" Bizim zamanımızda Kenan Evren'den Turgut Özal'a, Tansu Çiller'den Mesut Yılmaz'a, Erbakan'a, Ecevit'e her soruyu sorabilirdiniz. Ancak artık günümüzde sayın Cumhurbaşkanına bu yapılamıyor. Mesela ben son Japonya ziyaretine katılan gazetecilerden biri olsaydım şu soruyu sorardım sayın Erdoğan'a: Siz 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinizde kürsüre çıkıp 'benim tek servetim var o da şu parmağımdaki alyans' demiş, taktir toplamıştınız, manşetlere çıkmıştınız. Peki bugün itibariyle sadece Emine hanımın çantasının 50 bin dolar yani Türk parası ile 285 bin lira olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunu nasıl yorumluyorsunuz, bu zenginleşmenizin işareti mi diye masum bir soru sorardım.

"ERDOĞAN'IN 1 MİLYAR DOLARI VAR...'

Tabii AKP ile beraber Türkiye'de siyasilerin servet sorgulaması ne yazık ki yapılamıyor. Hollanda'da şu kadar gemisi, şu kadar gayrimenkulu var diye ki o da iddia dememe rağmen Binali Yıldırım bana 50 bin liralık tazminat davası açtı. Bu sadece Binali Yıldırım ile sınırlı değil. Rahmi Koç bir gün çıkıp 'Erdoğan'ın 1 milyar doları var, bunu nereden buldu' dedi bunu yazdım bana dava açıldı ama söyleyen Koç'a herhangi bir dava açılmadı. Erdoğan'ın dünyanın sayılı zenginleri arasında gösteren dünyaca ünlü bir siteden alıntı yaptım ona bile dava açıldı. Bunları şunun için söylüyorum; Türkiye'de artık siyasilerin mal varlığını sorgulamak, bu konuda sorular sormak bile tehlikeli, istenmiyor. Bu soruları kamuyu aydınlatma adına soruyoruz.

21 MİLYAR DOLAR KİMİN PARASI?

Şimdi şu soruyu sormak istiyorum. Merkez Bankası'nda net hata noksan tablosu var bu kaynağı belirsiz para girişi demektir ülkeye. Yani nereden geldiği belli olmayan para demektir kısaca. Bu her zaman vardır ve 200-300 milyon doları geçmemiştir. Bu rakam geçen sene itibariyle tamıtamına 21 milyar dolar. Bu nereden geldi, kimin bu para? Kimse bunun açıklamasını yapmadı. İktidar da, Merkez Bankası da. Çok büyük bir para bu. Türkiye'nin güvenliği için bile sorgulanması lazım bu paranın ama hiç ses yok. Eski Ekonomi Bakanlarından Ufuk Söylemez bu paranın bir takım siyasilerin yolsuzluklardan elde ettiği ve Katar gibi, Malezya gibi ülkelerde barındırdığı para olduğunu söylüyor. O paraların bu ülkeler aracılığı ile Türkiye'de aklandığı kanısında. Kimdir bu siyasiler? İsimleri ne? Bilinmiyor. Sonuçta biz de nüfusu sadece 400 bin olan bir şehir devleti Katar ile inanılmaz ilişkiler içerisindeyiz. Sırf bu bedevi devleti için Suudi Arabistan, Mısır gibi büyük ülkeleri karşımıza almış durumdayız. Orada hava kuvvetlerimiz dahil askeri üs kurduk. Neden? Nedir bu Katar hayranlığı bunu iyi düşünmek gerekiyor. Siyasilerin bu konulara açıklık getirmeleri gerekiyor. Eskiden sadece bir kahvaltı parasını özel kalemine ödetti diye istifa etmek zorunda kalan SHP'li bakan vardı şimdi yaşananlarsa inanılmaz. Erdoğan'ın dediği gibi nereden nereye.

SÖYLEMEZ: MASAK HAREKETE GEÇMELİ...

Öte yandan Önkibar'ın ismini zikrettiği eski Bakan Söylemez de bir süre önce Türkiye'nin, sınırsız ve kontrolsüz, kayıt dışı, sahibi ve kaynağı meçhul çok büyük miktarlı para hareketlerinin cirit attığı bir ekonomi haline dönüştüğünü belirterek, MASAK'ı şu sözlerle göreve çağırmıştı:

Ne ekonomi yönetimi, ne Merkez Bankası bu para giriş-çıkışlarının makul ve mantıklı bir açıklamasını yapabilmiş değiller.
Türkiye, kaynağı ve sahibi meçhul, milyarlarca dövizin, sorgusuz-kayıtsız-vergisiz ve kontrolsüz girip-çıkabildiği bir üçüncü dünya ülkesi olamaz, olmamalıdır.

Özellikle, MASAK, Türkiye’den kaçırıldığı, çıkarıldığı ve manüplatif amaçlarla tekrar geri getirilip-götürüldüğü iddia olunan, bu devasa kaynağı ve sahibi meçhul para hareketleri üzerinde ciddi, detaylı ve etkin bir araştırma ve soruşturma yapmalıdır. Türkiye’nin kaynağı ve sahibi meçhul milyarlarca doların spekülasyon ve manipülasyonunun rahatça yapıldığı, sahipsiz bir kara para ekonomisi olmadığını, olamayacağını dosta-düşmana kanıtlamalıdır."