" TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine gönderilen, Türkiye Varlık Fonu ve
bünyesinde kurulan alt fonların mali tabloları ve faaliyetleri hakkındaki
denetim ve inceleme raporları arasında, ABD'li McKinsey Danışmanlık şirketi ile
yapılan anlaşma ortaya çıktı.
HDP Milletvekili Garo Paylan'ın sosyal medya hesabından paylaştığı ve odatv'nin
de yayınladığı belgeye göre McKinsey Danışmanlık ile Türkiye Varlık Fonu 1 Şubat
2017'den itibaren çalışıyordu.
Türkiye Varlık Fonu, 26 Ağustos 2016 tarihinde, "kamuya ait varlıkları ekonomiye
kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara
iştirak etmek için" kurulmuştu! Ortaya çıkan belge, fonun gerçekte niçin
kurulduğunu da açıklamış oluyor.
***
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 20 Eylül 2018'de Yeni Ekonomik Program
kapsamında McKinsey Danışmanlık şirketi ile çalışacaklarını yeni imzalanmış bir
anlaşma gibi duyurmuştu. AKP içinden gelen tepki de büyük olunca Tayyip Erdoğan,
"Bakan arkadaşlarımın tamamına söyledim, 'bunlardan fikri olarak dahi
danışmanlık hizmeti almayın!' dedim. Biz bize yeteriz..." diye konuyu kapatmış,
McKinsey ile anlaşmayı savunan yandaşlar ise ters köşeye yatmışlardı!
Ortaya çıkan belge, McKinsey şirketi ile anlaşmanın daha önce imzalandığını ve
uygulandığını gösteriyor. Üstelik danışmanlık alan kurum da Türkiye'nin elinde
kalan son kamu mallarının toplandığı Varlık Fonu...
1 Şubat 2017 tarihli, "Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Mehmet Bostan" imzalı
belgede, şöyle deniliyor:
"Türkiye Varlık Fonu için yaptığınız ve yapacağınız mali denetim ve ilgili
çalışmalara ilişkin elde edilen her türlü veri ve değerlendirme sonuçlarını
içeren ara raporlarınız ve raporlarınızı McKinsey Danışmanlık Hizmetleri Ltd.
Şti. yetkili proje takımı ile paylaşılmasına izin verir ve paylaşılmasını rica
ederim."
Bu belge, anlaşmanın açıklandığı tarihe kadar kamuoyundan gizlendiğini göstermiş
olmuyor, aynı zamanda Varlık Fonu'nun da nasıl yönetildiğini açığa çıkarıyor.
***
Varlık Fonu'nun bütün bilgilerinin, McKinsey üzerinden Rothschild'e teslim
edilmesinin sebebi nedir?
İş adamı arkadaşım Yaşar Canca, yıllar önce meselenin tapuyu ele geçirmek
olduğunu yazmıştı:
"Şimdi savaş, dünyanın tapusunu ele geçirmek için sürüyor. Dünyada her yıl
Fransa ekonomisinin millî geliri (2.34 trilyon dolar) kadar gelir, sadece faiz
yoluyla elde edilmektedir. Bu parayla rekabet etmek neredeyse imkânsızdır.
Ülkemizdeki doğal kaynaklar önce bir yerlere adreslenecek, sonra da Anayasa
değişikliği ile birlikte işletenlere tapulanacak! Bir kere verin, bakalım bir
daha alabilecek misiniz? Orman alanlarında şimdiden birçok yer ve amaç için
ruhsatlar alınmaya başlanmıştır. Eğer bu değişiklikler planlandığı gibi
gerçekleşirse deniz ve göl kıyılarındaki tesisler, limanlar, turizm bölgeleri,
hidro elektrik santrallerinin su toplama havzaları, şu anda kullananların
olacaktır. Millî-muhafazakâr yapının neyi koruduğunu bilmesi lazım. Bunu yapamaz
isek içinde yaşadığımız coğrafyadaki dağları, ovaları, göl ve nehirleri
elimizden alırlar. Coğrafya elimizden gittiğinde yaşayacak yer aramaya
başlarız."
***
Nitekim AKP, ormanların ve su kaynaklarının satılması için gereken yasal
değişikliği de yaptı! Canca'nın bahsettiği millî servetler, "Varlık Fonu"na
adreslendi! Oradan da McKinsey üzerinden Rothschild'e arz edildi!
İlahiyatçı Cemil Kılıç ise Varlık Fonu tartışması sırasında, "Mülkiyeti ve
üretim araçlarını ele geçirmeden insanlar üzerinde egemenlik kurmak mümkün
değildir. Şirk dediğimiz şey yani tanrılık/tanrısallık iddiası, mülkiyete el
koyma yoluyla olmaktadır." diye firavunlara göndermede bulunmuştu.
İş Bankası'na el koymak istemelerinin ana sebebi de budur!
"Varlığım Türk varlığına armağan olsun"dan işte bu sebeple rahatsız oluyorlar!"
yuzdeyuzhaber
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol