'5 ÜLKE ANLAŞTI, TÜRKİYE BÜYÜK TEHLİKEDE'

Açıklama Emekli Büyükelçi Uluç Özülker'den geldi. Özülker, " Türkiye çok daha büyük bir tehlike ile karşı karşıya" dedi.

27 Şubat 2018 Salı 22:57

Özülker, ABD, İngiltere, cFransa, Suudi Arabistan ve Ürdün'ün Suriye'yi bölmeyi ve Ortadoğu'nun sınırlarını yeniden şekillendirmeyi hedeflediklerini açıkça belirttikleri toplantıyı değerlendirdi. Sputnik'e konuşan emekli Büyükelçi, " Bu ülkeler Türk-Kürt çatışmasına odaklanmış durumda" ifadelerini kullandı.

11 Ocak tarihinde beş ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen gizli toplantının, toplantıda bulunan İngiliz Büyükelçisi'nin tuttuğu notları ele geçirmesi suretiyle Fransız bir gazeteci tarafından sızdırmasıyla birlikte ortaya çıktığını hatırlatan Özülker "11 Ocak tarihinde (ABD'nin başkenti) Washington'da bir toplantı yapılıyor. Wikileaks'e benzer şekilde ‘Syrie Leaks' adı altında bir Fransız gazeteci, bu toplantıda konuşulanları dünya kamuoyuyla paylaşıyor. Gazetecinin bu gizli toplantının tüm detaylarına, İngiliz Büyükelçisi'nin o toplantıda tutmuş olduğu notları ele geçirerek ulaştığı anlaşılıyor. Toplantıda, bir sonraki oturumun 23 Ocak'ta yapılacağı ve bu gizli toplantıların devam edeceği de anlaşılıyor" ifadelerini kullandı.

‘TÜRK-KÜRT ÇATIŞMASINDAN DOLAYI TÜRKİYE'Yİ ÇAĞIRMAYALIM' DENİLİYOR
Toplantıda, ABD, İngiltere ve Fransa, Suudi Arabistan ve Ürdün'den temsilcilerin yer aldığının Türkiye dahil üç ülkenin de bu toplantılara dahil edilmesi ihtimaline değinildiğine işaret eden Özülker "Sızdırılan bu belge, toplantının gündemini ve katılımcı ülkelerin amacını net bir şekilde ortaya koyuyor. Toplantı, kendilerine ‘küçük grup' adını veren Amerika, İngiltere ve Fransa, Suudi Arabistan ve Ürdün'ün bir araya gelmesiyle gerçekleşiyor. Bu gruba Mısır, Almanya ve Türkiye'nin de dahil edilmesi konuşuluyor. Anlaşılan Mısır'a henüz bir davet iletilmezken Almanya'dan da davete henüz bir yanıt gelmemiş. Türkiye'ye gelindiğinde ise bu ülkeler Türkiye'yi davet etmekle ilgili tereddütlerinden bahsediyor. Gizli toplantının katılımcıları, ‘Türkler ve Kürtler arasındaki çatışmalar, bu grubun kararlarına olumsuz etki edebilir' diyorlar" şeklinde konuştu.

‘HEDEF RUSYA VE İRAN; AMAÇ DSG'Yİ CENEVRE'YE DAHİL ETMEK'
Toplantıda konuşulanların ABD'nin, Suriye ve dolayısıyla Ortadoğu'da kalıcı olmak için bahane üretme peşinde olduğuna yönelik açık bir itiraf niteliğinde olduğunu savunan Özülker "ABD Sözcüsü ‘ABD Başkanı Donald Trump, IŞİD'i bahane olarak kullanıyor ama bizim Suriye'de kalıcı olmamız lazım' diyor. Açıklamanın devamında, ABD'nin gerçek niyetinin İran'ın hem siyasi süreçte hem de aktör olarak engelleneceğini de söyleniyor. Toplantıya katılanlar, asıl dertlerinin Rusya olduğunu da itiraf ediyor. Rusya'nın Astana ve Soçi sürecindeki başarısını kabul eden bu ülkeler, ‘Rusya başarısına ilişkin propaganda yapıyor ve bu derhal engellenmeli' şeklinde mutabakata varıyor. Ülkeler, Cenevre sürecini yeniden canlandırmanın ve bu sürece Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'nın Suriye kolu olan YPG'nin ana omurgasını oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri'ni (DSG) Cenevre'ye dahil etmenin de yollarını aradıklarını açıkça itiraf ediyor. Ülkeler ‘Ankara'nın tutumu anlayışla karşılanabilmekle birlikte DSG ve YPG bizim için fevkalade derecede önemlidir. Bizim sulandırılmış bir formül kapsamında mutlaka YPG'yi DSG başlığı altında müzakerelere katmamız lazım‘ diyor" diye konuştu.

‘NÜKLEER SİLAHLAR BÖLGESEL ÇATIŞMALARDA KULLANILABİLİR'
Gizli toplantıya katılan ülkelerin, ABD ve Türkiye ilişkilerinin bu koşullar altında iyiye gitme olasılığı olmadığında mutabık olduklarına işaret ettiklerini belirten Özülker "(Katılımcı ülkeler) ABD ve Türkiye arasındaki ilişkilerin iyiye gitmesinin muhtemel olmadığına işaret ediyorlar. ABD'nin tek başına hareket etmesinin de Türkiye ile DSG'nin arasını bulmasının imkanlı olmadığına ve bu durumu değiştirmenin formülünü henüz bulamadıklarını ifade ediyorlar. Esas davalarının ‘Rusları köşeye sıkıştırmak' olduğunu söyleyen heyet ‘İki amacımız daha var. Anayasal reform yapılması ve seçimlerin güvenli olarak yapılması için gözetim altında yapılması gerektiğini' ifade ediyorlar" dedi.

‘NATO DA RUSYA'YA KARŞI YENİ PLANLAR PEŞİNDE'
Toplantıda "dünyadaki dört önemli gelişmeden" bahsedildiğine işaret eden Özülker "Bu toplantıda bahsedilenler, aslında bilinmeyen şeyler değil. Ancak bütün bu hususların kağıda dökülmüş olması önemli. Toplantının bir diğer önemli bölümü de bu ülkelerin dünyadaki dört önemli gelişmeden bahsettiği bölüm. ABD yetkilisi, ebadı küçültülmüş nükleer silaların üretilmiş olduğunu, bunun da bölgesel çatışmalar esnasında kullanılmasının ihtimalinin risklerine işaret ediyor. NATO'da 14-15 Şubat tarihlerinde yapılan toplantıda Rusya ve diğer tehditkar ülkelere yönelik tedbirin artırılması için yol haritası çizildiğine işaret ediliyor. Üçüncüsü, İsrail'in önümüzdeki dönemde Hizbullah başta olmak üzere İran hedeflerine saldırılarını arttırılabileceğini değiniliyor. Dördüncüsü de Kürt sorunu dolayısıyla Ankara-Washington arasında önemli bir ihtilaf olduğunu,ilişkilerin kırılması içerisinde olduğuna vurgu yapılıyor. Bu durumun Ortadoğu'daki gelişmeleri birebir etkilediğine işaret ediliyor" diye konuştu.

‘AMAÇ KÜRT-TÜRK; İSRAİL-İRAN ÇATIŞMASINI KÖRÜKLEMEK'
Toplantıya katılan ülkelerin Soçi sürenin sabote edilmesi gerektiği konusundaki mutabakatının da ortaya çıktığına değinene Özülker "Batı'nın Suriye'de stratejisi adı atında Soçi süreci sabote edilmelidir. İkincisi, ‘İsrail-İran ve Türk-Kürt savaşları bekliyor bizi' diyorlar. Suriye'nin de parçalanacağını ifade ediyorlar" diye konuştu.

Gizli toplantıya katılan ve Ortadoğu'nın akıbetine ilişkin gizli hesapları ortaya çıkan ülkelerin, öncelikli hedefinin Suriye'de barışı tesis eden Astana ve Soçi süreçlerini "sabote etmek" olduğunu söyleyen Özülker "Bu ülkeler, her hâlükârda Rus önderliğinde götürülmekte olan Astana ve Soçi sürecini ortadan kaldırmak için kesin kararlı olduklarını ortaya koyuyorlar. Bunun da anlamı, Amerika ve Rusya arasında yeni ihtilaflara gebe bir sürecin yaşanmakta olduğu. Biz de hem Rusya'yla yakın ilişkilerimiz hem de Astana'daki rolümüz sebebiyle bir tercih yapmak zorunluluğuyla karşı karşıya kalabiliriz" dedi.

‘BU ÜLKELERİN HESAPLARI TÜRKİYE'Yİ DE KAPSIYOR, BİZ DE TEHLİKEDEYİZ'
Beş ülkenin toplantıda konuştuklarının, Ortadoğu'daki çatışmaların Türkiye'yi kapsayacak şekilde genişleyebileceğine işaret eden Özülker "Burada çok önemli bir diğer nokta da Türk-Kürt çatışmasını resmen dile getirmiş olmaları ve böyle olması, önümüzdeki dönemde bizim için de olayların bitmeyeceğini gösteriyor. Dolayısıyla, Suriye meselenin ne kadar karışık Ortadoğu'nun ne kadar sıkıntılı olduğu ortada. Ayrıca bu ülkelerin Suriye'nin bölünmesinden bahsedilebilmesi bile olayların bu yönde gelişme ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiğine ve sürecin sınırların yeniden belirlenmesiyle sonuçlanabileceğine işaret ediyor" dedi.

Rusya'nın Ortadoğu'da giderek artan belirleyici tutumuna işaret eden Özülker "Yakın zamana kadar İsrail-Filistin konusuna doğrudan müdahil olmayan Rusya, Kudüs meselesinde önemli bir çıkış yaptı. Ayrıca, Suriye'ye saldıran bir İsrail uçağı da ilk kez düşürüldü. Bunun da arkasında Rusya'nın etkisinin olduğunu anlamak çok zor değil. Bu süreç de Rusya ve ABD'nin bilek güreşinin Suriye özelinde kalmayacağını, Ortadoğu geneline yayılacağını gösteriyor. Üstelik NATO'da alınan kararlar, Trump'ın çılgınca kararları ve ABD'nin içinde bulunduğu hazırlık alt alta sıralandığında, Ortadoğu'nun daha çok karışacağını ön görmek zor değil" dedi.

‘TÜRKİYE'Yİ DAHA BÜYÜK DERTLER BEKLEYEBİLİR'
Suriye'deki ateşkesin Afrin'de de geçerli olması yönünde çabaların olduğuna değinen Özülker "Bence bu ateşkesin, Afrin'i kapsamadığı ortada ama kendi cinayetlerini örtmek isteyenler bu yönde çaba gösterecektir. Ortadoğu'daki tüm bu gelişmeler, Türkiye'nin başının son derece dertte olduğunu ve daha da büyük derde gireceğinin göstergesi" dedi.

ABD ve Türkiye'nin Mart ayı itibarıyla başlayacak olan ikili görüşmelerinden çok fazla bir sonuç beklemenin gerçekçi olmayacağını savunan Özülker "Türkiye ve ABD arasında Mart ayında başlayacak görüşmelerde, çok fazla bir yere gitme şansı gözükmüyor. En fazla Fırat'ın batısında neler yapılabileceği konuşulur; ancak ötesi olmaz. ABD'nin Ortadoğu'da kalma kararlılığı ortada. Böyle bir denklemde Rusya da Türkiye'ye yönelik baskısını artıracaktır. Neticede Türkiye bir tercih yapmak durumunda kalabilir. Ancak kendi göbeğini kesecek olan yine Türkiye'dir. Ve bu süreçten sonra da Türkiye sahada ne kadar büyük başarı kazanırsa kazansın, diplomasinin önemini de unutmamalı" diye ekledi.


 

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 04.03.2018 23:11
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol