SAHİPLENME HIRSINI KIRIN!

İhsan Eliaçık İle Kur'an'ı Keşfet'te konumuz ABESE Suresi'nin 24 ile 32. ayetleri arasındaki tabiat tasvirleri...

15 Ekim 2014 Çarşamba 13:15
SAHİPLENME HIRSINI KIRIN!
"Sure bütünlüğüne baktığımızda, muhatabın, yoksul ve kör birisi geldi diye surat asıp öte tarafa dönen ve onunla aynı mecliste oturmak istemeyen, Mekke’nin tek ve eşsiz zengini diye bilinen ve bu nedenle de el-Vahid diye anılan Velid bin Muğire el-Vahid (ve taifesi) olduğunu görürüz. Çünkü Velid’in geniş toprakları, oradan elde ettiği ambarlar dolusu tahılları, üzüm bağları, yonca tarlaları, zeytin ağaçları, hurmalıkları, meyve veren bahçeleri ve çayırları, ağıllara dizdiği develeri, sığırları ve bol miktarda “kenz” edilmiş yani biriktirilmiş/hazine haline gelmiş nakit parası (altın ve gümüşü) vardı (Razi).

İşte o Velid’e deniyor ki; “Mülk Allah’ındır. Bütün bunlar senin değil. İhtiyacından fazla mal biriktirip onunla Mekke’de egemenlik kurmuşsun. Bunlarda yoksulların ve ihtiyaç sahiplerinin “hakkı” vardır. Allah’ın toprağını, suyunu, zeytinini, hurmasını ambarlara; devesini, koyununu, sığırını da ağıllara yığmışsın! Bunları sen mi yarattın ki sahipleniyorsun?”

Asıl mesele bu.

Yoksa bu tabiat tasvirleri Mekkeli müşrikleri Allah’a inandırmaya yönelik değildi. Zaten yerleri ve gökleri kim yarattı diye sorsan “Allah” demekteydiler. Allah’ın bir ve tek olduğuna da inanmaktaydılar. Fakat Allah’ın toprağına, suyuna, zeytinine, hurmasına, devesine, koyununa sahiplenmekte ve “Bunlar bizim başkasına vermeyiz” demekteydiler.  Hacıların içinde put dolu Kabe’ye getirdiği hediyeleri, kolyeleri, mücevherleri, develeri, sığırları, koyunları aralarında üleşmekteydiler. Yoksa putların taştan tahtadan yapma şeyler olduğunu biliyorlardı. Bu tefeci bezirganların hiç birisi zırcahil değildi. Ebu Süfyan dört dil biliyordu…

“Gökten su indirmek… Toprağı ekmek… Üzüm bağları, yonca tarlaları, zeytin ağaçları, hurmalıklar, yemyeşil çayırlar, ormanlar, meyveler, develer, sekiz çift sığır… Gece ve gündüzün birbiri ardınca gelmesi, ışık saçan güneş, parlayan ay, ışıldayan yıldızlar…vs.

Bütün bu tasvirlerin “Yerde, gökte, tende, canda bir Yaratan sezdirtme”ye yönelik olmakla birlikte “mülk” arzusuyla yanıp tutuşanların “sahiplenme hırsı”nı kırmaya yönelik olduğunu görüyoruz.

Çünkü bu tür tasvirlerin ardından genellikle şu değişmeyen ‘replik’ gelir: “Göklerin ve yerin mülkiyeti Allah’a aittir.” (Ve li’llahi mulku’s-semevâti ve’l-arz)."

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 15.10.2014 13:25
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol