünmesin. Bölünmeye, bölünmeye oylarımız yüzde 26. Niye yüzde 30 değil. Böyle bir ortamda, herkesin sıkıntılı olduğu bir dönemde, arayış içinde olduğu bir dönemde, hırsızlığın, yolsuzluğun, rüşvetin kol gezdiği birdönemde niye 30'larda, niye 40’larda değil. Bunun sebebi biz değiliz. Bu konuda benim söyleyecek çok sözüm var. Şuanda CHP'li bazı arkadaşlar çok iyi bilirler ki; benim o partiye maddi ve manevi hizmetim kendilerinden çok daha fazladır. Mevcut il başkanı da, öncekilerde iyi bilir. Hiç kimse bizim kadar Atatürk’ün emaneti CHP’ye sahip çıkamaz. Birisi sizi evden kovarsa elbette bir yere sığınmak zorundasınız. İyi ki DSP varmış. İnsanları kırarak, dışlayarak, uzaklaştırarak emek verdikleri partiden soğuttular. Önce bunun hesabını versinler. CHP'ye asla laf söyletmeyiz ama kötü yönetilmesine de müsaade etmeyiz.”
“DEMOKRASİYE YENİ BİR YOL AÇTIK…”
30 Mart akşamı Bayraklılıların en iyi cevabı vereceğini de dile getiren Aslan, sözlerini şöyle noktaladı: “ Kim kimi böldü, 30 Mart akşamı bunun cevabını CHP'ye gönül verecek arkadaşlarım soracaklar. Bunun altında kalacaklar. Biz bölmüyoruz, biz onların böldüğü, parçaladığı, ötekileştirdiği, silikleştirdiği, yok saydığı insanları topluyoruz. Bu yeni bir demokrasi yoludur. Ben Bayraklı'da ya da Türkiye'nin dört bir tarafında partiler tarafından haksızlığa uğramış bütün kişileri temsil ediyor, onlar adına da hakkımı arıyorum. Ben kendimi Bayraklı halkının adayı olarak görüyorum. 20 gün içerisinde anketlerde AKP ile yarışır hale gelmemiz de bunun en iyi göstergesidir. Bu seçimi biz alacağız.”