GÜL ÇİFTİNİNİN HIRSI DİNMEMİŞ!

" İstanbul'daki toplantıdan sızan bilgilere göre, 25 Haziran sabahı şer çevrelerinin Türkiye üzerindeki mühendislik faaliyetleri devam edecek."

06 Mayıs 2018 Pazar 00:06

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bir dönem danışmanlığını da yapan deneyimli gazeteci Ahmet Takan, eski Bakan Ali Babacan ile birlikte Gül ailesinin planlarını yazdı.


Eh!.. İşin öznesinde Ali Babacan olursa ve de olup bitenler Abdullah Gül'ün 
etrafında şekillenmeye devam ediyorsa... Gazeteci olarak bizim bunlardan 
habersiz olmamız mümkün mü?.. Üstüne üstlük Ali Babacan'ın attığı her adımı taa 
en başından beri yöneten Gül'e verilen dakika dakika raporlar da yakın 
çevresinden sızarsa...

Meramımı anladınız!.. Uluslararası finans çevrelerinin maşası Nişantaşı 
baronlarının organizasyonu ile Cumhurbaşkanlığı adaylığını zorlayan, armut piş 
ağzıma düş olmayınca da "Ben istemedim de bazı siyasi partiler beni zorladılar. 
Onlar becerebilseydi zorunluluktan Türkiye'yi kurtaracaktım" rollerine yatan 
Abdullah Gül, arka plan çalışmalarından vaz geçmemiş görünüyor. "Her makama 
oturdum" diyen mütevazı görünümlü  Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Hanım'ın 
tepkisi ve hırsı henüz dinmemiş!.. Nereden mi çıkardım?.. AKP iktidarının 
Başbakan Yardımcılıkları, Dışişleri Bakanlığı ve ekonomi ağırlıklı 
Bakanlıklarını yapan Ali Babacan'ın da faaliyetlerini gazeteci olarak yakından 
takip ediyorum da oradan... Efendim şöyle;

 Bilderberg toplantılarının müdavimi Ali Babacan önceki gün akşam  İstanbul'da 
benzeri mahrem bir toplantının baş konuğu olur. Orada konuşulanların dışarıda 
anlatılmaması için söz verilen ve finans çevreleri ağırlıklı toplantıda Ali 
Babacan yaklaşık 2 saatlik bir konuşma yapar. Abdullah Gül'ün yakın çevresi ile 
yaptığım görüşmelerden edindiğim izlenime göre, Ali Babacan hem yaptığı 
konuşmada hem de ikili sohbetlerde yoğun beklentilerine rağmen Gül'ün aday 
olamama durumundan dolayı duyulan üzüntüyü de yansıtır. Sahadan 
çekilmeyeceklerini ve faaliyetlerinin de devam edeceğini lisan-ı münasiple 
anlatır. Finans çevrelerinin dünya çapında farklı noktalarındaki mahrem 
toplantılarına katıldığını bildiğim Ali Babacan'ın önceki günkü toplantıda 
verdiği mesajlardan edindiğim izlenimleri şöyle sıralayabilirim:

*Abdullah Gül ile Ali Babacan ikilisi 24 Haziran seçimini nihai seçim olarak 
görmüyor.

*Cumhurbaşkanlığı heveslerini gündemden çıkarmayacaklar. Dünya çapında 
organizasyonlarla lobi faaliyetlerine devam edecekler.

*Ali Babacan, mahrem toplantıdaki konuşmasında isim vermeden R. Erdoğan'ı ve 
yönetimini eleştirdi. Abdullah Gül idareyi ele alırsa neler yapabileceklerini 
projeler kapsamında anlattı.

*Ali Babacan, projeleri ve anlatımı ile ortanın solu çizgide bir profil verdi. 
(Merak edenler için hatırlayınız; Abdullah Gül Cuma namazı çıkışında "Caminin 
önünde siyaset yapmam" demişti.)

Bugün R. Erdoğan'ı kapalı toplantılarda ağır bir dille eleştiren Ali Babacan dün 
onun en yakın çalıştığı Bakanlardan biriydi!.. İstanbul'daki toplantıdan sızan 
bilgilere göre, 25 Haziran sabahı şer çevrelerinin Türkiye üzerindeki 
mühendislik faaliyetleri devam edecek. Eğer AKP zihniyeti tümüyle siyasi tarih 
sayfalarında hak ettiği yeri bulmazsa!..

***

CHP, İYİ Parti, SP ve DP'nin milletvekili genel seçimi için kurdukları ittifakın 
 ve kamuoyuna sundukları "Millet İttifakı" protokolünde bir seçmen olarak 
aradığım çoğu şeyi buldum. Manifesto'nun ilk giriş cümlesi olan, "Farklı yaşam 
tarzı ve siyasal görüşü olan toplumsal kesimlerin demokratik ilkeler etrafında 
sağlayacakları uzlaşma, milletimizin ihtiyacı olan barış, huzur ve istikrarın ön 
şartıdır" oldukça hayati. "Kavga etmeden, kamplaşmadan mahallemdeki komşularımla 
sevgi, barış ve huzur içinde yaşamak istiyorum" diye haykıranların ortak 
hissiyatlarına tercüman olunmuş.

Türk milletine söz verdikleri şu 4 maddenin de en sıkı takipçisi olacağım:

"1. Toplumsal ayrışma ve kutuplaşmaya son verme, halkımızın özlediği huzur, 
kardeşlik ve güven ortamı içinde adil ve güvenli bir seçim yapılmasını sağlama,

2. Ülkemiz siyasal sistemini bir an önce normalleştirme, rekabetçi demokratik 
siyasal zemini, tüm lazımeleri ile tekrar inşa etme,

3. Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlama,

4. Başta ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere tüm hak ve özgürlüklerin hakkıyla 
kullanılmasını sağlama."

25 Haziran sabahı ilk iş olarak 3'üncü maddeden başlamalarını öneririm... 
Bilderbergcilerin tuzaklarını ve pusularını bozmak için neler yapacaklarını da  
seçim meydanlarında yoğun bir şekilde anlatmalarında fayda var!..

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 09.05.2018 01:42
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol