Yazının başlığını Prof. Hüseyin Atay’ın “İslam’da İşçi- İşveren İlişkileri” adlı kitabından aldım. Bu cümle beni çok etkiledi; 
“Haksızlık yapanlara gönül vermeyin”

Cümleyi okurken aklıma şöyle bir soru takıldı; Bu cümleyi, sayısız anlam ifade eden başka kalıplara sokabilir miyiz?  
Cevap; Sokabiliriz olacak. Nasıl mı? İşte şöyle 

“Haksızlık yapanlara gönül vermeyin”
“Oylarınızı çalanlara gönül vermeyin (boyun eğmeyin)” 
“Verdikleri sözlerde durmayanlara gönül vermeyin (itibar etmeyin)”
“Yalan söyleyenlere gönül vermeyin (itibar ermeyin)”
“Mahkemeleri yandaş hâkim ve savcıların eline teslim ederek hak, hukuk ve adalet sistemini işlemez hale getirenlere gönül vermeyin (boyun eğmeyin)”
“Haksız kazanç sağlayanlara gönül vermeyin (göz yummayın)”
“Emeklerinizi çalanlara, bordrolarınızı eksik beyan edenlere gönül vermeyin (boyun eğmeyin)”
“Zengine-fakire aynı oranda vergi salan zalimlere gönül vermeyin, (boyun eğmeyin)”
 “İnsanları sayılarla kandıranlara; ‘kişi başına düşen millî gelir 21 bin dolar oldu’ diyenlere gönül vermeyin (itibar etmeyin)”
“İşsizlik sorununu çözemeyenlere, istihdam yaratamayanlara gönül vermeyin (oy vermeyin)”
 “Emeklileri, “şu yılda- bu yılda emekli olanlar” ayrımına tabi tutarak, maaşlarda adaletsizlik sağlayanlara gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Sosyal Güvenlik Sistemi’ni ‘İşçi’, ‘Memur’, Bağ-Kur’ ayrımına tabi tutarak, adaletsiz bir yapıya dönüştürenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“İnsanları açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“İnsanları kredi kartlarına, bankalara muhtaç ederek, hayatları boyunca borçlu yaşatarak ‘ekonomik köle’ liğe mahkûm edenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Parası olanlara sağlık hizmeti sağlayanlara gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Ekmeğe KDV koyup, mücevherleri, trilyonluk yatları vergiden muaf tutanlara gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Vatandaşı GDO’ lu besinlere mecbur edenlere, tarımı, hayvancılığı bitirenlere, Türkiye’yi saman ithal eder hale getirenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Vatandaşı et yemekten mahrum edenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Yandaş- yoldaş kayıranlara; ‘Alo Fatihçilere’, ‘paraları sıfırlayanlara’ gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Dinlerini ‘hakara-makara’ haline getirenlere, Kur’ân’ı ve Kâbe’yi pasta yapıp yiyenlere,  umre ziyaretlerini turistik geziye çevirenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Muhalefet adına tek bir cümle sarf edenleri bile hapse atan fikir zaptiyelerine gönül vermeyin!”( boyun eğmeyin)
“Vatandaşları, nefret tohumlarıyla karpuz gibi ikiye bölenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Gaziler, şehitler arasında ayrımcılık yapanlara gönül vermeyin (göz yummayın)”
“Adalet için yürüyenlere, ağaçlara sahip çıkanlara, ‘yaşamıma karışma’ diyen vatandaşa; ‘çapulcu, Vandal, terörist, ayyaş, alkolik, Fetöcü, edepsiz ‘v.b. diye hakaret edenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“ ‘Gözlerin görmediği halde, sana iş vermişiz’ diyerek insanı aşağılayanlara gönül vermeyin (minnet etmeyin)”
“ ‘Madencinin ölmek fıtratında var’ diyerek, maden kazalarına ‘ilahi kılıf’ bulmaya çalışanlara gönül vermeyin (boyun eğmeyin)!”
“ ‘Ananı da al git!’ diyenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)” 
“Soma’da madenciye tekme atan danışmanı işten atmayanlara gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Tecavüze uğrayan çocuklar için‘ bir kere olmuş’ diyerek tecavüzcü vakfı koruyan vicdanı kararmışlara gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Genç kızlara tekme-yumruk atan yobazları meydana salan zihniyete gönül vermeyin (göz yummayın)”
“Kızlarımızın yurtlarda cayır cayır yanmalarına sebep olan yobazlığa gönül vermeyin (göz yummayın)”
“ ’Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır’  sözleriyle kadını aşağılayan zihniyete gönül vermeyin (itibar etmeyin)” 
“Sen, bir çuval kömüre, bir torba erzaka minnet duyarken, ülkenin bütün saraylarında saltanat sürenlere, çocukları gemi (cik) lerden inmeyenlere, gönül vermeyin (minnet etmeyin, oy vermeyin)”
“ ‘Danışmanlık’ adı altında yandaş kadrolaşan ve binlerce lirayı ceplerine maaş olarak koyanlara gönül vermeyin (göz yummayın)”
“ ’Çalıyorsa benden çalıyor’, ‘Çalıyor ama hizmet getiriyor’ düşüncesiyle çaldıklarını bile bile zulüm sahiplerine gönül vermeyin (göz yummayın)”
 “Yol, köprü yapıyoruz diyerek, ‘geçiş garantisi’ adı altında vatandaşın parasını sermayeye hibe edenlere gönül vermeyin (göz yummayın)”
“Dünyanın en pahalı benzinini satarak, ülkeyi alay konusu ettirenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Okyanus ötesine; ‘ Gel artık, bitsin bu hasret’ diyerek salya-sümük ağlayanlara, ‘Hoca efendi bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir’, ‘1000 yılın en büyük Türk büyüklerinden birisidir’ sözleriyle övgüler düzenlere, teşekkür edenlere ve ‘Ne istediniz de vermedik’ sitemlerini gönderenlere; tüm bunlara rağmen kendilerini sütten çıkmış ak kaşık yerine koyup, ‘aldatıldık’ mağduriyetine yatanlara gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Habur’da PKK için çadır mahkemesi kuranlara, Türkiye’yi, Kobani’ye geçiş yolu haline getirenlere, Oslo’da, Dolmabahçe’ de PKK ile masaya oturanlara; İmralı canisinin yol haritalarını meydanlarda okutanlara; hendek kazanları ve Nevruz kutlamalarında şehre inen eli silahlı teröristleri görmezden gelenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Ergenekon, Balyoz ve benzeri kumpaslarda TSK’yı güçsüz düşürenlere, mensuplarını hapislerde çürütenlere, intihar etmelerine seyirci kalanlara gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Devletin en mahrem bilgilerini kumpas sonucunda birilerine peşkeş çekenlere; bu bilgileri sorgusuz sualsiz teslim edenlere gönül vermeyin (affetmeyin)”
“Sözde darbe kalkışmasında, üç günlük ana kuzusu, silah tutmayı bile bilmeyen askerleri hapse atanlara; hiçbir şeyden haberi olmayan askeri okul öğrencilerini okuldan atıp, okullarını kapatanlara; ağaca selam veren acemi askerleri darbe yapıyor şuursuzluğuyla dövenlere, soyanlara, boğazını keserek ya da boğarak öldürenlere ve bu fiilleri örtbas edenlere gönül vermeyin (göz yummayın)”
“15 Temmuz şehitlerini oy malzemesi yapanlara gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Atatürk’ü tarihin sayfalarından silmeye, Cumhuriyet’i yıkmaya çalışanlara gönül vermeyin (göz yummayın)” 
“Başında dondurma külahı ile dolaşan, şarlatan tarihçileri; Atatürk’ün annesinin, manevi kızının namuslarına dil uzatan edep yoksunu hocaları, sahte tarihçileri başköşelere oturtanlara gönül vermeyin (göz yummayın)”
“Ülkenin yönetimini bir cemaatten alıp başka bir cemaat mensuplarına teslim eden zihniyete gönül vermeyin (oy vermeyin)”
“Anıtkabir’de dâhil olmak üzere Türkiye’nin dağını, taşını, ormanlarını, zeytinliklerini imara açanlara; yakanlara; SİT alanlarını ‘sittir’ alanlarına çevirenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)
“İstiklâl Savaşı’nı yok sayarak kendi destanlarını yaratmaya çalışanlara gönül vermeyin (itibar etmeyin)
“ Vatandaşın değil, kendi istediklerini hayata geçirmek için hak, hukuk ve adaleti gözetmeyenlere gönül vermeyin (oy vermeyin)”
*
Benden bu kadar… Sizler de kendi cümlelerinizi oluşturabilirsiniz. Ya da benim eksik bıraktıklarımı tamamlayabilirsiniz.
Yazıyı yine kitaptan bir cümle ile bitirmek istiyorum.

“İnsan, seçtiği kimsenin yanlışlarına, adaletsizliklerine ve suçlarına ortaktır.”

Gönül verdiklerimizi bir kez daha gözden geçirmenin zamanı gelmedi mi? 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol