İktidarın ilk günden itibaren, devam ettirdiği bir taktik var; suçu başkalarına yüklemek. AKP Genel Başkanının konuşmalarına bakınca; zannedersiniz ki, bir muhalefet lideri konuşmaktadır. Devamlı olarak bir tenkit ve suçlama üslûbu sürdürülmektedir.

1- AKP’nin aktif kadrosunda, ekonomiden ve maliyeden anlayan yoktur. Hele hele, bol maaşlı kalabalık danışman kadrosu, iyice zayıftır. Neticede de ülke ekonomisi çökmüştür. Enflasyon, işsizlik, fakirlik, iflaslar, icra takipleri vb. sıkıntılar zirve yapmıştır. Tarım bitirilmiştir.


2- Bugüne kadar; suç, devamlı olarak (başta ABD olmak üzere) dış güçlere yüklenmekte idi. Şimdi, yeni bir suçlu daha ilâve edilmiştir: Marketler…
3- Başkanlık dönemimde, (ekibimle birlikte) TANSAŞ başarı öyküsü yazmış birisi olarak; yapılan haksız ve çok yanlış suçlamalara cevap vermek istiyorum;
a) Marketlerle, pazarları mukayese etmek, çok yanlıştır. (Kaldı ki, pazarlar marketlerden daha ucuz değildir.) Aslında, meyve ve sebze satışı, marketler için çok da karlı değildir. Müşteri kaçmasın diye satış yapılmaktadır. 
b) Pazar yerlerindeki alım-satımlar, tümüne yakını ile faturasızdır.
e) Pazarcıların kira, ücret, elektrik, su, doğalgaz, aydınlatma, soğutma, ısıtma, temizlik vb. giderleri yoktur.
d) Pazarcılar Gelir Vergisi, KDV, Muhtasar, SSK, Çevre Vergisi velhasıl hiçbir vergi ödemezler.
e) Kaliteye, standartlara, hijyenik ortama, Belediyelerin ve Tarım Bakanlığı mevzuatına uyulmaz. Zaten, denetim de yapılmaz.
f) Malları seçerek alamazsınız. (Bu da fire oranlarına etki eder.) Ürün iadesi ise kesinlikle söz konusu değildir. Müşteri memnuniyetine önem verilmez. Güvenlikli otopark temini de yoktur.


Netice olarak, hiçbir yük taşımayan pazarcılarla; her türlü yükümlülüğü yerine getiren, her işlemi kayıt altına alınan, devamlı denetlenen, Maliye için en büyük gelir kaynağı olan, 2019 yılında cirosu 900 milyar TL olarak tahmin edilen, halen 850 bin kişiye direkt iş imkânı sağlayan, bu yıl da 50 bin kişiye yeni iş imkânı sağlaması beklenen, bir sektörü mukayese etmek çok yanlıştır. Suçlamak ise büyük haksızlıktır.

İktidar, suçu başkalarına yüklemek yerine, kendi hatalarını araştırmalıdır. Üretime yönelik bir planlı ekonomi politikasına geçmelidir. Kadrolara, yandaşları değil, liyakat sahiplerini, tayin etmelidir. Keyfi uygulamaları, lüks ve israfı, terk etmelidir. Ülkede güven tesis edilmelidir. Demokrasi, fikir, ifade, inanç, teşebbüs hürriyetleri, can ve mal güvenliği, hukuk düzeni sağlanmalıdır. Baskılar, tehditler, haksız uygulamalar, terk edilmelidir. Yerli ve yabancı sermayenin kaçışı önlenmelidir.
Tablo açıktır. Sorumlusu da mevcut iktidardır. Başkalarını suçlamak, çözüm getirmez. Sorumluluktan da kurtarmaz. Hatalı ithalat politikaları ile Türk çiftçisini batırır, yabancı çiftçileri zengin edersiniz. Ülkemizi yabancı kartellerin sömürü sahası yaparsınız, tohum, ilaç, gübre vb. terörlere teslim olursunuz. Hepimizi GDO’lu gıdalara mahkum edersiniz. 
Kaldı ki sizin sevgili Suriyelileriniz var. Türk halkı umurunuzda değil.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
doğan bilgin 2019-05-31 13:25:20

Sayın Başkanım yüreğinize ve kaleminize sağlık. Yazıyı bugün okumak nasip oldu.