'OPERASYON GECESİ ONUR GECESİDİR'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Şah Fırat operasyonunun yapıldığı gecenin onur gecesi olduğunu söyledi.

23 Şubat 2015 Pazartesi 13:22
'OPERASYON GECESİ ONUR GECESİDİR'

 Parti Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Davutoğlu, Şah Fırat Operasyonu hakkında değerlendirmede bulunarak "Biz hiçbir toprağı terk etmedik. Daha da tahkim edilmiş bir şekilde Suriye toprakları içinde aziz bayrağımız ebediyete kadar Süleyman Şah'ın kutsal mekanında dalgalanmaya devam edecektir. Hiçbir şekilde Türkiye'nin sahip olduğu hakları herhangi bir tarzda ihlal edilmeyecektir. Şah Fırat Operasyonu Ankara'da Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin direktifleriyle ve cumhurbaşkanımızın onayıyla uygulamaya geçmiştir. Uluslararası hukukumuzu, insanımızı ve tarihi mirasımızı koruma yönündeki böylesi bir operasyon için hiçbir yerden izin almayız. Hiçbir yerden yardım ve destek istemeyiz" dedi. Davutoğlu, ayrıca Meclis'te görüşmeleri devam eden İç Güvenlik Paketi ile ilgili olarak muhalefete seslenerek "Hep çağrıda bulunduk. Dedik ki eğer buralarda herhangi bir şekilde bu kanunda AB standartlarına, evrensel demokrasiye aykırı bir husus varsa bize bildirin. Her türlü maddeyi tekrar görüşmeye hazırız. Ama şunu diyorsanız. Bu kanunu geri çekin. Tam seçime giderken 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi birtakım vandallar, teröristler, şiddet yanlıları sokaklara egemen olsun diyorsanız işte biz bunu yapmayacağız. Her ne surette olursa olsun özgürlüklerin korunması ve Türkiye'de güvenlik şartlarının sağlanması amacıyla bu kanun Meclis'ten çıkacaktır. Ama bir teklifiniz varsa görüşmeye hazırız" ifadelerini kullandı.

"ŞAH FIRAT OPERASYONUNU BÜYÜK BİR BAŞARI İLE GERÇEKLEŞTİREN GÜVENLİK BİRİMLERİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun tahliyesi için gerçekleştirilen Şah Fırat Operasyonu hakkında değerlendirmede bulunan Başbakan Davutoğlu, operasyonda görevli bütün birimlere teşekkür ederek "Bu hafta sonu cumartesiyi pazara bağlayan gece bir taraftan Meclis'te muhalefet Meclis adabına yakışmayan tavırla Meclis'i terör ortamına çevirmeye çalışırken bizler, Genelkurmay Karargahı'nda 9 saat süren bir operasyonda hem tarihi mirasımıza hem insanımıza hem de uluslararası haklarımıza ve hukukumuza sahip çıkma mücadelesi veriyorduk. Ben bir kez daha Şah Fırat Operasyonunu büyük bir başarı ile gerçekleştiren Türk Silahlı Kuvvetlerine, onlara istihbarat desteği sağlayan Milli İstihbarat Teşkilatımıza bütün güvenlik birimlerimize teşekkür ediyor, milletim adına bu operasyona katkıda bulunan bütün vatandaşlarımızı, görevlilerimizi alınlarından öpüyorum" diye konuştu.

"MUHALEFET TAKDİR ETMEK YERİNE SURİYE REJİMİYLE BİRLİKTE AYNI DİLİ KULLANMA CİHETİNE GİTTİ"

Şah Fırat Operasyonu'na ilişkin muhalefetin tutumunu eleştiren Davutoğlu, "Dün hayretler içerisinde muhalefetin Şah Fırat Operasyonu hakkındaki kanaatlerini hepiniz takip ettiniz. Öyle tarihi dönemeçler vardır ki milletler, liderler imtihan edilirler. O tarihi dönemeçlerde alınan tavır, daha sonra insanların ya tarihe onurla kaydettikleri izler olurlar ya da hayat boyu taşıdıkları kara lekeler olurlar. Bizim için cumartesiyi pazara bağlayan gece, bir onur gecesiydi. Ama pazar günü muhalefetin bu konuda yaptığı yorumlar onlar açısından tarihe kara leke olarak geçecek niteliktedir. Biz son derece titiz bir operasyonla ve haftalardır süren hazırlıklar neticesinde mahfuz tutulan bir tarihte düğmeye basılmasıyla gerçekten kudretli bir devletin yürüyen temsilcileri olan silahlı kuvvetlerimizin Suriye sınırından içeriye girmesiyle başlayan operasyon ile sabaha kadar tarihimizde yeni bir şanlı sayfa açarken maalesef muhalefet bunu takdir etmek yerine, Türkiye'nin yükselişinden rahatsız olan bazı dış aktörler ve Suriye rejimiyle birlikte aynı dili kullanma cihetine gittiler" ifadelerini kullandı.

"MUHALEFET BU OPERASYON SONRASINDA KÜSTAH TAVRINI DEVAM ETTİRDİ"

Konuşmasında Şah Fırat Operasyonu'nda geçirdiği kaza sonucu şehit olan Astsubay Başçavuş Halit Avcı'ya rahmet dileyen Davutoğlu, "Biz bu operasyonla üç ana hususu korumayı ve bu üç ilkesel konuda açık ve net bir tutumla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kudretini dünyaya göstermeyi hedeflemiştik. Dünyanın neresinde olursa olsun bizim vatandaşlarımıza sahip çıkmak en ulvi görevdir. Günlerdir acaba Süleyman Şah'ta ne oluyor, oradaki askerlere niçin sahip çıkılmıyor, diye sorular soran; bunu Meclis gündemine taşımaya çalışan muhalefet bu operasyon sonrasında da aynı küstah tavrını devam ettirdi. Musul'da başkonsolosluk mensuplarımız kaçırıldığında aylarca onların hayatlarını ethlikeye atacak şekilde muhalefet Türkiye'de tahriklere kalkıştı. Biz ise günlerce gecelerce uykusuz bütün birimlerimiz çalıştı. O vatandaşlarımızı aylar süren mücadeleden sonra Türkiye'ye onurla getirdik. Ateş çemberinin içinden aldık ve çıkardık. Bu anlamda Süleyman Şah Saygı Karakolu'na ve aziz toprağımızı orada muhafaza eden askerlerimiz son 6 ayda kahramanca bu mücadeleyi sürdürdükten sonra vatandaşına sahip çıkan bir devletin kudretli eliyle ülkemize geldiler. Bundan gurur duyuyoruz. Bir tek bir askerimiz hayatını kaybetti. Astsubay Halit kardeşimize bir kez daha buradan rahmet diliyorum" şeklinde konuştu.

"GENELKURMAY KARARGAHINDA OPERASYONU BİZZAT YÖNETTİK"

Şah Fırat Operasyonu'nun detaylarına ilişkin açıklamalarda bulunan Davutoğlu, operasyonu bizzat takip ettiğini belirterek "Süleyman Şah bizim ecdadımızdır. Süleyman Şah sadece bir fani olarak tarih içinde oynadığı rol itibariyle önemli değil, aynı zamanda milletimizin bu toprakları vatan kılma mücadelesinde sembol niteliği itibariyle de önemlidir. Süleyman Şah'ın mirasına shaip çıkmak aslında tarihimize kimliğimize sahip çıkmaktır. Orada kutsal bir emanet olarak muhafaza edilen o topraklarda bu emanetlerin sahip çıkmak için Şah Fırat Operasyonuyla büyük bir başarıyla bu emanetleri ülkemize intikal ettirdik. Biz uluslararası hukukumuzu korumak üzere cumartesiyi pazara bağlayan gece tek ayaklı bir operasyon yapmadık. İki ayaklı bir operasyon yaptık. Mehmetçik Süleyman Şah Saygı Karakolu'na yürürken oradaki emanetleri ve askerlerimizi almak üzere yürürken ikinci bir kol Suriye'ye Eşme'den girdi ve Suriye tarafından bu topraktan daha büyük ölçekte bir toprağı kontrol altına alarak gece saat 21.02'de bayrağımızı o topraklara dikti. Uluslararası hukukumuzu korumak ve vatan toprağının tesciliyeti anlamında da iki operasyon aynı anda yapılarak vatan toprağını bu kez Suriye'nin Eşme Köyü civarında bir tepeye intikal ettirdik. 21.02 itibariyle Suriye toprağında iki ayrı bölgede iki ayrı bayrak dalgalanmaya başlanmıştır. Gece saat takriben 11'den itibaren sabaha kadar Genelkurmay Karargahında hem operasyonu bizzat yönettik hem de Süleyman Şah Saygı Karakolu Komutanı Binbaşı Oğuzhan ile devamlı bir temas halinde an be an İHA'ların gönderdiği görüntülerle süreci takip ettik. Sabah saat 04.45 itibariyle Süleyman Şah Saygı Karakolunda görevini tamamlayan askerlerimiz ayrıldı. 06.03 itibariyle de ilk kol Türkiye topraklarına girdi ve operasyon başarı ile tamamlandı" açıklamasında bulundu.

"HİÇBİR YERDEN YARDIM VE DESTEK İSTEMEYİZ"

Şah Fırat Operasyonu üzerinden muhalefet liderlerini eleştiren Davutoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Gelin görün ki Osmanlıcaya yabancı dil muamelesi Cumhuriyet Halk Partisi bir anda Osmanlı ecdadı adına konuşmaya kalkıyor. O senin haddin değil Kılıçdaroğlu. O mirasa sahip çıkmak bizim haddimiz. İktidarları olduğu dönemde Orhun Anıtlarına sahip çıkmayan Bahçeli, ecdat toprağının terkinden bahsediyor. Biz hiçbir toprağı terk etmedik. Daha da tahkim edilmiş bir şekilde Suriye toprakları içinde aziz bayrağımız ebediyete kadar Süleyman Şah'ın kutsal mekanında dalgalanmaya devam edecektir. Ebediyete kadar bu hakkımız korunacaktır. Hiçbir şekilde Türkiye'nin sahip olduğu hakları herhangi bir tarzda ihlal edilmeyecektir. Edilmesine izin verilmeyecektir. Şah Fırat Operasyonu Ankara'da Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin direktifleriyle ve cumhurbaşkanımızın onayıyla uygulamaya geçmiştir. Uluslararası hukukumuzu, insanımızı ve tarihi mirasımızı koruma yönündeki böylesi bir operasyon için hiçbir yerden izin almayız. Hiçbir yerden yardım ve destek istemeyiz"

"HER TÜRLÜ TAHRİKLE MECLİS ORTAMINI KİRLETMEYE ÇALIŞTILAR"

Konuşmasında TBMM Genel Kurulu'nda İç Güvenlik Paketi görüşmeleri sırasında yaşanan olaylara değinen Davutoğlu, "6-7 Ekim olaylarında şehirlerimizi yakıp yıkan vandallara karşı tedbir alma ihtiyacı söz konusu olduğunda güvenlik birimlerimize gerekli çalışmaları yapma talimatı verdik. İç güvenlik reformu şubat ayında ortaya çıkmış bir paket değil. 6-7 Ekim olaylarında seyrettiniz. Özellikle doğu ve güneydoğudaki vatandaşlarımız alanda yaşadılar. Nasıl bir şiddet ve terör ortamının Türkiye’ye egemen kılınmak istendiğini izledik. Böyle bir tablo karşısında sorumlu bir hükümet olarak sessiz kalabilir miyiz? Kalmadık, kalmayacağız. Kimse Türkiye’yi başka komşu ülkelerde görülen şekilde güvenlik kaosu ortamına sokamayacaktır. Kasım ayında kanun TBMM'ye sevk edildi. O günden bugüne sessiz kalanlar, alternatif hiçbir teklif getirmeyenler bir anda TBMM'yi Genel Kurul'u tam bir şiddet ortamına dönüştürmeye çalıştılar. HDP'nin niye gocunduğunu anlıyoruz. Ama HDP'ye destek çerçevesinde MHP ve CHP de bir haftadır TBMM’yi ki Gazi Meclis’tir, kurucu Meclis'tir, vakarın adabın edebin hakim olması gereken bir Meclis’tir. Her türlü tahrikle Meclis ortamını kirletmeye çalıştılar. Şiddet uygulamaya yöneldiler. Bu kanunu Genel Kurul'da biz iki kez erteledik. Hep çağrıda bulunduk. Dedik ki eğer buralarda herhangi bir şekilde bu kanunda AB standartlarına, evrensel demokrasiye aykırı bir husus varsa bize bildirin. Her türlü maddeyi tekrar görüşmeye hazırız. Ama şunu diyorsanız. Bu kanunu geri çekin. Tam seçime giderken 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi birtakım vandallar, teröristler, şiddet yanlıları sokaklara egemen olsun diyorsanız işte biz bunu yapmayacağız. Her ne surette olursa olsun Özgürlüklerin Korunması ve Türkiye'de güvenlik şartlarının sağlanması amacıyla bu kanun Meclis’ten çıkacaktır. Ama bir teklifiniz varsa görüşmeye hazırız" dedi.

"MOLOTOF KOKTEYLİNE SERBESTLİK GETİRECEK HİÇBİR DÜZENLEMEYİ KABUL ETMEYİZ"

İç Güvenlik Paketi'nin Avrupa Birliği (AB) standartlarında olduğunu belirttiği konuşmasında Davutoğlu, şunları kaydetti: "Yani diyorsanız ki açık şekilde ortaya koyalım. Molotofu serbest bırakalım. Bunu görüşmek herhalde hiçkimsenin hiçbir akıllı insanın harcı değildir. Molotof kokteyli dünyanın her yerinde suç unsurudur. ABD’de Almanya’da molotof kokteyli kanunlarla suç sayılmıştır. ABD’de ağır hapis ve para cezası ile cezalandırılması gereken bir suç olarak görülmüştür. Molotof kokteyline serbestlik getirecek hiçbir düzenlemeyi kabul etmeyiz. Eğer gözaltı süreleriyle ilgili sorularınız varsa, yine AB standartlarını açalım, AB ülkelerinde nasıl düzenlendiğine hep beraber bakalım. Şu anda Türkiye'de polisin tek başına gözaltı yapma hakkı yok. Getirdiğimiz düzenleme ile özellikle kitle gösterilerinin yoğun olduğu durumlarda polise 24 saat savcılık izniyle 48 saat izin veriyoruz. İngiltere’de polisin tek başına 36 saat gözaltı yetkisi var. Biz de en asgari düzenlemeyi esas olarak bu teklife koyduk" 

"ARKADAŞLARIMIZA SÖYLEDİM, HERHANGİ BİR MAKUL TEKLİFLE GELİNİRSE GÖRÜŞÜNÜZ"

İç Güvenlik Paketi üzerinden muhalefet partilerini eleştiren Davutoğlu, paketle ilgili muhalefetten makul bir teklif gelmediğini ifade ederek "Uyuşturucu ile mücadele, bonzai konusunda özellikle kullanımının okul ve mescit gibi gençlerimizin yoğun olduğu yerlerde yapılması halinde cezaların artırılmasına karşı çıkmak, herhalde kimsenin tasvip edeceği bir husus değildir. Bir kez daha buradan söylüyorum. TBMM'yi şiddet ortamına sürüklemektense muhalefet liderlerinin yapması gereken bize somut tekliflerle gelmektir. Neye karşı çıkıyorsanız söyleyin. TBMM'de muhalefet yapmak hakkınızdır. Şiddet kullanmadan çıkın ve görüşlerinizi söyleyin. Biz de makul gördüğümüz düzenlemeleri yaparız. Ama bu kanun çıkmayacak, deyip halkı direnişe çağırıyorsanız, bazı CHP milletvekilleri Meclis’te kavga çıkmamasını eksiklik olarak görüyorlarsa, işte o zaman size durun deriz. TBMM’nin vakarını çiğnetecek hiçbir tavra izin vermeyiz. Aynı şekilde bizim özellikle CHP genel başkanının halkı direnişe çağırma ve sokağa dökme çabaları karşısında tutumumuz açık olacaktır. Herkes toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir. Yeter ki bu özgürlükler kullanılırken etraf yakılıp yıkılmasın. Gencecik canlar dördüncü beşinci kattan atılıp katledilmesinler. Seçimlere doğru giderken teşkilatlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum. Her biriniz bulunduğunuz şehirlerde hiçbir tahrike kapılmayınız. Muhalefet partileri de şu ana kadar herhangi bir makul teklif getiremediler. Bugün tekrar Meclisimiz açılacak. Çalışmalar başlayacak. Arkadaşlarımıza söyledim. Herhangi bir makul teklifle gelinirse görüşünüz. Ama kesinlikle bu engellemelere boyun eğmeyeceğiz" diye konuştu.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 23.02.2015 13:24
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol