Cumhurbaşkan Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, hükümet, Genel Kurmay Başkanı, MİT Müsteşarı iki gün süreyle bu konuyu tartıştılar.

Yapılan açıklamalara göre 'Ankara Kuzey Suriye'de olası Kürt oluşumuna izin vermeyecek'

Yani : Ji Kurdanra Na

Yani 'Kürtlere hayır'.

Benzer cümleyi Ankara yüzlerce kez Kuzey Irak için de kullanmıştı.

'Kırmızı Çizgiler' moda bir söylem haline gelmişti.

Ama aynı Ankara 1991'de Çekiç Güç'ün üç aylığına Türkiye'ye gelişine izin vermiş ama 12 yıl süreyle burada kalmasına ses çıkaramamış sonra da  'Kürt Oluşumunun' Kuzey Irak'ta oluşmasına yardımcı olmuştu.

Sonra da bu oluşum Ankara'nın 'stratejik müttefiği' haline gelmişti.

İyi mi kötü mü oldu ona siz karar verin.

Şimdi sıra Kuzey Suriye'de.

Suriye'de olayların başladığı 2011 yazından bu yana Ankara onlarca kez 'Kırmızı Çizgilerinden' söz ederek farklı ama çelişkili tutum sergiledi.

'Kürtlere Hayır' diyen Ankara Esad ile işbirliği yapmakla suçladığı PYD lideri Salih Müslim'i bir çok kez Türkiye'de misafir etti ve 'Gel bizimle Esad'a karşı savaş istediğini verelim' dedi.

İkna çabaları içinde Davutoğlu ve Hakan Fidan bu amaçla Erbil'e gidip Barzani'yi bile devreye soktular. İkna uğraşları sonuçsuz kalınca Ankara bu kez PYD'yi sıkıştırsın diye IŞİD'e destek verdi.

PYD lideri Müslim bu konudaki şikayetlerini Amerikalı  ve Avrupalı dostlarına iletti.

Kobani'de ise çok ilginç gelişmeler yaşandı.

'Kobani düştü düşecek' diyen ve PYD'yi terörist ilan eden Cumhurbaşkanı Erdoğan Obama'nın telefonu ile Peşmergelerin Kuzey Irak'tan gelip Kobani'ye girmesine izin verdi.

Bu arada Amerikan uçakları havadan IŞİD'i bombalıyordu.

Kısa süre sonra Kobani kurtuldu ve Fransa Cumhurbaşkanı Hollande PYD Eş Başkanı Asya Abdullah ve YPG Komutanı Nesrin Abdullah'ı sarayında misafir ederek Kobani zaferini kutladı.

PKK'nın Suriye kolu PYD artık 'terörist örgüt' olmaktan çıkmış IŞİD'i yenmiş bir kahraman haline gelmişti.

'Ji Kurdanra  Na' demek bir kez daha işe yaramamıştı.

Tıpkı içerde yaramadığı gibi.

Öncesini bir yana bıraksak bile PKK olayından bu yana Ankara'nın tüm Kürt politikaları iflas etmiştir.

Detaya gerek yok.

Ankara 'Ji Kurdanra Na' dedikçe Kürtler mevzi kazandı.

İçte ve dışta.

Detaya gerek yok.

HDP'nin durumu ortada.

80 milletvekilini bir yana bıraksak bile bugün bu partinin adamları 11 ilin belediyesini yönetiyor.

Bu iller Türkiye'nin Ermenistan, İran, Irak ve Suriye ile olan sınırlarını kontrol ediyor.

Son seçimlerde 14 ilde Kürt kökenli vatandaşlar büyük olasılıkla etnik nedenden dolayı çok yüksek oranlarda HDP'ye oy kullandı.

HDP bu oylara güvenerek özerklik hatta bağımsızlık hakkını referanduma sunma gücüne kavuştu.

Uluslararası hukuk ve batının Kürt sorununa olan ilgisi  göz önünde bulundurulursa Türkiye kendini her türlü olasılığa hazırlamalıdır.

Sevr'in 100. Yılı yaklaşıyor.

'Ja Kurdanra Na ü' demekle olmuyor.

Dedikçe daha fazla oluyorlar.

Oluyorlar çünkü gerçekte varlar.

Kürtler de Araplar, Türkler, Persler ve diğer tüm etnik, dinsel ve mezhepsel gruplar gibi bu coğrafyanın gerçek insanlarıdır.

'Na' demekle olmuyor.

Hele şimdi.

Yani 7 Haziran seçimleri sonrasında.

Yani toplumun %60'nın AKP'den kurtulmak için oy kullandığı bir ortamda.

Yani AKP'den kurtulmak için vatandaşlardan oy alan partilerin hükümet kurma sürecinde.

Benden söylemesi 'Na'da ısrar etmek  hiç bir işe yaramayacaktır.

İç, bölgesel ve uluslararası koşulların tümü değişmiş, değişecektir.

Bir kez olsun 'Na' demeden yaratıcı düşünce ve söylem bulmanın tam zamanıdır.

Yalnızca Türkiye'de değil tüm coğrafyada hep birlikte esenlik içinde dostça ve kardeşçe yaşamak için.

Yüzdesi önemli değil ama HDP'ye oy veren Türkler bu yolun öncüsüdür.

Sıra muhalefet partilerinin liderlerinde.

AKP'yi iktidardan uzaklaştırdıkları anda Türkiye ve coğrafyada çok şey değişecektir.

Hem de kavga etmeden.

Yeni Türkiye ve Yeni Ortadoğu ancak böyle kurulur.

Yoksa herkes AKP'nin şişeden çıkardığı cinlerin esiri olacak.

'Olur mu öyle şey' diyenler fazla değil bir ay geçmeden herşeyi görecekler.

Cinler dahil.

Arap, Türk , Pers ya da Kürt olmaları çok önemli değil.

Hepsi Amerikan GDO'lu.

Kışkışladıkça tepemizde uçuşacaklar."