"SALAVAT KUR'AN EMRİ DEĞİLDİR..."

İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık hoca, " Kur’an’ın hiçbir yerinde “Muhammed” ismi geçtiğinde özel bir hitap, unvan ve lakap zikredilmiyor. Salavat Kur'an emri değildir" dedi.

27 Mart 2014 Perşembe 13:48
Eliaçık hoca şunları söyledi: Kur’an’ın hiçbir yerinde “Muhammed” ismi geçtiğinde özel bir hitap, unvan ve lakap zikredilmediğini görüyoruz. Sadece Resulullah (Allah’ın elçisi) şeklinde hatırlatma yapılıyor. Peygamberimizin tabiri caizse “resmi” adı ve ünvanı kelime-i şehadette geçtiği gibi “Âllah’ın kulu ve elçisi”dir. Bu bile mesajla yüklüdür. Kur’an’da “Muhammed” ismi dört yerde geçiyor. Dördünde de onun elçi (resül) olduğu vurgulanıyor. Daha bir çok yerde haber getiren (nebi), elçi (resul), arkadaşınız (sahibikum), o (huve), onunla birlikte olanlar (meahu), sen (ente), kulunu (abdihi) diye bahsediliyor. Diğer peygamberlerden de kardeşleri (ehakum) şeklinde bahsedildiğini görüyoruz. Hepsini birden anmak gerektiği yerde de elçilere selam olsun (selâmun ale’l-mürselîn) deniyor. Kur’an’ın hiçbir yerinde “Muhammed” ismi geçtiğinde özel bir hitap, unvan ve lakap zikredilmediğini görüyoruz. Sadece Resulullah (Allah’ın elçisi) şeklinde hatırlatma yapılıyor. Peygamberimizin tabiri caizse “resmi” adı ve ünvanı kelime-i şehadette geçtiği gibi “Âllah’ın kulu ve elçisi”dir. Bu bile mesajla yüklüdür. Peki dini kültürümüzde çok yaygın olan “salavât getirmek” nereden geliyor? Yani peygamberimizin ismi anıldığında “sallallahu aleyhi ve’ssellem” demek zorunda olmak… Bunun Kur’an’da emredildiğini söylüyorlar. Madem öyle biz de “Dur hele” diyelim ve buraya bir mim koyalım. Çünkü bunun Müslüman milletlerce üretilmiş tarihsel bir “örf” olduğunu söylemek başka, “Kur’an’da Allah böyle emrediyor” demek başkadır… Kanımca “salavât ayeti” diye bilinen ayetin doğru çevirisi şöyledir: “Hiç kuşkusuz Allah ve melekleri peygamberi destekliyor. Ey iman edenler! Siz de onu içtenlikle destekleyin.” (Ahzap; 33/56).

Bu ayeti şöyle anlıyorlar: Allah ve melekleri peygambere salavât getiriyor, ey iman edenler siz de salavât getirin…

Bu anlayışa göre sanki Allah melekleriyle halka oluşturmuş, tarikat meclislerindeki “hatm-i hacegân” veya teravih namazlarındaki salavâtlar gibi “Allahümme salli ala..” diye salavât getiriyor! Ve bizim de öyle yapmamızı istiyor, öyle mi? Burada “salavât getirmek” veya “salâtu selâm okumak” şeklinde bir dizi seremonik (törensel, önceden belirlenmiş) ifadelerin anlaşıldığını, ayette geçen “salât” kelimesinin esaslı bir anlam kaymasına uğradığını görüyoruz. “Salavât getirmek” dini bir vecibe değil; Müslümanların ürettiği bir kültür... Hem edebiyat, hem musiki değeri var, doğru… Söylenişi gayet güzel, doğru… Itri’nin camilerde söylenen salavât bestesi dini müzik açısından da son derece orijinal, tamam… Benim itirazım “otomatik salavâtın” Kur’an’ın bir emri olduğu iddiasıdır."

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 27.03.2014 13:54
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Metin Akbaş 2014-03-27 22:06:00

Diyanet meali: Allah ve melekler peygambere salavat getiriler diyor. Salât kelimesini her yerde namaz diye çevirmişler. Burada Salâtı nasıl ifade edeceklerini bilememişler, Allah ve melekler peygambere namaz kılarlar diyemezlerdi, salavat getirirler diye çevirmişler. Hata bir değil, hatalar deryasında boğulan bir ümmet kendisine uzatılan can simidini reddediyor. Kur'an böyle diyor denince, kafalara yerleşmiş yanlış kabuller gerçekleri anlamaya mani oluyor. Kafalar uydurmalarda dolu, boş bir yer kalmamış yazmaya karşı korumalı disk gibi. Kendini kilitlemiş durumda. Mühürlenmek böyle birşey mi acaba?

Avatar
Volkan TOPÇU 2014-03-29 19:31:55

"kanımca salavât ayeti” diye bilinen ayetin doğru çevirisi şöyledir: hiç kuşkusuz allah ve melekleri peygamberi destekliyor. ey iman edenler! siz de onu içtenlikle destekleyin.” (ahzap; 33/56). " diyorsunuz ama,

yaşar nuri tefsirinde;
"ahzap 56.şu bir gerçek ki, allah ve melekleri, o peygambere salat ederler/onun şanını yüceltirler. ey inananlar! siz de ona salat edip içtenlikle selam verin." diyor.
sizin kanaatinizmi yoksa yaşar nuri hocanın yorumumu geçerli olacak? (diğer tefsirlerde de aynı

Avatar
Galip kuka 2014-03-27 20:18:51

Resullahin makami allahin ve melek( kuvvelerinin) tenezzülen selam getirdigi allahinda oraya muhabbet duydugu bir idrak denizidirki . ALLAH cc bu idrak da seni yaratmasa idim alemleri yaratmazdim. Buyuruluyor. Simdi bizde kalkmiş canim ben muhammede selatu selam getirmeye mecburmuyum anlayişi!! Yahu ALLAH cc diyorki ey gozu kor kulagi sagirlar bu getirdiginiz selamlaş ma aslin da bir muhabeti aliş veriştir . Oradaki sahis aslinda benim o andaki idrakim temsil ediyor sen hala onu arabin cocugu zannediyorsun. Ey. Gafil. Kalbini o idrake dogru cevirisen bunun faydasida sanadir !'n

Avatar
Volkan TOPÇU 2014-03-29 19:37:47

sevgili eliaçık hocam.

sizinde malumunuzdur ki salat, namaz değil duadır.
bende abdülbali gölpınarlının tefsirine özan gösteririm ve onda da;
"56- şüphe yok ki allah ve melekleri, salavat getirir peygambere; ey inanlar, siz de ona salavat getirin, tam teslîm olarak da selâm verin." der ve bende teslim ayeti olarak yorumlarım...

Avatar
ABHAZYALI 2014-04-21 12:58:49

peki̇ çok muhterem eli̇açik bey peygamber efendi̇mi̇zi̇n kulağiniz çinladiğinda bi̇li̇ni̇zki̇ hak katinda sevdi̇ği̇m ümmeti̇mi̇ anarim.beni̇m adima salavat edi̇ni̇z dedi̇ği̇demi̇ yalan...si̇ze göre madem salavat yok kurani keri̇mde.bunu 1400 yildir di̇le geti̇rmeyenler şi̇mdi̇k si̇zlemi̇ can bulacak?sadece merak beni̇mki̇si̇