BELEDİYE BAŞKANINI YENDİ, HERKES ONU KONUŞUYOR!

Yardımsever, hayırsever, iyiliksever. Deyim yerindeyse tam bir yeryüzü meleği. Yaşadığı ve adeta kendini adadığı kent olan İzmir'de birçok sosyal sorumluluk projesini gerçekleştirmiş, her yeni projede görev almaktan çekinmemiş. Her defasında 'ben de varım' demiş. İşte son olarak tek başına çıkardığı liste ile İzmir'in Bayraklı ilçesine bağlı Mansuroğlu bölgesinde, Belediye Başkanı Hasan Karabağ'ın listesini alt eden, İzmir siyasetinin parlayan yıldızı Avukat Pınar Susmuş ile hem hayata hem de siyasete dair sıradışı bir sohbet...

17 Şubat 2012 Cuma 23:44
BELEDİYE BAŞKANINI YENDİ, HERKES ONU KONUŞUYOR!

Sadece bir yıl içerisinde 4 ayrı okuma yazma kursuna öncülük etmiş, bir çoğumuzun yaptığı gibi engelli  vatandaşlarımızı görmezden gelmemiş. Tüm bu çalışmaları ayrı ayrı ödüllendirilmiş. Yetmemiş üniversitede çocuklara hukuk dersleri vermiş. Yetmemiş Atatürkçü Düşünce Derneği'ne girmiş,  o da yetmemiş siyasette ‘ben de varım’ demiş. Daha girdiği ilk seçimi başarı ile geçip Bayraklı Belediye Meclis Üyesi oluvermiş. Daha sonra da istifa edip CHP'den 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı... Pınar Susmuş.  Avukat. Evli. Bir kızı var. Susmuş ile hem hayata dair hem de siyaset üzerine konuştuk.

 

İnsanların artık birbirini görmeye tahammül edemediği bir dönem de siz nasıl oluyor da bu kadar faal ve sosyal olabiliyorsunuz?

İnsanoğlunda üç  temel  erdem bulunmalıdır. İnsanları birbirine bağlayan ve kenetleyen SEVGİ, iyiyle kötüyü ayırt etmeye yarayan AKIL, iyiyi yapma ve kötüden kaçınma kuvveti veren  CESARET. Ben de Sevgi - Akıl ve Cesaretimle hareket ediyorum. Bu benim en temel felsefem ve aslında günümüzde bu değerleri daha fazla öne çıkarmak gerektiğini düşünüyorum.  Sorunlarımızın çözümü de bu değerlerin benimsenmesinden geçiyor.

Yaptıklarınızı düşününce bu bakış açınızda sevgi daha çok ön plana çıkıyor sanki?

Kesinlikle haklısınız. Özellikle bir sosyal demokratın sevgisi bilinçli bir sevgidir. Körü körüne bağlı olma, biat etme değildir. Aksine bir davranış, bir karakter göstergesidir, bir yöneliştir.  Vereni mağrur, alanı mahcup etmeyecek tek şey sevgidir. Yani sevgi insanın alınca da verince de mutluluk duyduğu manevi bir değerdir ve yine gerçek anlamda sevgi önyargılardan arınmış  sınırsız ve koşulsuz bir duygudur.






Günümüz Türkiye'sinde kadınlarımızın siyasette ya da iş hayatındaki konumları malum. Siz siyaset gibi zor bir kulvarda mücadele etmeyi göze aldınız. Hiç korkmuyor musunuz?

Bu yolda Çağdaş - Demokrat - Aydın bir Türk Kadını olarak aklımı ve cesaretimi de ortaya koymaktan asla vazgeçmeyeceğimi, asla geri adım atmayacağımı bilmenizi isterim. Türk Kadının cesareti Kurtuluş Savaşındaki Ayşe Onbaşı'ların - Kara Fatma'ların cesaretidir. Genel Başkanımızın kurultay konuşmasında söylediği gibi "Cesurlar bir defa korkaklar bin defa ölürler," bunu asla unutmamak gerekir. Zira içinde bulunduğumuz dönem; Ekilir Ekin Geliriz, Ezilir Un Geliriz, Bir Gider Bin Geliriz deme, bu kararlılığı gösterme dönemidir.




Milletvekilliğine aday olma fikri nasıl oluştu?

Ülkemiz; din, mezhep ve etnik köken üzerine yapılan politikalarla hızla ayrışmakta ve birbirine düşman kutuplar yaratılmaktadır. Bu gidiş iyi bir gidiş değil. Bu yanlış gidişe dur diyecek olan CHP’dir, CHP iktidarıdır. Karanlıklardan aydınlığa çıkmanın tek yolu CHP’dir. Ben de bu anlayış çerçevesinde görev almak, kentimin ve ülkemin sorunlarına ulusal düzeyde çözüm aramak için aday oldum. Bu görev anlayışı ve kararlılığı ile milletimin vekili olmaya adaydım. 

Yanılmıyorsam adaylık sürecinde örgüt ile yakın bir ilişkiniz oldu. Fikirlerini, düşünce ve görüşlerini birebir aldınız?

Evet ben ikinci bölge milletvekili aday adayıydım ama İzmir’in dört bir tarafındaki partililerimle bir araya geldim diyebilirim. Gelemediklerimle de süreç içerisinde görüştüm. Kaldı ki biz sadece partililerimizle sınırlı tutmadık bu görüşmeleri. İlçenin esnaf ve vatandaşları ile de buluştuk, sorun ve sıkıntılarını dinleyip, daha sonra raporlar haline getirdiğimiz birçok notlar aldık.







Bu ziyaretlerde özellikle parti örgütünün beklentisi ne yöndeydi?

Özellikle şunu net olarak ifade etmek istiyorum ki, sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile başlayan değişim süreci herkeste bambaşka bir heyecan yaratmış. En gencinden en tecrübelisine tüm partililerimiz bu seçime canla başla hazırlanıyor. Değişim süreci tabii farklı beklentileri de ortaya çıkarmış. Bunlardan biri de milletvekili listelerinde daha çok genç ve yeni yüz görme isteği. Ve kadın siyasetçilerin sayısının artırılması.

Kadın siyasetçi demişken Kara Fatma, Ayşe Onbaşı’lar kadar cesur olunamaması mı sizce kadın siyasetçilerin fazla olmamasının temel nedeni?

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Kadın Adayları Destekleme Derneği tarafından gerçekleştirilen bir kamuoyu araştırması vardı. Araştırmanın sonucu hayli çarpıcıdır. Türkiye'nin %82'si kadın siyasetçi sayısının artmasını istemektedir. Araştırmaya katılanların %77'si kadınların siyasi karar alma sürecinde az bir oranda temsil edilmelerinin en önemli sebebinin "kadınlara çok fazla şans verilmediği" olduğunu düşünmektedir. Kadınların siyasi sürece katılması, hem siyasi davranışın şekli ve içeriği açısından siyasetin niteliğini, hem de tüm alanlarda elde edilen sonuçları olumlu yönde değiştirebileceğine inananların oranı %78'dir. Kadınların siyasette daha fazla yer alması gri renkli olan siyaseti renklendirecektir. TBMM'de kadınların sayısını arttırmak için seçim kanununda yasal reformlar yapılmasının gerekliliğine olan inanç ise % 77'dir. Yani tüm bunlar aslında sorunuzun cevabını vermektedir. Tek sorun kadınlarımızın cesareti ya da cesaretsizliği değil erkek egemen siyasetin bu yönde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesidir. Ve tabi biz kadınlar da bunu talep etmekten geri durmamalıyız.







CHP yeni kimliği ile Haziran seçimlerinde halka bir umut aşılayabilecek mi? Ya da bunu ne oranda başarabilir?

Bakın bizim yol haritamız Atatürk İlke Devrimleri ile partimizin çalışma programıdır. Sayın Genel Başkanımızın Kurultay'da açıkladığı 41 madde, temel hedeflerimizdir. Bunlar çok akılcı ve gerçekçi politikalardır. Mesela Aile Sigortası. Mesela emeklilere milli gelir artışından pay verilmesi.  Emekliler için İntibak Yasası çıkarılarak emekliler arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi. Çağdaş bir Anayasa. Bunlar olmazsa olmazlarımızdır. Ve bu ve benzeri politikalarımızı iyi anlattığımız taktirde halkımız CHP’yi tercih etmekten kaçınmayacaktır. Ben de şahsıma adına şunu söyleyeyim; bulunduğu noktaya emek harcayarak, dürüst ve ilkeli davranarak gelmiş bir hukukçu olarak üzerime düşen görevi eksiksiz yerine getirmeye çalışacağım.”

Çalışmalar nedeniyle hayli yoğun olduğunuzu biliyoruz ama buna rağmen yine de kitap okumaktan vazgeçmediğinizi de biliyoruz. En son okuduğunuz kitap?

Turgut Özakman’ın Cumhuriyet kitabını okudum. Tüm gençlerimizin de yakın tarihimizi öğrenmesi ve ülkemizin ne türlü mücadeleler sonrasında bugünkü konumuna ulaştığının görülmesi için bu kitabı önemsiyorum.

Favori  tv programlarınız var mı? 

Şu dönem televizyon izlemeye zamanım kalmıyor.



Ve son olarak nihayetinde bir eş ve bir annesiniz.  Kızınız ve tüm Türkiye gençliği için nasıl bir gelecek öngörüyorsunuz?

Gençler, Türkiye’nin aydınlık geleceğinin güvencesidir.  Gençlerin düşünce ve endişelerinin sadece gençlikle doğrudan ilgili alanlarda değil, tüm politika ve karar verme alanlarında dikkate alındığı, gençlerin görüşlerinin, önceliklerinin ve arzularının dinlendiği, güçlendirildiği ve faaliyete geçirildiği bir Türkiye vaad ediyoruz.  Özel dershane ve kurslara olan bağımlılığın kırıldığı, üniversite sınavı başta olmak üzere, eğitimin çeşitli kademelerinde uygulanan sınav sistemlerinin gözden geçirilerek,  bunların öğrencileri en verimli çağlarında hayattan koparmayacağı bir ülke öngörüyoruz.

yuzdeyuzhaber





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol