Uzun zamandır izliyorum ülkede olanları. Özellikle son zamanlarda gittikçe artan acayiplikler daha da dikkatimi çekiyor.
Halkın tepkisi hiçe sayarak alınan kararları, tüm muhalif seslerin anında kısılmaya çalışılmasını, yapılan adaletsiz uygulamaları, satılan fabrikaları, bölünme noktasına getirilen üniversiteleri, çat diye bir anda aldıkları seçim kararını... falan filan!
Zırt pırt değişen eğitim "sistemini", işsizliği, ekonomiyi, müthiş (!) dış politikamızı bir kenara koydum!
Yaşananları sorgulayan akılla, bilimle falan izah etmek zor, zira ne mantığı var ne de kuralı! Vicdana oturtmak zaten mümkün değil!
Geleceğimizle ilgili alınan kararlarda ne söz konusu kişilerin ne de işin uzmanlarının görüşüne başvuruluyor, fikri soruluyor.
Her karar, "ben dedim oldu!" dercesine alınıyor.
Bu ülkenin bilim insanları, konusunun uzmanları, liyakat sahibi kişileri, umurlarında bile değil!
Sonrasında elde var bin tane sorun, isyan noktasına gelen insanlar ve zulme uğramış bir kitle!
“Yanıldık, pişman olduk” denilse de iş işten geçiyor. Zaten ders mers alındığı da yok!
Doğa “kanunlarla” işler. İsteseniz de onlara aykırı bir iş yapamazsınız. Yapmaya kalkarsanız ters teper, bedelini ödetir size acı acı!
Tabiat kuralıdır, her şey "kendinde var olan düzene" dönmeye çabalar. Siz ne kadar bozmaya, uğraşsanız da o kendi bildiğini okur!
"Kirliliği" sevmez! 
Uygun olmayan yere bina yapsanız seller alır, tohum ekseniz yeller alır.
Bünyeye kötü bir besin sokanın önce midesi bulanır, sonra soluğu tuvalette alır.
Bünye bu, tutmaz illâ ki atar "gereksiz ve zararlı" ne varsa!
Mideler bulanıyorsa;
Ya yenilen bir "herze" vardır,
Ya hasta adam olmuşsunuz demektir, 
Ya fena halde korku sarmıştır bünyeyi,
Ya da ferah günlere "gebedir" o bünye!
Şimdi gündemimiz seçim. 
Türkiye seçime giderken, geçenlerde önemli bir seçim daha oldu. Ülkemizin, taraftar kitlesi en fazla kulüplerinden biri olan Fenerbahçe başkanını seçti. 
Uzun yıllar başkanlık yapan Aziz Yıldırım, koltuğunu Ali Koç'a bıraktı. Bırakın FB'li olmayı, rakip takımı tutanlar bile bu seçime ilgi gösterdi ve sonucunu sevinçle karşıladı.
Fenerbahçe ve eski başkanı Aziz Yıldırım, geçmişte zor günler geçirdi, ağır bedeller ödedi. Dik duruşuyla takdir topladı. 20 yıllık yönetiminde muhakkak güzel işler de yaptı. Ama görevi bırakma sürecinde sergilenen tavır, keşke böyle bitmeseydi dedirtti herkese. İnsanlar neden koltuğa otururken medenîdir de koltuktan kalkarken medeniyet ve insanlık ölçüleri rafa kalkar?
Bugüne kadar yaptığı güzel işler için Aziz Yıldırım'a teşekkür ederiz.
Bölmeyen, birleştiren, dostluk dolu yapıcı mesajlar veren Ali Koç'un da bu zorlu görevde yolu açık olsun. 
Aslında bu konu pek ilgi alanıma girmese de ben de dahil, hatta Fenerbahçe taraftarı olmayanların bile bu seçime ilgi göstermesinin önemli bir nedeni var.
Ülkemizde her alanda görülen seviye düşüklüğü, nezaketten uzak dil, işi ehline vermeme ve adam kayırma insanları fazlasıyla bıktırdı. Artık her işin başında; ben dedim oldu diyen değil akılla bilimle yöneten, küfretmeyen, bölmeyen birleştiren yöneticiler görmek istediğimiz için Fenerbahçe'deki bu değişim, umut oldu herkese. Darısı ülkemizin başına diyelim.
Ne zaman ki her alanda dürüst, kavga ettirmeyen, birleştiren bölmeyen kaliteli yöneticileri seçeriz, işte o zaman çıkarız düzlüğe.
Kim ki bünyeyi bozar, insanlığını hırslarına ve kinine kurban eder, ruhumuzun akorduyla oynar; bilin ki o bünye "doğalını" bozan ne varsa önünde sonunda hepsini çıkarır atar! Tabiat kanunudur.
Ülkenin başı dönüyor, midesi fena halde bulanıyor!
Anlayacağınız, güzel bir şeye gebeyiz galiba! Hadi hayırlısı...
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol