Erdoğan'a Şok! 'Doktor İlaç Vermez Bu Saatten Sonra...'

Yerel seçimlerdeki hezimetin ardından AKP cephesindeki oy kaybı anketlere yansıyor. Halkın iktidara verdiği kredinin dolduğunu belirten SONAR Araştırma Başkanı Hakan Bayrakçı, vatandaşın önceliğinin dış müdahaleler ya da ‘mega projeler’ değil, geçim derdi diyor.

16 Ocak 2020 Perşembe 11:08

31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinden kan kaybederek çıkan AKP iktidarındaki çözülme sürerken, yaşanan oy kaybı da son dönemki anketlere yansıyor.
Peş peşe yayımlanan pek çok araştırma, gerek AKP’nin oylarındaki düşüşü gerekse Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden duyulan rahatsızlığı gözler önüne seriyor.

Yurttaşın AKP iktidarına verdiği kredinin dolduğunu vurgulayan SONAR Araştırma Başkanı Hakan Bayrakçı ile yerel seçimlerin ardından iktidar ve muhalefetin durumunu anlattı.

BirGün’den Mehmet Emin Kurnaz’ın haberine göre, ne dış politikada yaşanan gelişmelerin ne de içerideki ‘mega projelerin’ AKP’nin yitirdiği hegemonyasını yeniden inşa etmeye yettiğini belirten Bayrakçı, bugün yurttaşların önceliğinin yaşanan ekonomik kriz olduğunu ifade ediyor.  

AKP, 31 Mart ve 23 Haziran yerel seçimlerinden kan kaybederek çıktı. AKP’deki bu düşüş devam ediyor mu?

Evet, bizim gözlemlerimize de yansıyor, devam eden bir düşüş var. İşin ilginç yanı bu kez hiçbir şey bu düşüşü engelleyemez. Seçmende 17 senenin bıkkınlığı var. Hatta bu psikoloji iki üç sene önce de yaşanabilirdi. Ancak iktidarın şansı iyi gitti. Her seçim öncesi bir olay oluyor ve AKP o seçimi bir şekilde kurtarıyordu. Mesela MHP ile ittifak kurulmamış olsaydı AKP için durum vahim olurdu, erken seçime gidilecek sonuçlar ortaya çıkardı. Ama bir kutuplaşma oluştu, MHP seçmeni ya da AKP’nin AKP’ye oy vermek istemeyen seçmeni, karşısındaki bloku görünce gene bu iktidara oy verdi. Bu onların son şansıydı. 

BU SAATTEN SONRA DOKTOR İLAÇ VERMEZ

Dış politikada yaşanan gelişmeler, özellikle Barış Pınarı Harekatı, Libya meselesi gibi gündemlerin seçmen nezdinde bir karşılığı yok mu?

Var ama bunu şöyle bir angajmanla söylemek isterim, toplumların kendi dinamikleri var. Mesela Fransızlar savaşmayı çok severdi. Napolyon ile bir sürü savaşa girdiler. Fakat öyle bir dönem geldi ki Fransa’ya, ressamlar, müzisyenler, yazarların da etkisiyle ‘her şey Fransa için’ söylemini bıraktılar. Ekonomiye, sanata verdiler kendilerini. Türkiye de yüzyıllardır hep savaşla iç içe geçmiş bir toplum. Bu ülkede yaşayanlar için de benzer bir durum var bana göre. Türk toplumu da artık bizim gözlemlerimize göre vatan, millet, Sakarya, bayrak, savaş, söylemlerini aşmış görünüyor. Tam olarak değil tabii ki, bu gelişmeler hâlâ toplumu etkiliyor, onların psikolojilerini de etkiliyor ama onun önünde gelen temel şeyler var. Bunlar da geçim derdi, para, ekonomik sorunlar. Yurttaş için artık çocuğunun okul parasını ödeyebilecek mi?’ sorusu her şeyden önemli hale geliyor Türkiye’de. Hal böyle olunca hadi diyelim bir yıl şöyle bir bahane bulundu, başka bir yıl da başka bahaneler gelişti, dış güçler, iç mihraklar vs. dendi. Bunların sonucunda bir müddet sonra hükümet yıpranmaya başlar. Bu yüzden doktor ilaç vermez bu saatten sonra, diyorum.  

İKTİDARA VERİLEN KREDİ DOLDU

Türkiye’de seçmen kitlesinin kaygan bir zeminde bulunduğunu düşünüyor musunuz? Seçmenin tercihi birtakım gelişmelerle hızlı şekilde değişebiliyor mu?

Kesinlikle, bunu daha önceki seçimlerde de gösterdi bu toplum. Mesela Turgut Özal yüzde 40’ların üzerinde oyla iktidara gelmişti. 89 yerel seçimlerinde yüzde 22 aldı. Burada da ekonomi çok önemli dedik. Büyük sıkıntılar var diyoruz, bu durumun seçmende, bilhassa AKP’ye oy veren kesimlerde etkisi daha yüksek. Çünkü, CHP’ye oy veren zaten muhalif. Ancak Türkiye’de yüzde 12’leri bulan ve seçimlerin kaderini etkileyen bir kararsız ya da kaygan zeminde bulunan seçmen kitlesi var. Bu kesim, parti bağnazlığı olmayan, gidişata göre, kendi dünyasına göre hangi parti çıkarına yakınsa ona göre hareket ediyor. Burada çok büyük bir şans yakalayamazsa AKP, kendi kitlesini yeniden toparlayamaz. Mesela Erdoğan ABD’ye laf söyleyince farklı çevrelerde ekstra prim kazanıyor. Bunun hâlâ belli bir karşılığı var ancak bu eskisi gibi yüzde 51’leri bulduracak bir potansiyele sahip değil. Çünkü en iyi zamanında bile yüzde 51 buçuk oy aldılar. Bu ortamda, özellikle iç politikadaki duruma bakarak bu krediyi tekrar kullanmaları mümkün görünmüyor.  

İYİ Parti Lideri Akşener, yurttaşların yüzde 64’ünün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden rahatsız olduğunu söylemişti. AKP içindeki büyük bir kesimin de bu sistemden rahatsızlığına işaret etti. Sizin gözlemleriniz neler?

Ben o anket konuşmalarından da ayrı olarak söyleyeyim. Bu tespit doğru, Meral Hanım da bir anket şirketine araştırma yaptırmıştır. Onu baz alarak söylemiştir. Gidişat kesinlikle bunu gösteriyor. Bu durum toplumsal olarak genel rahatsızlık halini alırsa, Erdoğan, yine referanduma götürmek isteyecektir. Referandumdan da Erdoğan’ın istediği gibi bir sonuç artık çıkmaz. Seçmenin çoğunluğu parlamenter sisteme dönüş istiyor. Bu durum bizim gözlemlerimize de yansıyor.  
 

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 16.01.2020 11:15
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol