'TÜRKİYE, ERDOĞAN'DAN BÜYÜKTÜR...'

Sözcü Yazarı Necati Doğru, referandumun sonucunda Türkiye'nin Tayyip Erdoğan olmadığı gerçeğinin ortaya konduğunu öne sürdü.

17 Nisan 2017 Pazartesi 11:42
'TÜRKİYE, ERDOĞAN'DAN BÜYÜKTÜR...'

İşte Doğru'nun referandum yazısı:

Sandıklar açıldı, oylar sayılmadı, oylar tartıldı. Sandıktan “Türkiye Tayyip Erdoğan'dan büyüktür” gerçeği çıktı.
Babasının malı sandı.
Dedesinin tarlası sandı.
Amcasının kayığı sandı.
Bir yana “Tayyip Erdoğan” kondu, diğer yana “demokrasi, hukuk, vicdanı olan Türkiye” yerleştirildi, hangisi büyüktür, hangisi önemlidir, hangisi değerlidir, dün oyladığımız buydu. Bu eşit şartlarda bir halk oylaması değildi.
Elleri güçlüydü.
Tayyip Erdoğan.
Devlet Bahçeli.
İki liderin partisi bir olmuş, yanlarına Büyük Birlik Partisi'ni de almışlardı. 
Üç partinin en son seçimde aldıkları yüzde 63 oyları vardı. Referandumda yüzde 63'ü geçecekler; “Tayyip Erdoğan Türkiye'den büyüktür” diye ilan edeceklerdi.
Bekliyorlardı.
Umuyorlardı.
Bağırıyorlardı.
Korkutuyorlardı.
Vergi indirimi.
Kredi desteği.
Sicil affı.
Anneanneye maaş.
Referandum rüşveti dağıtıyorlardı ve derin ekonomik krizin etkisini de örtmeye çalışıyorlardı.

*  *  *

Sadece cumhuriyet tarihinin değil, dünya seçimler ve referandumlar tarihinin ve hatta Hitler dönemi propaganda makinesi dahil en güçlü kampanyayı yaptılar. 
Devletin bütün imkanları, uçakları, helikopterleri, makam araçları, valilileri, kaymakamları, Diyanet'in camileri, imamları, saraya vidalanmış muhtarlar, belediyelerin bütün varlıkları, TRT ve sahipleri korkutulmuş özel TV ve gazetelerin korkunç ve hilekar tarafgirliklerini, Tayyip Erdoğan dönemi zengini olmuş sermaye sahiplerinin gücünü üst üste koyup birleştirdiler. Halkın algısını esir almak için yapılmadık kalmadı ve “Tayyip Erdoğan, hukuktan, Meclis'ten, adaletten daha büyüktür” algısını halka onaylatacaklardı. Kendini Meclis'in 
üstüne koyacak olan Tayyip Erdoğan'ın meydanlarda ve TV'lerde Hz. Muhammed ile Mustafa Kemal'i kendisiyle eşit sayan kibir küpü konuşmalar yapmasını bile 
kitlelere alkışlattılar. Valilik binalarının ön cephesine boydan boya “Her ‘Evet' Şeyh Sait ve arkadaşlarına bir Fatiha'dır” yazılı afişler asmaktan bile sıkılmadılar, çekinmediler.

*  *  *

Halkın tokadı geldi.
Sandıktan şu gerçek çıktı:
Türkiye!
Bir kişinin ihtirasından büyüktür.
Türkiye!
Bir kişinin egosundan büyüktür.
Türkiye!
Bir kişinin kibrinden büyüktür.
Türkiye!
Bir kişinin tek aklından büyüktür.
Milli İrade böyle tecelli etti.
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Eskişehir, Mersin, Manisa, Diyarbakır, Antalya Türkiye'nin 10 büyük kentinde “hayır” oyları önde çıktı.  Ben bu yazıyı yazdığım sıralarda “evet” oyları yüzde 51.3 ve “hayır” oyları yüzde 48.77 idi… 

Aynı zamanda 2.5 milyon mühürsüz zarfla atılmış oyların arkasına saklanarak evet cephesi, Bahçeli'nin ağzından referandumu kazandığını ilan ediyordu. Oysa Yüksek Seçim Kurulu'nun kendisi “mühürsüz zarfla atılmış oyların geçersiz sayılması gerektiğini” yasasına koymuş fakat seçim gecesi “hayır oylarının” öne geçme ihtimali doğunca “mühürsüz zarflarla atılan oyları geçerli sayan”karar almıştı. 
Bu YSK kanununa aykırı ciddi şaibeye rağmen Türkiye'nin genelinde 1-2 puan “evet” önde çıksa bile Tayyip Erdoğan'ın “partili cumhurbaşkanlığı yapması” ne hukuka sığar, ne adalete uyar, ne vicdanla örtüşür, ne siyasetin ahlakı ile bağdaşır.

*  *  *

Tayyip'in karizması çizildi.
AKP'liler bile onu dinlemedi.
Üsküdar bile “hayır” verdi.
Bahçeli'nin liderliği sıfırlandı.
MHP'liler onu davadan attı.
Binali'nin başbakanlığı eridi.
AKP'liler onu ciddiye almadı.
Melih Gökçek de mosmor oldu.
Ankara seçmeni “hayır” dedi.

yuzdeyuzhaber





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol