İşte hocamızın o sözleri:

" Şehitlik kavramı da din gibi, şeriat gibi, takva gibi çarpıtılmış ve anlaşılmaz hale getirilmiş kavramlardan biridir. Şehit nedir? Kur'an'ı Kerim'de şehitlik kavramı şahitlik, tanıklık olarak geçer. Kur'an'ın şehit dediği davranışlar veya kişiler ölüler değil dirilerdir. Yani Kur'an diriler için şehit diyor oysa biz bunları diriler için kullanıyoruz. Nasıl oluyor bu? Ölümü yüceltiyoruz. Birşey uğruna ölmüş olanı şehit diye niteliyoruz. Halbuki Kur'an yaşayanlar için şahit diyor. Şahit de şehit de aynı kökten gelir ve görmek demektir. Mesela bizim Allah'ın dininin şahitleri olmamız isteniyor. Allah'ın değerlerinin şahitleri olmamız isteniyor. Bir köpeğin önüne et bir kedinin önüne süt koyuyorsun, komşuya selam veriyorsun,  bunların hepsi şahitliktir. Hayatın içinde iyi, güzel, doğru olanlara tanıklık yapmaktır Kur'an'ın şahitlik dediği şey. Kur'an'ı Kerim şehitliği ölümle ilgili kullanmıyor. Ölümle ilgili bir tabir kullanıyor ama orada şehitlik sözcüğü geçmiyor. 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler fakat siz anlayamazsınız' diyor. Orada şehitlik falan demiyor. Ama ölen kişi uğruna öldüğü değerin tanıklığını yaptığı için mecazen, kültürel olarak öldüğü şeyin şehidi denmiş.
Şehit kavramı şu anda istismar edilen kavramlardan birisidir. Herkes şehit kavramını kullanıyor kullanmayan yok ki. PKK'lılarda ölenlere şehit diyor, askerler de öldüğü zaman şehitler ölmez deniyor. Bütün sol fraksiyonlar devrim şehidi diyor. Şehidi kullanmayan var mı? Peki kimin ki şehit? Bunu bilemeyiz kardeşim bunların hepsi iddiadır. Kimin gerçekte Allah'ın yüce değerlerine tanıklık ettiğini yalnızca Allah bilir. Bunlar kültürel anlamda kullanılan kavramlardır. Kullanılsın mı kullanılsın ama ben bunun bir kültür olduğunu düşünüyorum."