KILIÇDAROĞLU'NDAN TARİHİ ÇAĞRI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir basın toplantısı düzenledi. Tarihi bir çağrıda bulundu.

07 Mart 2012 Çarşamba 15:11
KILIÇDAROĞLU'NDAN TARİHİ ÇAĞRI

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, düzenlediği basın toplantısında 4+4+4 şeklinde kademeli olarak 12 yıllık eğitimi öngören yasa tasarısı konusunda Başbakan'a sivil toplum kuruluşları, eğitimciler ve uzmanları dinlemesi çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu, 'Sayın Başbakan size bütün samimiyetimle elimi uzatıyorum, gelin, bu ülkeye bir uzlaşmanın keyfini yaşatalım. Gelin ülkemizin geleceğini, çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren eğitim yasamızı, sevgiyle, barışla, bir bayram coşkusu içinde birlikte çıkaralım' dedi.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi: Biz siyasetçiler için, toplumun kanaatlerini, düşüncelerini bilmek çok önemlidir. Toplumun düşüncelerini dikkate almayan, halka müracaat etmeyen rejime demokrasi denmeyeceğini herkes bilir. Demokrasinin, temel bir kuralı daha var: O da, halkı doğru bir şekilde bilgilendirmektir.
Çağdaş toplumlarda açık olmak, şeffaf olmak yöneticilerin erdemi olarak kabul edilmiyor. Demokrasilerde, açıklık, şeffaflık, yönetimlerin tercihi değil, görevidir. Halkı karar süreçlerine gerçekten katmak istiyorsanız, bütün bilgi kanallarını açık tutmak zorundasınız. Halka sormayan demokrasi olmaz. Halkı dinlemeyen demokrasi olmaz.
Halka anlatmayan halkı bilgilendirmeyen demokrasi hiç olmaz.
ARAŞTIRMA YAPTIRDIK.. TOPLUMUN YÜZDE 91'İNİN BİLGİSİ YOK
CHP olarak Mart 2012 de bir araştırma yaptırdı: Güncel konularla ilgili algılar araştırması
4+4+4 diye adlandırdığımız yasa teklifi ile ilgili sorular soruldu.
Bu araştırmada halka bir soru soruluyor...
Soru şu: Size çocuklarınızın veya yakınlarınızın bu kanundan nasıl etkileneceğiniz konusunda yeterince bilgi verildi mi?
Yanıtı çok çarpıcı: Yüzde 91,1 Hayır, bilgi verilmedi diyor.
Yani toplumun yüzde yüzünü ilgilendiren bir konuda, toplumun yüzde 91’inin bilgisi yok.
Emin olunki, kendisine bilgi verildiğini zanneden vatandaşlarımızın bilgisi de üç beş kelimeyi aşmaz.
Dünyanın neresinde böyle bir demokrasi var?
Bana tek bir örnek gösterebilirler mi?
Eğitim gibi bir konuda, halktan habersiz, gizli kapaklı iş çeviren bir hükümetin nesine güvenelim biz?
EĞİTİM YASALARI ANAYASADAN ÖNEMLİ
Dün grup toplantısında açıkça ifade ettim, tekrar ediyorum: Eğitim yasaları anayasadan daha önemlidir
Bakınız, 24. dönem TBMM olarak anayasa değişikliği yapmak üzere bir uzlaşma komisyonu kurarak büyük bir ümitle işe başladık… Peki, milletimizin kaderini ilgilendiren, en büyük stratejik önceliğimiz olan eğitimle ilgili bir yasa konusunda neden halkımızı bilgilendirmiyoruz? Neden siyaset kurumu olarak bir uzlaşma aramıyoruz?
40 YIL ÖNCEKİ ÜZÜNTÜLERİNİ KİN OLARAK TAŞIMAK BAŞBAKAN'A YAKIŞMAZ
Sayın Başbakan dün partisinin grup toplantısında, 'Beni imam hatip okulu mezunu olarak üniversiteye almadılar. Bana gideceksin birde lise bitireceksin dediler. Bize hendek atlattılar, neler yaptılar neler' diyor. Sayın Başbakan; şikâyetinin, 28 Şubatın çok öncesine ait olduğu anlaşılıyor.
Herkes bu ülkede değişik zorluklarla bugüne geldi…
Sende, pekâlâ haksızlığa uğramış duygusuna kapılmış olabilirsin.
Üzülmüş olabilirsin. Bunu anlayabilirim. 
Fakat 40 yıl önceki üzüntülerini bugünlere kin olarak taşımak bir Başbakana yakışmaz.
Bu ülke hepimize büyük sorumluluklar yükledi. Bulunduğumuz makamlarla, yerlerle şereflendirdi.Hepimiz koca koca insanlarız…
İntikam duygusuyla, nefret duygusuyla hareket etmekten artık vazgeçmelisin.
Söz konusu olan çocuklarımız, evlatlarımız. Bunun vebalinin altından kalkamazsın…
Hiç kimsenin, çocukluk ve gençlik travmalarını, intikam duygularıyla, çocuklarımız üzerinden tedavi etme lüksü olmamalıdır.
Bir Başbakan'a yakışmaz bu, ayıptır.
Sayın Başbakan bakınız... 'Kız çocuklarının 10 yaşından sonra okulu terk etmesi sizce uygun mudur?' sorusuna yüzde 97,7 oranında “hayır” cevabı gelmektedir.
'Erkek çocuklarının, 10 yaşından sonra okul yerine çıraklık eğitimine giderek çalışmaya başlamaları sizce uygun mudur?' sorusuna verilen cevap, yüzde 86.5 oranında 'hayır'dır.
Sayın Başbakan, millete kulak veriniz. Bu millet, sağduyusu son derece yüksek bir millettir. Halkımız kendisine hiçbir bilgi verilmediği halde sağduyusuyla, irfanıyla gündemdeki eğitim yasası konusunda yanlış bir şeyler olduğunu sezmiştir.
YASA TEKLİFİNİ GETİREN ARKADAŞLAR OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KAVRAMINI BİLE ANLAMAMIŞLAR
Bizim halkımızın, çok önemli bir özelliği daha var. Uzmanların gözünün içine bakan bir halktır bu halk. Bilenlere kulak veren bir halktır. Bakın bu araştırmada çıkan önemli bir bilgi daha var.. Halkın yüzde 87,8’i '5 yaşındaki tüm çocuklara bir yıl süreyle parasız olarak okul öncesi eğitim verilsin' diyor. İnsanımız okul öncesi eğitimin önemini çok iyi anlamıştır. Anlamaması da mümkün değil... Artık aileler çocukları için yaşıyor, çocuklarının eğitimi için yaşıyor. İşin uzmanları okul öncesi eğitim konusunda basında yıllardır konuşuyor, halkı bilgilendiriyorlar.
Okul öncesi eğitim alan çocukların ne kadar ilerlediği ortada. Annelerin babaların bu farkı anlamaması mümkün mü? Fakat bu yasa teklifini getiren arkadaşların daha okul öncesi eğitim kavramını bile anlamadıkları ortaya çıktı.
Bu arkadaşlar, “okul öncesi eğitimi” ilköğretimin içine katmaya karar vermişler.
BAŞBAKAN'A ÇAĞRIMI YİNELİYORUM
Türkiye’nin onlarca eğitim fakültesi, yüzlerce eğitim bilimi uzmanı, akademisyeni var. Bu birikime sırtını çevirmek, TBMM’ye, Hükümete, hatta bir siyasi partiye yakışır mı?
'Okul öncesi eğitimi' normal okul eğitiminin içine katmaya çalışarak bütün dünyanın karşısında gülünç duruma düşmeye gerek var mı?
Hadi diyelim ki bu konuda hiçbir şey bilmiyorsunuz. Okul öncesi eğitim kavramındaki 'okul öncesi' tabiri de mi uyarıcı olmadı sizin için?
Bilime, uzmanlığa, akla karşı bu kadar ciddiyetsiz yaklaşmanın ne anlamı var?
BİLİMİN, BİLGİNİN SİZE DE ZARARI OLMAZ
Sayın Başbakan’a çağrımı yeniliyorum: Sayın Başbakan, Hepimizin her konuda bilgili olması mümkün değil. Bizler siyasetçiyiz. Bizi yüceltecek olan uzmanların, bilim adamlarının fikirlerini dinleyebilmek ve onlardan azami ölçüde faydalanabilmektir.
Bakınız Sayın Başbakan, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, geçen cumartesi günü, Ankara’daki eğitim fakültelerinin dekanlarıyla, akademisyenlerle ve eğitimle ilgili STK’larla bir toplantı düzenledik. Bu değerli uzmanlarımızı dinledik ve dinlemeye de devam ediyoruz. Bilimin, bilginin kimseye zararı olmaz. Size de zararı olmaz.
YÖK BAŞKANI'NI DAVET EDİN
Sizden rica ediyorum... Davet edin YÖK başkanını, eğitim fakültesi dekanlarını, eğitim uzmanı akademisyenleri, eğitimle ilgili sivil toplum kuruluşlarını ekibinizle birlikte onların seslerine kulak verin.
Bu konuda inatlaşmanın ülkeye bir faydası olmaz. STK’ların sesine kulak vermemekle, aydınların sesine kulak vermemekle, bilim adamlarının sesine kulak vermemekle, halkın sesine kulak vermemekle ne siz kazanırsınız, ne de ülke kazanır.
BAŞBAKAN, BÜTÜN SAMİMİYETİMLE ELİMİ UZATIYORUM
Bakın, dün grup toplantısında bütün Türkiye’nin önünde size elimi uzattım. Çağrımı yineliyorum. Sayın Başbakan size bütün samimiyetimle elimi uzatıyorum, gelin, bu ülkeye bir uzlaşmanın keyfini yaşatalım. Gelin, eğitim yasamız, bizim neslimizin, gelecek kuşaklara ve ülkeye gerçek bir hediyesi olsun. Gelin ülkemizin geleceğini, çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren eğitim yasamızı, sevgiyle, barışla, bir bayram coşkusu içinde, birlikte çıkaralım.
BU TEKLİFİ VERENLERİN ÇOCUĞU VAR MI ACABA
Bu teklifin arkasında AKP'yi ve bakanlarını göremiyoruz. Hükümet sözcüsü de 'Bu konudaki konuları bana sormayın' dedi. Milli Eğitim Bakanı da içeriğinden rahatsız. Okul öncesi ile ilköğretimi bri araya getiriyorsunuz. Bu dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Bu teklifi verenlerin çocuğu var mı acaba?
Arkadaşlarımız Parlamento'da yasanın geri çekilmesi için çalışıyor.
Teklifin tümü için yanlış diyorlar. Çocuğu tanımıyor bunlar diyorlar.

yuzdeyuzhaber





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol