Tweet mi atayım yoksa basın toplantısı mı yapayım diye danıştığı isim önceki gün yakınındaki iki kişiyle bu bilgiyi paylaştı.

Sonrası malum, Bahçeli o gece istifa etmek bir yana devam açıklaması yaptı.

Peki ne oldu da aniden çark etti?

Bahçeli’nin istifa metodunu danıştığı ismin yorumu şu:

-Bir telefon görüşmesi yapmış ve istifa yerine direnme kararı almış!

Emin kaynaktan aldığım bu bilgi Bahçeli’nin esrarengiz bir merkezden yönlendirildiğinin resmidir.

Bahçeli’nin 1999 ve 2002’de kendisine iki kere teklif edilen Başbakanlık makamını elinin tersiyle itmesi ve 2000 yılında Cumhurbaşkanlığına MHP’li bir ismin gelmesine karşı çıkması ve de dolaylı olarak Abdullah Gül’ün güdümüne girmesi bu yönlendirmelerin somut yansımalarıdır.

Peki dışarıdan yönetildiği artık tescilli ve teyitli olan Bahçeli MHP’nin başında kalabilir mi?

Eğer güneş batıdan doğarsa kalır... Aksi mümkün değil zira ülkücü camia artık koro halinde Bahçeli’ye lanet okuyor ve olumsuz imajı belleklere oturdu... Aslında Bahçeli’ye diren emrini veren malum irade de kalamayacağını görüyor ama istiyor ki MHP bu süreçte birbirini yesin ve parçalara bölünsün.

Buradan hareketle üç önemli aday olan Ümit Özdağ, Meral Akşener ve Sinan Oğan’a, “Devirme harekatına devam lâkin aman dikkat, birbirinize zarar vermeyin” diyoruz...

CHP’de genel başkanlık için aday sayısı artıyor.

Mustafa Balbay ve Umut Oran’dan sonra Metin Feyzioğlu ile Muharrem İnce kolları sıvıyor.

İlaveten Ümit Kocasakal ile Fikri Sağlar zemin yokluyor.

Bitmedi...

Deniz Baykal çıkış yapmak için fırsat kolluyor.

Kılıçdaroğlu ise kendinden emin ve yeniden seçileceği kanaatinde. Ne olur bilmem ama CHP’de yıldız aday sorunu var ve Kemal bey en çok buna güveniyor.

Peki Kılıçdaroğlu düşürülemezse mi?

Atatürkçü ana gövde partiden ayrılır ve yeni arayışa girer. Bu arada Halk TV’nin başında olan ve Atatürkçülere ekranı kapatan Fethullahçı gazetenin eski yazarı Hakan Aygün’e karşı CHP içinde büyük bir infial oluştu... Konuştuğum CHP’li bir vekil, “FETÖ’cü Hakan’ı gördüğümde tokatlayacağım” gibi bir ifade kullandı ki ne ayıp!

Üzülerek gözlemliyoruz ki ADD Fethullah’la özdeşleşiyor.

Öyle ki ADD’nin gayriresmi sözcülerine göre, Hrant Dink’i öldürtüp, TSK’ya ve Atatürkçülere kumpaslar kuran aşağılık FETÖ çetesi, terör örgütü değil.

ADD için para toplayıp sözcülük pozlarını takınan ve mevcut başkan Tansel Çölaşan’ın eşi olan Emin Çölaşan öyle diyor.

Biz buna inanmak istemiyoruz ama eğer öyle ise ADD’den Atatürk’ün resimlerini indirip Fethullah’ın resimlerini assınlar ve her şey açık seçik ortaya çıksın!

Bu arada Çölaşan, Atatürk ismiyle para toplayacağına ya Fehmi Koru’nun iddiasıyla Pensilvanya müridi olan patronundan para istesin ya da bankaya istiflediği milyon dolarlarından birazını aktarsın zira çoluğu çocuğu yok, o kadar parayı 75 yaşından sonra ne yapacak?"