Yazısının altına Alev Alatlı'nın fotoğrafını koyan Nazlı Ilıcak, "Özal döneminde, onun her sözünden ve her davranışından keramet üretenlere 'yağdanlık' adı verilmişti. Zamane yağdanlıkları da onları aratmıyor" notunu düştü.

 

Nazlı Ilıcak'ın 'Emine Hanım’ın gözüne 'yağ' kaçtı!' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:

 

Cumhurbaşkanı, Başbakan için inşa edildiği söylenen Ak Saray’a el koydu. Maliye Bakanı, sarayın maliyetinin 1 milyar 370 milyon lira olduğunu açıkladı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi bu işin peşine düştü. Rakamın 5 milyara vardığı konuşuluyor. Tayyip Erdoğan “milletin sarayı” diyor lakin millet harcanan parayı bilmiyor. Ne TOKİ açıklıyor ne müteahhit ne Tayyip Erdoğan… Gerçekten spa, havuz, sauna sarayda var mı? Bunlar da şimdilik bir söylentiden ibaret. Üstelik saray hem Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin hem de Bölge İdare Mahkemesi’nin iptal kararlarına rağmen tamamlandı.

 

Yolsuzlukları Soruşturma Komisyonu’nun faaliyetleri çerçevesinde, iddiaların ciddiyetini görmeyen gözler artık görüyor, duymayan kulaklar duyuyor. Türkiye demokrasi liginde, şeffaflıkta, hoşgörüde, temiz siyasette sınıfta kaldı.

 

 Buna mukabil, Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde, Alev Alatlı, Erdoğan ve eşine övgüler yağdırdı: “George Orwell yaşasaydı, Erdoğan çiftini ayakta alkışlayacaktı” dedi. Emine Erdoğan’ın gözleri yaşarmış. Herhalde gözüne “yağ” kaçtı! Orwell yaşasaydı, olsa olsa Türkiye’deki duruma bakıp, kendini alkışlardı. “1984 romanım hayaldi, gerçek oldu” diye düşünürdü. Bu romanda Orwell, totaliter bir tek parti yönetiminin korku, yoğun propaganda, beyin yıkama ve manipülasyon üzerinde ülkeye hâkimiyetini anlatıyor. O, geçmişteki sosyalist ya da faşist yönetimlerin eleştirisini yapmıştı. Meğer sırada Türkiye varmış!