İzmir- Karaburun’da gerçekleşen 6.2 şiddetindeki deprem, ülkenin en çok konuşulan gündemlerinden biri olmuş, pek çok bilim insanı konuya dair görüş bildirmiş, olası artçı sarsıntılarla ilgili yorumlarda bulunmuştu.
Nurcuların yayın organı Risalehaber sitesinde yayımlanan bir haberde ise; 27-28 Aralık 1939’da yaşanan İzmir ve Erzincan depremiyle ilgili Said-i Nursi’nin skandal açıklamaları paylaşıldı. Nursi, İzmir depreminin sebebinin İzmir halkı olduğu yönünde ifadeler kullanıyor.
Odatv'nin siteden aktardığına göre; Nursi’nin “depremlerin maddi sebeplerinin yanı sıra manevi sebepleri de olduğu”nu söylediği aktarıldı. Depremin "ehl-i dalalet ve tuğyanın dalaletleri yüzünden gazab-ı ilahi olarak meydana geldiğini" söyleyen yani "İslam yolundan ayrılanların ve Allah'a karşı gelenlerin yoldan çıkmışlıkları yüzünden Allah'ın öfkesi olarak meydana geldiğini" söyleyen Nursi, masum olduğu halde bu felaket sonucu hayatını kaybedenlerin ise "şehit" sayılacağını iddia etti.
Kendisine depremin neden meydana geldiği sorulan Said-i Nursi, depremin meydana geldiği bölgelerdeki “ahlaksız yaşam tarzına” dikkat çekerek, bu yaşam tarzını ise şu ifadelerle aktarmıştı:
“Ramazan-ı Şerif’in teravih vaktinde kemal-i neş’e ve sürurla, sarhoşçasına, gayet heveskarane şarkıları ve bazan kızların sesleriyle, radyo ağzıyla bu mübarek merkez-i İslamiyetin her köşesinde cazibedarane işittirilmesi, bu korku gazabını netice verdi.”
Nursi, 'masumların' da depremden etkilenmesini “Bir bela, bir musibetten çekininiz ki, geldiği vakit yalnız mahsus kalmayıp masumları da yakar” cümlesi ile açıklıyor.
Ahmet Bilgili imzasını taşıyan "Said Nursi'ye Sordular: Deprem Neden İzmir'de Daha Çok Oluyor" başlıklı bu haberin İzmir depreminin hemen arkasından gelmesi dikkat çekiyor.