YAZIKLAR OLSUN!

Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden 301 işçiden birisi olan Muhammed Girgin'in annesi ve babası tedavi için gittikleri hastanede sosyal güvenliklerinin kesildiğini öğrendi.

16 Haziran 2014 Pazartesi 15:37
YAZIKLAR OLSUN!

 Geçen 13 Mayıs'ta Soma Kömür İşletmeleri'ne ait maden ocağında çıkan yangın sonrasında 301 madenci hayatını kaybetti. Ocaktaki işçilerin cesetlerinin tümü, ekiplerin 5 gün süren çalışmaları sonrasında çıkartılabildi. Olayın ardından başlatılan adli soruşturmada ise, aralarında şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ve İşletme Müdürü Akın Çelik'in de bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Adli soruşturmanın halen devam ettiği olayla ilgili meclis araştırma komisyonu üyesi milletvekilleri de, Soma'ya gelerek incelemelerde bulundu.

TEK EVLATLARININ İSMİ, TORUNUNDA YAŞAYACAK
Maden faciasında en büyük acılardan birisini ise, ölen 301 işçi arasında yer alan 27 yaşındaki Muhammed Girgin'in, annesi 49 yaşındaki Neriman Girgin ile 54 yaşındaki babası Muharrem Girgin yaşadı. Neriman Girgin ve Muharrem Girgin çifti, faciada, uğruna oturdukları Balıkesir'in Savaştepe ilçesine bağlı köyden Soma'ya taşındıkları tek evlatları Muhammed Girgin'i kaybetti. Henüz 8 aylık evli olan Muhammed Girgin'in, 8 aylık hamile olan 26 yaşındaki eşi Derya Girgin ise, yaşadığı acıya daha fazla dayanamadığı için kaldırıldığı hastanede erken doğum yaptı. Derya Girgin'in erken dünyaya getirdiği erkek bebeğine ise, madende hayatını kaybeden babası Muhammed Girgin'in ismi verildi. Bir süre hastanede tedavi altında tutulan minik Muhammed, sağlık durumunun düzelmesi üzerine evine gönderildi. 

HASTANE KAPISINDA AİLEYE İKİNCİ ACI
Köyde yaşamlarını sürdüren Neriman Girgin epilepsi (sara) rahatsızlığı, baba Muharrem Girgin ise, böbrek rahatsızlığından tedavi görmek için oğullarının peşinden yıllar önce Soma'ya taşındı. Muharrem Girgin, böbrek hastalığından dolayı, kendisini iyi hissettiği zamanlarda gittiği inşaatlarda sıva ustalığı yaptı. Ancak rahatsızlığının ilerlemesi üzerine, evinden çıkamadı. Hiçbir sosyal güvenceleri ve gelirleri bulunmayan Neriman Girgin ile Muharrem Girgin, maden ocağında çalışan oğulları Muhammed Girgin'in üzerinden sosyal hak elde edip hastanede böylelikle tedavi olmaya başladı. Faciadan sonra rahatsızlığı iyice ilerleyen anne Neriman Girgin eşiyle, tedavi olmak için hastaneye gitti. Oğlunun üzerinden yine hiçbir ödeme yapmadan tedavi olacağını düşünen Neriman Girgin, hastane görevlilerinin kendisine verdiği bilgiyle büyük şok yaşadı. Madende hayatını kaybeden Muhammed Girgin'in, ölüm ilamının mahkemeden çıkmasının ardından bu bilginin sisteme girmesiyle SGK'nın da, anne ve babanın sosyal haklarını kestiği ortaya çıktı. Kayıt sırasında öğrendiği şok gerçekle ikinci acıyı yaşayan anne Neriman Girgin, bu sırada baygınlık geçirdi. Özel hastanede tedavi altına alınan Neriman Girgin'in oğlunu madende kaybettiğini öğrenen hastane yetkilileri, tüm masrafları kendileri üstlenerek acılı annenin tedavisini yapıp evine gönderdi.

"BİZE GARİPLERİM DERDİ, GARİP BIRAKTI" 
Ancak maden kurbanı oğulları üzerinden aldıkları sağlık hizmetinin ellerinden alınmasıyla Neriman Girgin ve Muharrem Girgin büyük üzüntü yaşadı. Oğlunun arkasından gözyaşı döken baba Muharrem Girgin, "Benim tek evladımdı, bizim tek dayanağımızdı. Onun için yaşadık. O da bize her zaman sahip çıktı. Girişimlerde bulundu bizim kendisi üzerinden tedavi olmamızı sağladı. Çünkü eşim sara hastası ve günde 5 ilaç içiyor. Ben yine böbrek hastasıyım. Soğuklarda ve yorucu işlerde çalışamıyorum. Bizim bile ev kiramızı o karşılardı. Şimdi biz öylece ortada kaldık. Hiçbir gelirimiz de yok. Artık hastaneye bile gidemeyeceğiz, çünkü güvencemiz kalmadı. Ben oğlumu ihmale kurban verdim, bize acı üzerine acı yaşatıyorlar" dedi. Gözyaşı döken eşini teselli etmeye çalışan anne Neriman Girgin ise, "Hastaneye sıra bana geldiğinde o bilgiyi verdikleri an dünyam başıma yıkıldı. Ne yapacağımı şaşırdım, fenalaştım. Nasıl olur, oğlum ölür ölmez bizleri de yok saymışlar. Ben ağır hastayım, zaten oğlumun üzerinden sağlık hizmeti almasam bugüne kadar yaşayamazdım. Bizleri de, onun yanına gömmek istiyorlar. Biz zaten tek evladımızı kaybettik, yaşayan ölü gibiyiz. Bize 'gariplerim' derdi. Evet aynen öyle bir garip kaldık onun arkasından bu dünyada. Yağlı güreş yapardı, pehlivandı yani. Ama dağ gibi oğlum onun gibi gencecik arkadaşlarıyla birlikte ihmal kurbanı oldu. Ama torunumuz için onun hakkını savunacağız. Verilen sözler hep lafta kalıyor" dedi.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 16.06.2014 15:38
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol