İnsan doğası, özgürlüğü arzular yapıdadır. İnancım o ki; yaşamımız boyu ruhumuzu sınırlayan “ten kafesinden”  “kurtulmanın” ve “sevgiliye” kavuşmanın özlemiyle yaşar dururuz farkında olmasak da. Çekilen sıkıntılar, acılar “esaret” altında olmanın sonucudur belki de…
Şimdi diyebilirsiniz ki; ölmeden huzuru bulmak, başka deyişle; yaşarken, can tenden çıkmadan huzurlu ve “özgür” bir yaşam sürmek, mümkün değil midir?
Bence insan ne kadar temiz, dürüst ve ahlâklı bir yaşam sürerse, o denli özgür olur. Örneğin;
 Hayatı yalanla dolanla geçen biri, yalanlarının esîridir.
 Sürekli birilerinin hakkını gasp ederek yaşayan biri; yediği hakların, hiçe saydığı yaşamların esîridir.
 Çıkarı uğruna haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin lokomotifine vagon olan biri, o “lokomotifin” esîridir. Nereye çekerse oraya gitmek zorundadır.
 Suça ortak olan gövde, suçu işleyen başın esîridir.
 Ortalıkta, birilerinin suçuna “gönüllü” olarak ortak olanlar öyle çok ki!
 Hatta bırakın el âlemi, önce kendinize bakın!
 Hangi suçun ortağısınız?
 Hangi suçlulara mideden bağlısınız, hangilerine cüzdandan?
Daha ötesi, artık hata olarak bile görmüyorsanız suçlarınızı,
Büyük olasılıkla ya beyinden ya da vicdandan bağlandınız demektir suçlulara…
Böyleyseniz eğer; ister yalıda oturun, ister en lüks arabalara binin, isterseniz en üst mevkilerde olun… Hatta isterseniz ülkenin en kodamanlarının “hamil-i kartını” taşıyın!
 Kölesiniz! Hem de iki kere kölesiniz!
 Hem suçuna ortak olduklarınızın, hem de kendinizin kölesi!
 Hırslarınızın, egonuzun kölesi!
 Arsıza, ahlâksıza gebe kalmak niye?
 Kırın zincirlerinizi, kurtulun esaretten! Ne duruyorsunuz?
 Yarının sonsuz kazancını, bugünün üç kuruşluk çıkarına kurban etmeyin!
 Temizlenin, kurtulun prangalarınızdan, özgürleşin!
 Bir kere de lokomotif siz olun!
 Adaleti, ahlâkı, hakkı, hukuku sürükleyin arkanızdan; yarın birileri yüzünüze tükürmeden!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol