Uluslararası ilişkilerin vazgeçilmez unsuru ne diye sorulduğunda net olarak Terör ve terörizmdir cevabı verebilir. Bugün uluslararası ortamdaki güç mücadelesinde de açıkça terör örgütlerinin aktif olarak sahada olduğu görülmektedir. Terör örgütleri devlet desteği almadan yaşayamaz.
    Bugün ister 3. Dünya Savaşı deyin isterseniz başka bir tanımlama ancak adı konmamış bir savaşın içindeyiz. Neden mi? Çünkü, diğer devletler vekalet savaşı yaparken biz direk içindeyiz. Yani diğer bir deyişle terör örgütlerini destekleyen devletlerle yaptığımız bir savaş söz konusudur.
    Suriye, Irak ve diğer Ortadoğu ülkelerine baktığımızda, küresel ve bölgesel güçlerin ekonomik ve politik çıkarları için kendileri ile çatışan devletlere karşı dolaylı veya direkt olarak terörizmi bir maşa olarak kullandıkları ve desteklediklerini görmekle birlikte bu durum yani terörizm uluslararası bir boyut kazanmıştır. Bu devletler kendi askerlerini kullanmaksızın ya müttefiklerini yada hedeflerindeki ülkelerde etnik unsurları kullanarak belirli vaatlerle yönlendirilebilmektedir. 
    Çatışmaların yoğun olduğu Ortadoğu’da ABD ile Rusya arasında yaşanan küresel rekabet gözden kaçacak gibi değildir. Asıl vekalet savaşı içinde yer alan bu iki devlettir. İran ve Türkiye ise bölgesel güç mücadelesi peşinde. Türkiye, birebir savaş içinde olmasına rağmen aynı zamanda yerel değil uluslararası bir terörizme maruz hale de gelmiştir. Ancak ümidimiz Türkiye'nin Suriyelileşmemesidir. İran ise her ne kadar etkili ise de ABD ile yaşanan krizin kendine dönük bir tehlikeye de yol açabileceği anlamına gelmektedir.
    Şimdi şöyle bir düşünelim, bu vekalet savaşı ile Suriye rejimi yıkılır ise her şey normale dönecek mi? Tabii ki hayır. Çünkü, Suriye'de var olan örgütler bu defa birbirine karşı üstünlük sağlamak için tekrar güçlerin desteğini talep edecektir. 
Şöyle ki, savaşın ilk zamanlarına baktığımızda daha az örgüt varken bugün bir çoğunun adını bile bilmiyoruz. Bu sayı daha da artacak görünmektedir. 
    Terör örgütleriyle bir savaş kazanılamaz kazanılsa da uzun vadeli olamaz. Bir de şu açıdan bakalım; IŞİD örneğinde olduğu gibi örgüt liderlerinin ve diğer mensuplarının zamanla ekonomik faaliyetler içinde yer alarak iş adamlığına soyunmaları savaşın sonuç olarak başarısını göstermemektedir.
    Yine başarılı olunamayacağının bir nedeni de; otorite boşluğundan faydalanacak örgütler  belli bölgelerde hakimiyet kurup kaos ve şiddet ortamı yaratarak savaşın sürmesine neden olabileceği gibi bu durumdan faydalanabilecek olmasıdır.
    Küresel güçlerin ekonomik hedefleri doğrultusunda bir savaş ekonomisinin oluştuğu ve bu ekonominin merkezinde savaş partonlarının uluslararası bağlantılara sahip terör örgütlerini kullanarak yeni savaşlara yol açabileceği gerçeği unutulmamalıdır...
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol