Türkiye’  nin yarısı,16 Nisan’ da hürriyet ve istiklâlini kendi elleriyle toprağa vererek; istibdat devrine, çarşaf ve peçeye geri dönmeyi tercih etmiştir. 
İktidar, devletin (halkın) bütün imkânlarıyla abanmış, cehaleti, sefaleti ve Devlet Bahçeli’yi de yanına alarak, Cumhuriyet rejimine karşı savaş açmıştır. Yüksek Seçim Kurulu’da, son dakika da attığı gol ile iktidara artı puan kazandırmıştır. 
Bundan sonra atılacak adımları iktidarın kurmayları bizzat kendileri açıklamışlardır;
“Anayasa’nın ilk dört maddesi değişebilir”
“Halk kendi devletini kuruyor”
“Eyalet sistemine geçilmeli”
“İstanbul’a özerklik verilsin. İstanbul, kendi kendini yönetsin”
Anayasa’nın ilk dört maddesi değiştirilince bu saydıklarımızın hepsi gerçekleşebilir. İlave olarak;
Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmaktan tamamen çıkartılabilir…(Kısmen çıkmıştır) 
Devletin adı değişebilir ( “Türklük yok” düşüncesi hayata geçirilebilir)
Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti değişebilir (‘Türklük yok’ düşüncesinden hareket edilince doğal olarak Türkçe’ de kalmaz… İktidarın İstanbul sevdası ve Turkuaz merakı da malûmdur. İstiklâl Marşı’  nın mehteran versiyonu da hazır) 
Bundan sonra her şey “partili başkanın” elindedir; ‘O, tak diye emredecek, devletin bütün kurumları şak diye yerine getirecek’
Ancak gözardı edilen bir gerçek vardır; 
Yüzde 49’ luk bir kesim kaya gibi karşılarındadır…
Kıyam, yeniden başlamıştır…
Türkiye'nin 100 yıl önce bıraktığı yere geri dönmesine asla izin verilemez; verilmeyecektir...
“Atı alan Üsküdar’ı geçti” diyen partili başkan, Üsküdar’ı geçememiş, yarı yolda kalmıştır.) 
Cumhuriyet yolunda yeni kıyamın kutlu olsun Türkiye…
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol