Sözlü olarak ifade etmiyor ama aslında Erdoğan’ın yaptığı bu.
Yasama, yürütme ve yargı kendi elinde olsun istiyor.
“Kuvvetler ayrılığı” yerine “tek kuvvet” olsun, o da kendisinde toplansın istiyor.
Uygulamada yaptığı da bu…

*

Yine İzmir Kitap fuarından söz edeceğim.
Okuyan bir insanı kitaplar dünyasında yaşamak kadar ne mutlu edebilir ki?

Kendi imza saatimin öncesi ve sonrasında binlerce kitap arasında dolaştım. Zaman zaman aldığım bu kitaplardan alıntılar yapıp, bilgiler paylaşacağım.

Bugünkü bilgiler Dr. İbrahim Balık’ın Kocatepe Akademi Yayınları’ndan çıkan “Ortaçağ Tarihi ve Medeniyeti” adlı eserinden.
Eser İslâm tarihi, Türklerin İslamiyet’i kabulü ile Ortaçağda Avrupa başlıklı bölümlerden oluşuyor.

“Hz. Muhammed döneminde devlet başkanlığı” kısmını okurken, birden beynimde şimşek çaktı.
Aradan 1.400 yıl geçmiş ama, o dönemdeki sistemi bugün “Referansımız İslam’dır” diyen Başbakan Erdoğan’ın da pratikte uyguladığını görüyoruz.

“Hz. Muhammed son derece geniş yetkilerle donatılmış bir devlet başkanıdır.
O, devlet başkanı olarak yapılacak anlaşmaları imzalamak, savaşa karar vermek, gönderilecek elçileri belirlemek ve göndermek gibi klasik anlamda bütün devlet başkanlarının yaptığı görevleri yapıyordu.

Ayrıca bir hukuk lideri idi. Gerek Müslümanlar ve gerekse Yahudilerle Müslümanlar arasında çıkan ihtilaflarda tek çözüm mercii idi.

Hz. Muhammed aynı zamanda bir ordu komutanı idi. Savaşlarda orduyu sevk ve idare etmek, savaş taktiğini ve yerini belirlemek O’nun tekelinde idi. 

Bu yönü ile baktığımızda Hz. Muhammed’in devlet başkanlığı güçler birliği esasına dayalı bir özellik taşır. 
Devletin üç ana erki (yasama, yürütme ve yargı) O’nun şahsında toplanmıştı.” (s.100)

Yani, yasama-yürütme-yargı gibi üç kuvvetin tek elde toplanması Hz. Muhammed’in devlet başkanlığı modelinde var!

E, sizin de referansınız bu olunca -açıkça söylemeseniz de- “güçler birliği” sizin için sünnet (emir) oluyor!

“DİK DUR, EĞİLME” 

AKP’li Recep Tayyip Erdoğan’ın sevdiği ve mitinglerde attırdığı bir slogan var: “Dik dur eğilme, bu millet seninle!”
Bir de, kendisinin söylediği “Dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz!” sözünü hatırlayalım.

Aynı kitapta Hz. Muhammed’in “Güçlü görünme yöntemi”nden söz ediliyor:

“Hz. Muhammed’in liderlik vasıflarından biri de rakiplerine karşı güçlü görünmektir. O vakar sahibi bir kişiliğe sahipti. Ama asla rakipleri karşısında zayıf ve pasif bir tavır sergilemezdi.

İslam'ın ilk yıllarında yanındaki Müslümanları, Mekkeli müşriklerin önünden geçerken yürüyüşlerini düzeltmeleri, dik ve gösterişli yürümeleri konusunda uyarmıştı.

Devlet başkanı olduğu dönemlerde de bu özelliğini devam ettirmiştir. O’nun devlet yönetimindeki bu tarzını, günümüz devletlerindeki caydırıcılık anlayışına benzetebiliriz. Güçlü görünüp, düşmanlarına gözdağı vererek… “ (s.101.)

Sonuç.

Erdoğan, sözünde duran bir lider!
“Referansımız İslâm” derken, bunu tam anlamıyla yapıyor!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol