Oldum olası “Kurban Bayramı” geldiğinde için burulur, psikolojim bozulur.
Çocukluğumda, oturduğumuz mahallenin sakinlerinin ortalıkta kestiği o hayvanlar, halâ gözümün önündedir dün gibi… Günler öncesinden alınıp beslenen koyunların her gün duymaya alıştığım seslerini bayram sabahı duyamamak, inanılmaz üzerdi beni. Yataktan çıkamaz, yorganın içine gömülür, hıçkıra hıçkıra ağlardım o mahzun koyunlar için. 
Rahmetli babam, her Kurban Bayramı sabahı yaptığı gibi yanıma gelir; kurbanın niye kesilmesi gerektiğini, biraz da abartarak anlatırdı. “Eğer kurban kesilmeseydi, ağabeyini kesecektik kızım, ister miydin böyle bir şeyi?” diyerek yarı şaka yarı ciddi altın vuruşunu yapıp, beni yorganın içinden çıkartmayı başarırdı. Eh, ucunda ağabeyim varken, koyuna üzülmeyi bırakırdım tabi. Çocukluk işte, inanırdım safsaf! 
Aslında babamda Kurban Bayramlarını pek sevmezdi, hayvanların kesilmesine o da dayanamazdı çünkü. Ömründe bir kez kurban kestirmiş, hayvanın o yalvaran bakışlarını hafızasından silemediği için bir daha asla kalkışmadığını söylerdi. Bizim için Kurban Bayramı sadece paylaşmak demekti, hiç bir zaman bir hayvan kesme ritüeline dönüşmedi.
Yıllardır toplumun alışageldiğimiz kurban geleneğipek değişmedi. Son yıllarda kurban kesme eyleminin sembolik anlam taşıdığı, bazı ilâhiyatçılar tarafından dillendirilmeye çalışılsa da; halâ kurbanın anlamının, pek çok kişi için “kan akıtmak” demek olduğu ve “köprüyü geçene kadar” lâzım olduğu kesin!
Bu bayram; yardımlaşmanın, dayanışmanın ve paylaşmanın bayramıdır.
O kestiğiniz /keseceğiniz hayvanın ne eti, ne de kanının Allah’a ulaşmayacağını bilin! Önemli olan, eylemlerinizin ve ürettiklerinizin sizi neye dönüştürdüğüdür. Yaptıklarınız sizi insanadönüştürememişse, sürüyü doğrasanız, nafile!
Dürüstlük, erdem, adalet, paylaşım ve sevgi hayatınıza uğramamışsa,
Dünyada her türlü herzeyi yiyip, elin gariban hayvanını boğazladığınızda, öteki tarafta sırtına binip size cennete taşıyacağına güveniyorsanız,
Uğraşmayın! Onca günahınızın yükünüzü taşıyamaz o hayvancık!
İnsanların hakkını, hukukunu, adaletini yerle bir edip, sonra alnınıza hayvanın kanını sürmekle temize çıkamazsınız! Boşuna masraf etmeyin! O leke, sonsuza dek alnınızda kapkara iz bırakır!
Önce yüzleşin kendinizle! Kimlere uşaklık ettiğinizi, hangi çıkarlarınız uğruna kimlerin hakkına musallat olduğunuzu sorgulayın! Sonra kesin hayvanı, halâ yüzünüz varsa gözlerine bakmaya!
Örtmek içinse pisliklerinizi; önce kendinizi kurban edin; nefsinizi, malınızı, mülkünüzü, sonra sıra gelsin hayvancağıza…
Gösteriş peşindeyseniz, kimi memnun etmenin derdindesiniz? 
Bayram ertesi kaldığınız yerden devam edecekseniz zalimliğinize, hayvanların soyunu kurutmayın boş yere!
Yok illâki keseceğim diyorsanız, bari lâyık olun o hayvanı kesmeye.Temizleyin önce harama bulaşmış pis ellerinizi, sonra yaklaşın o tertemizvarlığın yanına.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol