'BU KADAR CEHALET OLMAZ'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, Osmanlıca tartışmalarında CHP'nin "Ortaçağ" benzetmesini eleştirerek "Başka ülkede bırakın bu insanların muhalefet paritisi lideri olmasını sokağa bile çıkamazlar. Osmanlıcanın Türkçe olduğunu da bilmezler." dedi.

10 Aralık 2014 Çarşamba 10:44
'BU KADAR CEHALET OLMAZ'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay parti genel merkezinde konuştu.. İşte Atalay’ın açıklamalarından satırbaşları:
 
En önemli konumuz kongrelerimiz ve bu kongrelerde teşkilatlarımızla buluşmalarımız. Partimizin ikinci konusu seçime hazırlık. 7 Haziran 2012’de önemli bir genel seçim var. Bütün partiler seçime dönük çalışmalar içindeler. Strateji ekibimizi kurduk yoğun şekilde çalışıyoruz.
 
Genel başkan değişimi oldu. Genel Başkanımızın konumlandırılması, yeni kampanya çalışmaları, müzik… hepsi devam ediyor. Bu çalışmalar benim koordinasyonumda yürüyor. Bu seçime daha erken şekilde hazırlanmaya başlamış olduk. Bu seçim kampanyamızda Türkiye’yi demokrasi şölenine çevirecek bir seçim kampanyası olacak. Seçimi erken olması gibi şeyler konuşuldu, partimizin öyle bir tutumu yok.
 
Bugün TBMM’de önemli bir gün. Bütçe görüşmeleri bugün başlıyor. Bütün partilerin genel başkanlarının önemli konuşmaları olacağına inanıyorum. Başbakanımızın önemli bir konuşması olacak.  22 Aralık’a kadar Meclis bütçe görüşmelerini yürütecek. 2015 bütçesi önemli bir dönemeç Ak Parti hükümetlerinin 13. Bütçesi. İlke defa bir parti yönetimine 13, bütçeyi Meclis’e sunmak nasip oluyor.
 
KAMU HASSASİYETİNİN ALTINI ÇİZDİK
Gündemdeki önemli konulardan bir tanesi Çözüm süreci. Parti ve hükümet olarak önümüzdeki en önemli proje olarak bunu değerlendirdik. Bu milletimizin büyük umut bağladığı bir proje. Türkiye’nin geleceği için de bu projenin başarıya ulaşması çok önemli. Hükümetimiz bütün sorumluluklarını yetire getiriyor. 6-7 Ekim şanssız olaylarından sonra görüşmelerin tekrar başlaması da bizim için önemli. Biz bu görüşmelerin verimli şekilde yürümesini istiyoruz. Kamu düzeni hassasiyetimizin altını çizdik.
 
Bu konuda hükümetimiz önemli tedbirler alıyor. Bu konuda çözüm süreci, yol haritası ve bunu gidişatı ile ilgili net bir politika ve tutum içindeyiz. Bulanık bir şey yok. Hedef ülkemizin her köşesinde şiddet olmasın, her konu siyaset ile tartışılıp görüşülsün. Bunanla ilgili HDP eş başkanı Demirtaş’ın çok tepki çeken de bir açıklaması oldu. Meclis’e gelecek olan güvenlik reform paketi ile ilgili bir açıklama. Bu kabul edilemez. Demokrasilerde bu süreçler bellidir. HDP TBMM’de grubu olan bir partidir. Bir yasa bir tasarı geliyorsa Meclis’e, muhalefetini yapar ve mücadelesini orada verir. Yasalarda bu imkanlar çok fazladır. Bunun yerine parlamentoyu  bırakıp milleti sokağa çağırmak kabul edilemez. Bu siyasi tutum değildir. Eski alışkanlıklardır.
 
Bu kendilerinin hem siyaset yapmaya çalışan hem de bir türlü sokaktan şiddetten vazgeçmeyen tutumlarıdır. Herkesi daha demokrat bir tavra davet ediyoruz. Eğitim şuraları çok katılımlı şuralardır. Yasa gereği yapılır. Eğitimin bütün paydaşları buraya katılır. Ülke için çok önemlidir. Eğitimin bütün konuları tartışılır. Yine yanı şekilde Milli Eğitim Bakanlığı bu şurayı topladı.  200 kadar tavsiye kararı alındı. Psikolojik koşullar var, okul çevresi, öğretmenleri özlük hakları… Her konu var. Orda en aykırı görüşmeler bile gündeme gelir. Her katılıcı teklifler verebilir. Bu bir zenginliktir. 
 
OSMANLICA'NIN TÜRKÇE OLDUĞUNU BİLMEZLER
CHP 200 kadar tavsiye kararı ile ilgilenmedi. 2 konu ilgilerini çekti. 1-Osmalnıca zorunlu olsun mu olmasın mı 2- Din eğitimi ile ilgili tavsiye kararları. Başka birçok karar var ama onların gündemine bile girmedi. CHP bu kararları hepsi uygulanacakmış gibi tutum içinde. Bir tane orada tavsiye kararı var. İmam hatip liselerinde Osmanlıca mecburu olsun düz liselerde ise seçmeli olsun kararı var. Bunu ortaçağa dönüş olarak yorumluyorlar. Başka ülkede bırakın bu insanların muhalefet paritis lideri olmasını sokağa bile çıkamazlar. Aydın olamazlar. Bu kadar cehalet olmaz. Bundan utanıyorum ben. Siyasette böyle bir temsili insan kabullenemiyor. Ortaçağ Avrupa’ya mahsustur.
 
Osmanlıcanın Türkçe olduğunu da bilmezler. Sadece farklı alfabeyle yazılan Türkçedir.  Bütün klasiklerimiz Osmanlıcadır. Kendimizi sadece cumhuriyet dönemi yazılmış eserlerle mi temsil ediyoruz. Şuanda bütün okunması tavsiye edilen eserler Osmanlıcadır. Çevrisi yapılmıştır, Bütün tarihimiz bizim Osmanlıcadır.  1. Meclis’in tutanakları Osmanlıcadır. Bu bir kültür meselesi, medeniyet bakış meselesidir.
 
YAZARLARI OKUYUNCA HAYRET EDİYORUM
Şu günlerde bu konularda yazan bazı yazarları da okuyunca hayret ediyorum. Aydın kesimdeki o sesleri. Gözlüyoruz CHP’yi. Ana muhalefet iktidar yarısıdır. CHP’nin tarihimizle toplumsal değerlerimizle milli değerlerimizle barışıyor diyorsunuz ama sonra genleri ortaya çıkıyor. Onların kodları bu, değişmiyor. Tarihimizle kültürümüzle barışmaları da mümkün olmuyor. Bunları çok sığ buluyorum. Türkiye gibi bir ülkeye yakışmaz diyorum. Halbuki bilseler kuşaklar artık çok değişiyor. İnsanlar birkaç dil biliyor. Hele kendi kaynaklarını okumak için. Bir dil değil bu bir okumadır. Ben kendi çabamla fakülteyi bitirdikten sonra öğrenmişimdir. Bunun sıkıntısı çeken çok insan biliyorum ben. Yabancı dili öğrenen bin insan kendi klasiklerini okuyacak bir alfabeyi neden öğrenmesin ki. Siyasetin gündeminde olması bile vahim bir tablo.
 
DIŞ POLİTİKA
Geçen haftalar yoğun hareketlilikle geçti. Türkiye çok önemli misafirler ağırladı, çok önemli toplantılara katıldı. Başbakanımız Avustralya’da G-20 toplantısına katıldı ve G-20 dönem başkanlığını alarak döndü. Önümüzdeki yıl çok sayıda toplantı yapılacak. Kasım ayında da büyük zirve Türkiye’de toplanacak. G-20 dünya ekonomik zenginliğinin yüzde 80’ini temsil ediyor.
 
Rusya Devlet Başkanı Putin 10 bakanla geldi. Adeta iki bakanlar kurulu toplantısı gibi bütün iş birliği alanları değerlendirilmiş oluyor.  Daha sonra Başbakanımız yine büyük bir heyetle Yunanistan’a gitti. Adeta iki hükümetin toplantısıydı. Bütün konular orada ele alınmış olmuş. İngiltere’nin Başbakanı Türkiye’deydi.  Başbakanımız Polonya’yı ziyaret etti. Büyük bir ülkenin yürüyüşünü bu dış politikada görüyoruz.  Yeni bir yıl geliyor. Hem seçimli bir yıl. Türkiye ve milletimiz için hayırlı olsun.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 10.12.2014 10:47
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol