ZİYARET ÖNCESİ ŞOK İDDİA!

Kasım ayı sonunda Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirmeyi planlanan Papa Francesco ve Vatikan ise bu iddiayı resmi olarak doğrulamış değil.

14 Kasım 2014 Cuma 13:36
ZİYARET ÖNCESİ ŞOK İDDİA!

 Buones Aires Başpikoposu Kardinal Mario Poli, Papa Francesco’nun sözde Ermeni soykırımının 100. yılı vesilesiyle 12 Nisan 2015’te Vatikan’da bir ayin düzenleyeceğini iddia etmişti.

Kasım ayı sonunda Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirmeyi planlanan Papa Francesco ve Vatikan ise bu iddiayı resmi olarak doğrulamış değil.

17 Ağustos’taki bir ayin sırasında yaptığı açıklamada Kardinal Mario Poli, Papa Francesco’nun sözde Ermeni soykırımı kurbanlarını anmak için Aziz Petrus Bazilikası’nda bir ayin düzenleyeceğini iddia etmişti. Kilise yetkilileri de idiayı yineleyerek Papa’nın bir yıl öncesinden Ermeni Katolikleri Patriği Nerses Petros’un sözde Ermeni soykırımının tanınmasına ilişkin bir ayin tertiplenmesi konusundaki davetine cevap verdiğini ileri sürmüştü.

Papa seçilmeden önce de 1915 olaylarına ilişkin Ermeni tezlerini benimseyen açıklamalar yapan, geçtiğimiz yıl da sözde Ermeni soykırımından kurtulduğu öne sürülen bir Ermeninin kızını kabul eden Papa Francesco'nun kıza “Bu, 20. asrın ilk soykırımıydı” şeklinde konuşması basına yansımıştı.

Konunun Papa’nın Türkiye ziyareti sırasında gündeme gelebilecek meseleler arasında yer alabileceğine inanılıyor.

Türkiye Tek Taraflı İtham ve Yakıştırmalara Karşı Çıkıyor

Hıristiyan olan ilk ulus oldukları ve Hıristiyan oldukları için Müslümanlar tarafından soykırıma tabi tutuldukları iddialarıyla tarihi gerçekleri çarpıtarak dini ve vicdani istismar politikası izleyen Ermenistan ve Ermeni diasporasının Türkiye’ye yönelik iddiaları, Türkiye’yi tanımayan ve İslamofobik akımların etkisi altında kalan Batılı liderlerin manipüle edilmesiyle sonuçlanıyor.


Ermenistan Türkiye’nin Çağrılarına Cevap Vermiyor

Türkiye’nin 1915 olaylarına ilişkin iddiaların araştırılması için Ermenistan’a yaptığı arşivlerin açılması ve iki tarafın belirleyeceği uluslararası tarihçi, hukukçu ve uzmanların konuyu araştırmaları için ortak bir komisyon kurulmasına yönelik çağrıları Ermenistan tarafından reddediliyor.

Hiçbir uluslararası mahkemenin 1915 olaylarını jenosit olarak tanımlayan bir kararı olmadığı halde Türkiye’yi uluslararası alanda “soykırım”la itham eden Ermeni diasporası ve Ermenistan, İslamofobi ve Türkiye karşıtlığının zemin sahibi olduğu Batı ülkelerinin parlamentolarında birkaç Türk karşıtı vekilin katıldığı geceyarısı oturumlarında alınan cılız kararlarla Türkiye’yi sıkıştırarak Soykırım iddialarını tanımaya, sözde soykırım nedeniyle tazminat elde etmeye ve Ermenistan’a ve Ermenilere toprak vermeye zorlama politikası izliyor.

Davutoğlu: Nerede Bir Ermeni Varsa Gidip Konuşacağız

Batı’da çeşitli ülkelerde kabul edilen Ermeni tasarılarına tepki gösteren Başbakan Davutoğlu, “Bu bağnaz tutuma karşı nerede bir Ermeni varsa gidip konuşacağız” demişti.

Ermeni diasporasına seslenen Davutoğlu, “"Anadolu topraklarından göçmüş, dini ve mezhebi ne olursa olsun her birey, bizim diasporamızdır. Bağnaz tutumlara ve Ermenistan ve bazılarının sürekli tahrik etmeye çalıştığı tarihe dayalı nefret duygularına karşı nerede bir Ermeni varsa gideceğiz ve konuşacağız. Önce Ermeni dostlarımızın da kalbini tek tek kazanacağız. Nasıl içerde muhtemel ve mutlak tehdit tanımını yıktık, dışarda da bütün Ermeniler bütün Ortodokslar veya başkaları muhtemel tehdittir algısını yıkacağız. Her bir Ermeni ile, Türkiye'den göç etmiş her bir Rum ile konuşacağız. Ortak geçmişimizin parıltılı yüzyıllarını da konuşacağız.” diye konuşmuştu.

Türkiye, Uzlaşı İçin Büyük Gayret Gösteriyor

Başbakanlığının ilk yıllarından itibaren Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmesi halinde diplomatik ilişkilerin tesis edileceğini ifade ederek Ermenistan’ı dev bölgesel projelerin dışında kalarak halkını yoksulluğa mahkum etmemeye davet eden Cumhurbakanı Erdoğan, iki ülke arasındaki tarihi husumetlerin halli için birçok defa tarihçiler komisyonu kurulmasını teklif etmiş, bu amaçla Ermenistan idarecilerine mektup da yazmıştı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz yıl da 1915'te hayatını kaybeden Ermenilerle ilgili bir açıklama yayınlamış ve "1915'te ölen Ermenilerin torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz. Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan hadiseler hepimizin ortak acısıdır." diye yazmıştı.

Açıklamasında Erdoğan, “Ermeni vatandaşlarımız ve dünyadaki tüm Ermeniler için özel bir anlam taşıyan 24 Nisan, tarihi bir meseleye ilişkin düşüncelerin özgürce paylaşılması için  değerli bir fırsat sunmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarının hangi din ve etnik kökenden olursa olsun, Türk, Kürt, Arap, Ermeni ve diğer milyonlarca Osmanlı vatandaşı için acılarla dolu zor bir dönem olduğu yadsınamaz.

Adil bir insani ve vicdani duruş, din ve etnik köken gözetmeden bu dönemde yaşanmış tüm acıları anlamayı gerekli kılar.

Tabiatıyla ne bir acılar hiyerarşisi kurulması ne de acıların birbiriyle mukayese edilmesi ve yarıştırılması  acının öznesi için bir anlam ifade eder.

Atalarımızın dediği gibi ‘ateş düştüğü yeri yakar’.

Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı herkes gibi Ermenilerin de o dönemde yaşadıkları acıların hatıralarını anmalarını anlamak ve paylaşmak bir insanlık vazifesidir.

1915 olaylarına ilişkin farklı görüş ve düşüncelerin serbestçe ifade edilmesi; çoğulcu bir bakış açısının, demokrasi kültürünün ve çağdaşlığın gereğidir.

Türkiye’deki bu özgür ortamı, suçlayıcı, incitici, hatta bazen kışkırtıcı söylem ve iddiaları seslendirmek için vesile olarak görenler de bulunabilir.

Ne var ki, tarihi meseleleri hukuki boyutlarıyla birlikte daha iyi anlamamız, kırgınlıkları yeniden dostluklara dönüştürmemiz mümkün olacaksa, farklı söylemlerin empati ve hoşgörüyle karşılanması ve bütün taraflardan benzer bir anlayışın beklenmesi tabiidir.

Türkiye Cumhuriyeti hukukun evrensel değerleriyle uyumlu her düşünceye olgunlukla yaklaşmaya devam edecektir.

Fakat 1915 olaylarının Türkiye karşıtlığı için bir bahane olarak kullanılması ve siyasi çatışma konusu haline getirilmesi de kabul edilemez.

Birinci Dünya Savaşı esnasında yaşanan hadiseler, hepimizin ortak acısıdır. Bu acılı tarihe adil hafıza perspektifinden bakılması, insani ve ilmi bir sorumluluktur.

Her din ve milletten milyonlarca insanın hayatını kaybettiği I. Dünya Savaşı esnasında, tehcir gibi gayr-ı insani sonuçlar doğuran hadiselerin yaşanmış olması, Türkler ile Ermeniler arasında duygudaşlık kurulmasına ve karşılıklı insani tutum ve davranışlar sergilenmesine engel olmamalıdır.

Bugünün dünyasında tarihten husumet çıkarmak ve yeni kavgalar üretmek kabul edilebilir olmadığı gibi ortak geleceğimizin inşası bakımından hiçbir şekilde yararlı da değildir.

Zamanın ruhu, anlaşmazlıklara rağmen konuşabilmeyi; karşıdakini dinleyerek anlamaya çalışmayı;  uzlaşı yolları arayışlarını değerlendirmeyi; nefreti ayıplayıp saygı ve hoşgörüyü yüceltmeyi gerektirmektedir.

Bu anlayışla biz Türkiye Cumhuriyeti olarak 1915 olaylarının bilimsel bir şekilde incelenmesi için ortak tarih komisyonu kurulması çağrısında bulunduk. Bu çağrı geçerliliğini korumaktadır. Türk, Ermeni ve uluslararası tarihçilerin yapacağı çalışma, 1915 olaylarının aydınlatılmasında ve tarihin doğru anlaşılmasında önemli bir rol oynayacaktır.

Bu çerçevede arşivlerimizi bütün araştırmacıların kullanımına açtık. Bugün arşivlerimizde bulunan yüzbinlerce belge, bütün tarihçilerin hizmetine sunulmaktadır.

Türkiye, geleceğe güvenle bakan bir ülke olarak tarihin de doğru anlaşılması için  ilmi ve kapsamlı çalışmaları her zaman desteklemiştir. Etnik ve dini kökeni ne olursa olsun yüzlerce yıl bir arada yaşamış, sanattan diplomasiye, devlet idaresinden ticarete kadar her alanda ortak değerler üretmiş Anadolu insanları, yeni bir gelecek inşa edebilecek imkân ve kabiliyetlere bugün de sahiptir.

Kadim ve eşsiz bir coğrafyanın benzer gelenek ve göreneklere sahip halklarının, geçmişlerini olgunlukla konuşabileceklerine, kayıplarını kendilerine yakışır yöntemlerle ve birlikte anacaklarına dair umut ve inançla, 20. yüzyılın başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz.

Aynı dönemde benzer koşullarda yaşamını yitiren, etnik ve dini kökeni ne olursa olsun tüm Osmanlı vatandaşlarını da rahmetle ve saygıyla anıyoruz.” diye yazmıştı. TURKISH NY

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 14.11.2014 13:41
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol