Son dönemlerde karşımıza çıkan bu yeni kavram,  siber ortamlarda gerçekleşen ve “hiçbirimizi ilgilendirmeyecek kadar uzak ve bir o kadar da gerçek dışı olayların bizimle ne ilgisi olabilir” hissine kapılmayın.
       Neden düşünelim ki!!  
Neredeyse her ev ve iş yerinde bilgisayar var. Bir de bunlara akıllı telefon da eklenince sanal ortamlara ulaşmak hiç de zor değil. TÜİK 2015 araştırmasında ortalama internet kullanım oranı ortalama %55,35, bir de üzerine, hanelerin cep telefonu sahibi olduğu eklendiğinde risk daha da artıyor. 
    Sanal zorbalık, bir kişi ya da grupça, bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanmak suretiyle, diğer insanlara zarar vermeyi amaçlayan, kasıtlı düşmanca tavır ve davranışlar ya da daha basit bir ifadeyle ‘’İnternet , cep telefonu diğer bazı cihazları kullanarak metin ve resim göndermek yoluyla bir diğer kişiyi incitme utandırmak, onu alay objesi haline getirme ve aşağılamaktır.”    

    


Niye sanal zorbalık…!!!!!
 Genellikle buna başvuran kişilerde intikam, kızgınlık, engellenme duygularının ağır bastığı ya da hayatına renk katmak, kısa süreli eğlenmek, kısa süreli içsel galip gelme duygularıyla tatminlik sağlamak, şiddete meyilli olmak, sosyal güç (fenomen) ve iyi bir prestije sahip olmak amacıyla bu yönteme başvurulmaktadır.  Uzmanlar bu konuda zorbalığa başvuranlar ile ilgili olarak; ebeveynlerin aşırı hoşgörülü olması, katı ve fiziksel disipline maruz kalmaları, sıcak ve samimi aile ortamlarının olmaması, ebeveyn rehberliğinden yoksun olmaları, rol-model ilişkileri gibi başlıca nedenler içinde yer alır.
Halk arasında “TROLLEME”  olarak adlandırılan bu davranış biçimine en son şarkıcı Aylin maruz kalmış, bir Twitter kullanıcısının Aslım’ın siyasi düşünceleriyle ilgili yorum yazması üzerine bir tartışma başlamış,  ünlü rock’çının “Abazan trollerin en neşeli saatleri bu saatler. Adamsınız, adamın dibisiniz. Sizin de işiniz zor be” yazmasıyla tartışma büyümüştür. 
“Abazan” lafına alınan bir grup, Twitter üzerinden  “Aylin Aslım abazanlardan özür dilesin” konu başlıklı mesajlar yazmaya başlamış ve daha sonra Aslım’ı incitecek esprilerin de bulunduğu bir başlığa dönüşmüş ve neticesinde, konu mahkemeye taşınarak,  bu davranışlarda bulunan kişi 5 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. 
Peki sanal zorbalık hangi yaş gruplarında etkin ve nasıl önlenebilir….
Genellikle 13-19 yaş grupları arasında yaygınlık gösterse de, yetişkin yaş gruplarında da görülebilmektedir.  Ebeveynler, erişkinler üzerinde çok basit tedbirlerle bu davranışları önleyebilirler.  Nedir bunlar : 
-Tutarlı, adil bir disiplin uygulanmalı, İyi bir yetişkin modeli uygulanmalı, hoş görülmeyecek davranışlara sınır konulmalı ve iyi bir gözlemci olunmalı,
-Çok erken yaşlardan başlayarak çocuğa çocuğa vurma, itme, alay etme vb. davranışların incitici olduğu öğretilmeli Örneğin;  “aynı durumla sen baş başa kalsaydın, ya da seninle alay edilseydi ne hissederdin ?“   şeklinde sorularla empati yeteneği geliştirilmeli,
-Bireylerimizle sanal zorbalık hakkında konuşulmalı, öğretilmeli ve nasıl başa çıkılacağı ve yapılması gerekenler ile ilgili bilinçlendirilmeli,
-Ebeveynlerin erişkinler üzerinde kontrolü sağlanmalı ancak bir gardiyan gibi yada bir ajan görünümüne bürünmemeli, onların şifreleri öğrenilmeli ve onlara acil durumlarda kullanacağınız söylenmeli, şifrelerini saklı tutmaları ve kimseyle paylaşmamaları gerektiği söylenmeli, online iletişimlerinin gözden geçirileceği söylenmeli,
-Ne postaladıkları ya da yazdıkları konusunda dikkatli ve akıllı olmaları konusunda uyarılmalı, kişisel bilgilerin paylaşımı konusunda uyarılmalıdır.
Yapılması gereken tek şey sanal zorbaları kışkırtacak davranışlardan uzak durulmalı kaldı ki; istedikleri de budur, ÇÖZÜM BU İLETİLERE YANIT VERMEMEKTİR.
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol