" 2011,12,13 ve 14 yılları Türkiye ve coğrafyamız için berbat yıllar.

'Arap Baharı' ile başlayan bu yıllar başta Suriye, Irak ve Libya olmak bu coğrafyanın bir çok ülkesinde insanlarımıza göz yaşı, kan ve her türlü acıyı yaşattı, yaşatıyor.

Hem de aptalca hayaller uğruna.

İnsanlara özgürlük, demokrasi, insan hakları, zenginlik sözü verdiler sonra da hepsinin karşısına IŞİD'i diktiler ve alın size en hakikisinden ' İslam' dediler.

Umarım ve dilerim ki 2015 bu acıların dinmesi ve zamanla bitmesi için bir başlangıç olur.

Bunun da temel bir koşulu var :

AKP yönetiminde Ankara içte ve dışta tüm politikalarınını gözden geçirmeli ve son 4 yıldaki tüm yanlışlarından vazgeçmeli.

Çünkü AKP yönetiminde Ankara'nın tutum ve davranışı olmazsaydı bölgesel ve uluslararası güçler coğrafyamıza yönelik bu pis oyunlarının hiç birini sergileyemezlerdi.

Örneğin Suudi Arabistan, Katar ve bölgenin çağdışı, ilkel ve bağnaz yönetimleri Türkiye olmazsaydı Suriye ve Irak'ı asla karıştıramazlardı.

Örneğin ABD, İngiltere, Fransa ve geleneksel emperyalist ülkeler Türkiye olmazsaydı Suriye ve Irak'ı bu kadar perişan edemezlerdi.

Örneğin AKP yönetiminde Ankara olmazsaydı dünyanın dört bir yanındaki on binlerce ruh hastası Türkiye üzerinden Suriye'ye gidip IŞİD ve Nusra'ya katılarak kafa kesemezdi.

Özetle Türkiye olmazsaydı son dört yılda yaşadığımız acıların bir çoğu yaşanmayacaktı.

İçerde durum bundan farklı değil.

AKP bildik yolda inatla ve inatlaşarak yürümeye kararlı.

2015 bu yolun toplumu ve ülkeyi nereye götüreceğini gösterecek.

Bu yapısı ile muhalefet AKP'nin yolunu kesebilecek güce sahip görünmüyor.

Böyle bir durumda Haziran 2015 seçimini rahatlıkla kazanmayı planlayan AKP giderek hırçınlaşacak ve kendi dinsel, siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik plan ve projelerini zorla da olsa  halka kabul ettirmeye uğraşacaktır.

Yüzlerce dönek ve yalaka gazeteci, akademisyen, sanatçı ve sözde aydınlar hep AKP'nin emrinde olacaklar.

2015-2019 Türkiye'nin kader yılları olacak.

2015 seçimini kazanan bir AKP bin bir bahane ile herkesin sesini kısacaktır.

Adı, şekli ve şeması ne olursa olsun tüm muhalefet ve muhalifler  susturulacaktır.

Moda deyimi ile herkes ' makul şüpheli' muamelesi görecek ve AKP yanlısı yargının huzuruna çıkarılacak.

Saddam'ın Irak'ı, Mübarek'in Mısır'ı, Bin Ali'nin Tunus'u, Kaddafi'nin Libyası, Hafız Esad'ın Suriye'si ve toplu olarak Körfez'in kral, emir ve şeyhleri...

Türkiye tipik bir ortadoğu ülkesi olma yolunda.

Muhalefetin bu yapısı ile AKP  bunu rahatlıkla başarabilir.

Ama Türkiye'yi Türkiye yapan biraz da dış dinamiklerdir.

Yani Türkiye'nin Irak, Suriye ve İran'ı etkilediği kadar bu ülkeler de Türkiye'yi etkilemektedir.

Örneğin IŞİD, Kürtler, Aleviler.

2015 hepsi için çok önemli.

2015 ayrıca Çanakkale Savaşı ile Ermeni Tehciri'nin 100.yılı.

Ermeniler Soykırımın uluslararası alanda tanınması için yıllardır çalışıyorlar.

1916 Ortadoğu haritalarının çizildiği Sykes-Bicout Anlaşmasının 100. yılı.

Coğrafyamızda yeni haritaların çizilmesinden söz edenlerin sayısı giderek çoğalıyor.

1917 Lenin'nin Komünist Devrimi'nin 100.yılı.

Her yerde herkes yeni solu tartışıyor.

1918 Osmanlı devletinin yıkılmasının 100. yılı.

Yeni Osmanlılık şimdi moda.

1919 Türk halkının Mustafa Kemal önderliğinde kurtuluş savaşına başlamasının 100.yılı.

Şimdi ise Atatürk'ün adı ve fotoğraflarını unutturmaya çalışanlar var.

1920 Sevr'in 100. yılı.

Ankara'nın en iyi dostu Mesut Barzani.

AKP yönetiminde Ankara PKK ile birlikte 'Barış Süreci'ni konuşuyor.

Sürecin sonunda ne var bilen yok.

Çünkü herkes karanlık hesap peşinde.

Karanlığın olduğu yerde hiç kimse için mutluluk olamaz.

Umarım ben yanılırım ve barış tüm coğrafyamızda egemen olur.

Hem de bugünden başlayarak.

Hem de hepinizin mutluluğu ile.

Ama önce bilinç, inanç ve mücadele.

En azından Haziran seçimlerine kadar."