İşte aynı zamanda Uluslararası D Vitamini Komitesi Üyesi olan İç Hastalıkları Uzmanı ve Kalp Profesörü hocamızın o açıklamaları:
"Her gün sürekli olarak kullanılmaktadır!" D vitamini son derece önemli, hayati değeri olan bir hormondur. Vücudun her bir hücresinin ona ihtiyacı vardır. Bu nedenle vücudumuzun her hücresinde de D vitamini reseptörleri bulunmaktadır! Her gün sürekli olarak kullanılmaktadır, çünkü en güçlü antioksidandır, virüslerle, bakteri ve mikroplarla ve toksinlerle sürekli mücadele etmektedir ve her gün her birey ve organizmanın durumuna göre, o kişinin ihtiyacı değişiktir. D vitamini değeri, diğer hormonlarda da olduğu gibi STATİK bir değer değildir. Amaç bu değişikler sürüyorken, değerinin 100'ün altına inmemesidir. Genetik deyipte işi kolaya bağlamak doğru değildir...Tüberkülozun tedavisi eskiden D vitamini ile yapılıyordu, sanatoryumları hatırlar mısınız? Gençlerin haberi bile yoktur! GÜN ışığı tedavi edicidir, işte bu nedenlerle. Yeni doğan sarılığının tedavisi de yalnız ve yalnız D vitamini ile yapılmaktadır! Yüksekliğinin toksik olduğuna dair bir değer de henüz bilinmemektedir, ve henüz gösterilmemiştir. Organizmadaki diğer hormonlar gibi sürekli üretilmelidir. Üretimin bir çok hastalık ve çevresel nedenlerden dolayı yeterli olmadığı, ihtiyacı karşılamadı zaman tabii ki, tedavi amacıyla yeterli destek alınmalıdır. Yeni doğanın fizyolojik sarılığının tedavisi gibi... Nöropatiye bağlı şiddetli ağrıların giderilmesi gibi... Alzheimer'in önlenmesi gibi...
"Her gün sürekli olarak kullanılmaktadır!" D vitamini son derece önemli, hayati değeri olan bir hormondur. Vücudun her bir hücresinin ona ihtiyacı vardır. Bu nedenle vücudumuzun her hücresinde de D vitamini reseptörleri bulunmaktadır! Her gün sürekli olarak kullanılmaktadır, çünkü en güçlü antioksidandır, virüslerle, bakteri ve mikroplarla ve toksinlerle sürekli mücadele etmektedir ve her gün her birey ve organizmanın durumuna göre, o kişinin ihtiyacı değişiktir. D vitamini değeri, diğer hormonlarda da olduğu gibi STATİK bir değer değildir. Amaç bu değişikler sürüyorken, değerinin 100'ün altına inmemesidir. Genetik deyipte işi kolaya bağlamak doğru değildir...Tüberkülozun tedavisi eskiden D vitamini ile yapılıyordu, sanatoryumları hatırlar mısınız? Gençlerin haberi bile yoktur! GÜN ışığı tedavi edicidir, işte bu nedenlerle. Yeni doğan sarılığının tedavisi de yalnız ve yalnız D vitamini ile yapılmaktadır! Yüksekliğinin toksik olduğuna dair bir değer de henüz bilinmemektedir, ve henüz gösterilmemiştir. Organizmadaki diğer hormonlar gibi sürekli üretilmelidir. Üretimin bir çok hastalık ve çevresel nedenlerden dolayı yeterli olmadığı, ihtiyacı karşılamadı zaman tabii ki, tedavi amacıyla yeterli destek alınmalıdır. Yeni doğanın fizyolojik sarılığının tedavisi gibi... Nöropatiye bağlı şiddetli ağrıların giderilmesi gibi... Alzheimer'in önlenmesi gibi...
Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay Uluslar Arası D vitamini Komitesi Üyesi İç Hastalıkları Uzmanı ve Kalp Profesörü Karatay Sağlık Kitaplarının Yazarı
yuzdeyuzhaber
Son Güncelleme: 15.06.2016 13:42
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol
Sevgili Hocam,bu güzel bilgiler,asıl ihtiyaç sahibi kişilere ulaşabilse.....
Saygılarımla Sayenizde o kadar bilgi sahibi oldumki anlatamam Yazdıgınız tüm önerileri harfıyen uygulamaya çalışıyor ve okuyorum emek vecabalarınızdan dolayı şükranlarla
Hocam siz olmasaydiniz var ya bu millete tika basa ekmek yedrip balon gibi şişirecektiler .
Iyiki varsiniz biz size inaniyoruz saglik bakanliginida tiklemiyoruz.
Halki aydinlatip uyarmaya devam etmenizi bekliyoruz.
Sevgiler saygilar size.
Hocam ailece sizl seviyoruz sagolun
Sagolun varolun her doktor boyle acklamalar yapsa simdi yapanlar da var inanin hastaliklar kalmaz ilac tuketimide azalir tesekkurler verdiginiz bilgilere.