Böylece önümüze şu temel ve can alıcı soru yine çıkıyor:Suriye ve Irak başta olmak üzere doğudaki ve Ortadoğu’da ki komşularımızla ilişkilerimizi nasıl bir zeminde sürdürmeliyiz?
Ülkemizde batı destekli emperyalizmin kuklası siyasi çizgiler ümmet merkezli bir politika izlersek komşularımızla daha olumlu ilişkilerimiz olacağını öne sürüyorlardı. Bu nedenle “ bölge ülkelerine yönelik din ve mezhebe dayalı bir siyaset izlendi.Sonucu hep birlikte gördük.”
Diğer bir seçenek ise Soğuk Savaş’ın başlangıcından itibaren kendilerini Atatürkçü olarak tanımlayan kesimin izlediği Fars ve Arap halklarına mesafeli yaklaşan yanlış yorumlara dayalı siyaset oldu.Bu kesim, yüzlerce yıl aynı tarih ve kaderi paylaştığımız Fars ve Arap komşularımızı yadırgayan,yargılayan; bölgede emperyalist batılılara uyumlu bir çizgi izledik. Açıkça bölge dış politikasında Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptıklarının tam tersini yaptık.Sonuçları ortada…