'BU BAKANI YUHALAYIN ARKADAŞLAR'

Yeniden aday gösterilmeyen Belediye Başkanı, Bakan Bekir Bozdağ'a yuh çektirdi.

10 Mart 2014 Pazartesi 11:20
'BU BAKANI YUHALAYIN ARKADAŞLAR'

  Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ergenekon davasında gerekçeli kararın 7 ay gecikmesine rağmen yazılmadığını hatırlatarak, "Haklarında hüküm tesis edilenler bakımından gerekçenin hala yazılamamış olması bir hak ihlalidir. Gerekçeyi yazmaları gerekip de bugüne kadar yazmayanlar da hukukun çizdiği sınırları aşmışlardır. Yani hakkın iyi niyetli kullanımı olarak nitelendirilemez" dedi. 

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kastamonu kent girişindeki Kadıdağı mevkiinde Vali Erdoğan Bektaş, AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, İl Jandarma Komutanı Albay Tevfik Anzerlioğlu, İl Emniyet Müdürü Mustafa Yoldan, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın ve partililer tarafından karşılandı. Bakan Bozdağ, buradan Vali Bektaş'ın makam aracına binerek Devrekani İlçesi'ne gitti. İlçe girişinde partililer tarafından karşılanan Bakan Bozdağ, Kaymakam Serdar Kaya'yı makamında ziyaret etti.

UZUN TUTUKLULUK ELEŞTİRİLERİ KARŞILANDI
Bakan Bozdağ, burada gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bakan Bozdağ, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tahliyesi ve Ergenekon davasında beklenen diğer tahliyelerle ilgili soru üzerine, 10 yıl olan tutuklama üst sınırının 5 yıla çekildiğini, böylece uzun tutukluluk süresi konusundaki eleştirilerin karşılandığını söyledi. 

Ayrıca uzun tutukluluğun Türkiye’de artık olmaması gerektiğine dair bir yasal irade ortaya konulduğunu vurgulayan Bozdağ, "Umarız ki bundan sonra yargılama süreçlerinde tutuksuz yargılamalar yapılır. Zorunlu hallerde elbette tutuklama tedbiri uygulanabilir. Ama bu zorunlu hallerin de toplumun ve herkesin arzu ettiği gibi belli alanlarla ve belli şartlarla yasal çerçevede sınırlı olmasını temenni ederiz. Bu açıdan Genelkurmay Başkanı'nın yargılandığı bir davada tutuklu yargılama baştan yanlıştı. Biz o zaman da ifade ettik. Tutuksuz yargılanması doğru olandır" dedi.

Mahkum olan kişilerle ilgili AİHM, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar olduğunu hatırlatan Bakan Bozdağ, "Bütün bu kararlar 5 yıllık tutukluluk süresinin mahkemenin karar verdiği tarih ile sona erdiğini ifade ediyor. Yani tutuklamanın fiilen uygulanmaya başladığı tarih ile mahkemenin mahkumiyet hükmünü verdiği tarih arasındaki geçen süre, bu 5 yıllık azami sürenin hesabında dikkate alınacak olan kısımdır. Yargıtay’da yani temyiz aşamasında geçecek sürenin bu sürenin kapsamında olmadığını hem AİHM, hem Yargıtay Ceza Genel Kurulu, hem de Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru üzerine söylüyor. Yargının bu konuda kararı böyle. Tabii bundan sonra bu karar değişir mi değişmez mi onun da kararını verecek yine yargıdır" diye konuştu.

'GEREKÇENİN YAZILMAMASI HAK İHLALİDİR'
Bakan Bozdağ, tahliyelerle birlikte Ergenekon davasının çöktüğü yönündeki toplumda algı oluştuğunun hatırlatılması üzerine, yargılama süreci devam eden bir konuda davanın esasına dair görüş belirtmesinin doğru olmayacağını söyledi. Bakan Bozdağ, şöyle dedi:

"Ancak kararı veren mahkemenin 7 ay geçmesine rağmen gerekçeli kararı yazmamış olması kabul edilebilir bir durum değildir. Çünkü bizim mevzuatımız karar esnasında gerekçeli kararın da dosyaya konulmasını, karar anında konulamıyorsa en geç 15 gün içinde konulmasını emrediyor. Ergenekon diye bilinen davanın kararı verileli 7 ayı geçti. 7 ayı geçmesine rağmen gerekçeli kararın yazılmamış olması, hakkında mahkumiyet hükmü verilenler bakımından hak ihlalidir. Onların hak arama yolları böylelikle geciktirilmiştir. 

Kararın geç yazılması hem temyize gitmeyi hem bireysel başvuruyu hem de AİHM’e gitmeyi geciktiren bir durumdur. Ayrıca Yargıtay beraat verdiğinde o kişi gerekçeli kararın geç yazıldığı süreyi haksız yatmış olacak. Bunların hiçbirisi hukuken kabul edilebilir değildir. Haklarında hüküm tesis edilenler bakımından gerekçenin hala yazılamamış olması bir hak ihlalidir. Gerekçeyi yazmaları gerekip de bugüne kadar yazmayanlar da hukukun çizdiği sınırları aşmışlardır. Yani hakkın iyi niyetli kullanımı olarak nitelendirilemez."

'ÇOK ÜZÜLDÜM'
TİB'in, 2012 ve 2013 yıllarında 1 milyonun üzerinde kişinin dinlendiğini açıklaması ile ilgili de Bakan Bozdağ, şöyle dedi: "Ben bu açıklamaları dinleyince çok üzüldüm. Yasal da olsa Türkiye'de yüzbinlerce insanın dinleniyor olması hukuk devleti bakımından kabul edilemez bir durumdur. Bu konuda ortaya çıkan fotoğraf hepimizi rahatsız eden bir fotoğraftır. Bugün insanlar yan yana oturduklarında bile telefonlarını yanında bulundurmaktan çekinir hale geldi. Telefonda doğru dürüst konuşmaz hale geldi. Bu hukuki güvenlik bakımından, özel hayatın gizliliği, haberleşme hürriyeti, kişi hürriyeti güvenliği bakamından son derece önemli sorunlar ortaya çıkarmıştır. Dileriz ki bundan sonra Türkiye'de böylesi kötü manzaralar olmasın."

DİNLEMELER HUKUKA UYGUN DEĞİL
Adli dinlemelerin hukukta başvurulması gereken son çare olduğunu hatırlatan Bakan Bozdağ, "Şimdi baktığınızda son çare değil neredeyse dosya açılır açılmaz dinleme taleplerinin yapıldığını, dinleme kararlarının verildiğini görüyoruz. Bu hukukun himaye ettiği bir durum değildir. Talep eden savcı, karar veren hakim de olsa, talep eden, karar veren bakımından hukuka uygunluk var ama işin özü bakımından bana göre hukuka uygun değil. Onun içi dinlemeler konusunda adım attık. Onun için dinlemelerin Ağır Ceza Mahkemelerince oybirliğiyle karara bağlanmasının yolunu açtık. Dinlemelere sınır getirdik. Örgüt faaliyeti kapsamında olsa dahi 6 aydan fazla kimsenin dinlenemeyeceğini yasaya yazdık. Umarız ki bu düzenlemeler bundan sonraki süreçte dinlemelerin soruşturmada daha kolay neticeye ulaşmak için kullanılan bir yol değil, hukuki güvenlik bakamından yasaların öngördüğü bir yol olduğu herkes tarafından anlaşılır ve de öyle uygulanır" dedi.

Dinlemeler konusunda muhalefetin samimi davranmadığını ifade eden Bakan Bozdağ, "Dinlemeler böyle ortaya dökülürken ne ana muhalefet partisi ne diğerleri hukuku kullanarak, hukukun çiğnendiği bu yapılar karşısında bir cümle kurma zahmetinde dahi bulunmamışlardır. Umarım onlar da bu konuda hukuktan yana ahlaktan yana tavır takınırlar" diye konuştu.

YENİDEN ADAY GÖSTERİLMEYEN BAŞKAN, BAKAN'A YUH ÇEKTİRDİ
Bakan Bozdağ'ın Kaymakamlık ziyareti sırasında, AK Parti'den aday gösterilmeyince istifa ederek bağımsız seçime giren Devrekani Belediye Başkanı Mümtaz Aliustaoğlu'nu destekleyen kalabalık bir grup ilçe merkezinde toplandı. AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü'ye tepki gösterip 'Hakkının değil halkın dediği olacak' yazılı döviz taşıyan kalabalık, Bakan Bozdağ önlerinden geçerken sloganlarla tepki gösterdi. 

Belediye Başkanı Aliustaoğlu ise Bakan Bozdağ'ın yanına yaklaşık "Hoşgeldiniz" diyerek elini sıktı. Bakan Bozdağ'ın, "Bu yaptığın terbiyesizlik" demesi üzerine Başkan Aliustoğlu da kalabalığa, "Yuhalayın arkadaşlar" diye bağırdı. Bunun üzerine kalabalık Bakan Bozdağ'ı yuhaladı. Bakan Bozdağ'ın arkasından sloganlarla yürümek isteyen gruba polis engel oldu. Polis ve kalabalık arasında arbede yaşandı.

'MEYVESİ OLAN AĞAÇ TAŞLANIR'
AK Parti seçim bürosu açılışında konuşan Bakan Bozdağ, Türkiye'nin geleceğini Türk milletinin belirleyeceğini söyledi. Seçim meydanlarında herkesin konuştuğunu belirten Bakan Bozdağ, şöyle dedi:

"Siz sayın Bahçeli'nin, sayın Kılıçdaroğlu'nun, diğerlerinin, 'Oy verirseniz projelerimiz şudur, yapacaklarımız bunlardır, bunları yapmak için sizden yetki istiyoruz' dediğini duydunuz mu? Yok böyle bir şey. Yatıyorlar kalkıyorlar, yalan, iftira. Başka heybelerinde bir şey yok. Eğer sizin heybenizde proje varsa, program varsa, plan, hizmet varsa onu millete sunarsınız. Yetkiyi ona göre itersiniz. Yapmıyorlar. Neden? Çünkü alışmışlar eski Türkiye’nin siyasetine. Yalanla, dolanla, hileyle, allem edip kallem edip milletin oyunu alıp yan gelip yatmaya alışan bir siyasetin temsilcileri bunlar. Herkes Tayyip Erdoğan'a vuruyor, herkes AK Parti'ye vuruyor. Sanki tek parti, tek rakip AK Parti. Ama biz bundan rahatsız değiliz. Meyvesi olan ağaç taşlanır. Bizim hamdolsun ağacımızda meyve var. Onun için taş atıyorlar. Partiler arasında yarış yok. AK Parti ile diğer partiler arasında yarış var."

'MİLLETİN EFENDİSİ MİLLETE HİZMETKARLIK YAPANDIR'
Bakan Bozdağ, Kastamonu'nun Devrekani İlçesi'nde seçim bürosunun açılışını yaptıktan sonra Ağlı İlçesi'ne geçti. Bakan Bozdağ'a, Vali Erdoğan Bektaş da eşlik etti. Bakan Bozdağ, Ağlı'da partisinin seçim bürosunun açılışını yaptı. Bakan Bozdağ, seçim bürosunda konuşurken, Vali Bektaş onu seçim bürosunun yakınındaki kahvede çay içerek bekledi. Bakan Bozdağ, açılışın ardından Vali Bektaş ile birlikte Seydiler İlçesi'ne geçti. Bakan Bozdağ ve Vali Bektaş, burada Kültür Evi'ni gezdi. Bakan Bozdağ ve Vali Bektaş, daha sonra Kültür Evi'nde kısa süre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Şanlıurfa mitingini izledi.

Buradan Kastamonu'ya geçip Adliye'yi ziyaret eden ve binayı gezen Bakan Bozdağ, daha sonra seçim otübüsüyle şehir turu atarak halkı selamladı. Şehir turu sırasında konvoyun önünde yer alan MHP'ye ait iki seçim minibüsü, polis ekiplerince durdurularak konvoyun önünden çıkarıldı.

'HİZMETKARLIĞIMIZI ALNIMIZIN AKIYLA YAPIYORUZ'
Bakan Bozdağ, Zirve Düğün Salonu'nda partililere hitap etti. Muhalefeti eleştiren Bakan Bozdağ, "Meydanlarda sürekli konuşuyorlar. Ama milletin derdine çare olacak bir ilaç, bir reçeteleri yok. Laf cambazlığı yapıyorlar. Siyaset laf yarıştırma sanatı değil. Milletin efendisi, millete hizmetkarlık yapandır. Biz belediyeciliği, merkezi hükümeti de milletin hizmetkarlığı olarak görüyoruz. Hizmetkarlığımızı milletten aldığımız yetkiyle doğru yapma gayretindeyiz. Hizmetkarlığımızı alnımızın akıyla yapıyoruz. Geceyi gündüze katıp milletimiz için çalışıyoruz, üretiyoruz. Çalıştığımız için ürettiğimiz için Türkiye gelişiyor" dedi.

'SİYASETİN MİLLİ TAKIMINI MİLLET KURUYOR'
2002'den sonra Türkiye'yi değiştirdiklerini, geliştirdiklerini ifade eden Bakan Bozdağ, şöyle konuştu: "Şimdi Fatih hocayı yeniden milli takımın başına getirdik. Niye getiriyoruz? Şampiyon olalım diye. İstiklal Marşımızı göğsümüzü kabarta kabarta okutalım diye. Siyasetin milli takımını da millet kuruyor. Türkiye'nin 2002'de icraatın başında olan takımı CHP, MHP, ANAP hükümetini sandığın dibine gömdünüz, yeni bir takım kurdunuz. Onun kaptanını da Tayyip Erdoğan olarak siz yaptınız. İşte bu milli takım 2002'den bu yana her maçı kazanıyor. Her hadisede başarı elde ediyor. Türkiye'nin her tarafını değiştiriyor. Başarıdan başarıya koşan bir takım yaptınız."

'KAPTANI TAYYİP ERDOĞAN OLAN TAKIM BAMBAŞKA OLUR'
CHP takım kursa kaptanının Kılıçdaroğlu, MHP takım kursa kaptanının Bahçeli olacağını ifade eden Bakan Bozdağ, "Kastamonu'yu gezerken gördüm. Kastamonu adayımız Tahsin başkan, kendi fotoğrafının yanına Başbakanımızın fotoğrafını koymuş. Niye? 'Benim yardımcım bu' diyor Kastamonululara. 'Benim arkamda dağ gibi Başbakanım var, hükümetim var' diyor. Ama diğer pir partinin (MHP) adayı genel başkanının fotoğrafını koymayı cesaret edememiş. Niye? Çünkü onun genel başkanında umut yok. 'Bize yardımcı olamaz' diyor. Bir takım var ama takım içinde olanlar kaptandan umutlu değil. O takım Kastamonu'ya ne getirir? Kaptanı Tayyip Erdoğan olan takım maç yaptığı zaman sonuç bambaşka olur. Biz ona inanıyoruz" dedi.

'BİZ ADAMIN MİDESİNE OTURURUZ'
Bakan Bozdağ, "Sandıkta iktidar alamayanlar, Ankara'nın karanlık dehlizlerinde iktidar peşinde koşanlar, Gezi yoluyla, 17 Aralık süreciyle, darbe teşebbüsleriyle iktidar arayanlara buradan sesleniyorum. Bırakın bu işleri. Bitti bu işler. İktidarı Kastamonulu verir, Kastamonulu alır. İstiyorsanız gelin Kastamonu'ya, iktidarı buradan isteyin. CHP, MHP, milletten iktidar istemeye, iktidarı almaya alışkın değiller. Karanlık yerlerde iktidar pazarlıklarıyla hep iktidara gelmişler. Bundan sonra Türkiye eski Türkiye değildir. İktidarı sandıkta sadece halk verir, sadece halk alır. Başka yolu yoktur bunun. Bizi yiyemeyeceksiniz. Biz adamın boğazına dururuz, midesine otururuz. Bizim dayımız güçlü. Bizim dayımız Kastamonulular, bizim dayımız 77 milyon Türk milletidir" diye konuştu.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 10.03.2014 11:23
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol