HZ. AİŞE 46 YIL BOYUNCA NEDEN EVLENMEDİ?

İslam Peygamberinin neden çok eşli olduğunu anlatan İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık hoca, ayrıca Hz. Aişe'nin peygamberin vefatından sonra geçirdiği 46 yıl süresince neden evlenmediğini de açıkladı.

01 Mart 2016 Salı 01:37
HZ. AİŞE 46 YIL BOYUNCA NEDEN EVLENMEDİ?
İşte hocamızın Kanal A ile yapılan mülakattaki o açıklamaları:


" Hz. Peygamber Kur’an emrettiği için çok eşlilik yapmadı. O günkü Arap örfü öyle olduğu için diğer bir çok sahabenin de yaptığını yaptı. Kur’an’ın indiği toplum çokeşliliğin (poligami) yaygın olduğu bir toplumdu. Dünya toplumlarına baktığımızda genellikle orta ekvator kuşağında yaşayan toplumlarda bu çok görülmektedir. Örneğin kuzeye doğru gittikçe bunun azaldığını görüyoruz. Bir de bu daha çok saltanat ve zenginlik kültürü ile ilgili gelişmiştir. Onlarca kadınsız, cariyesiz bir saltanat dünyada neredeyse yok gibidir.
Kanaatimce Kur’an çok eşliliği emretmemiş, hatta ruhsat da vermemiştir. Çok eşli bir topluma azaltma yönünde çağrı yapmıştır. Ruhsat sıkışına verilir. Bu konuda ruhsat olması için toplumda tek eşliliğin hüküm sürmesi ve bu konuda bir sıkıntının ortaya çıkmış olması gerekir. Bu sıkıntının ortadan kaldırılması için de ikişer, üçer, dörder evlenebilirsiniz denmiş olması gerekir. Halbuki Kur’an’ın indiği toplum zaten çokeşliliğin hüküm sürdüğü bir toplumdur. Üstelik bu çokeşlilik bir çok sıkıntı doğurmaktaydı. İşte çokeşliliğe ruhsat diye bilinen ayetin bu durumu düzeltmeyi amaçladığını görüyoruz.
Bu azı çoğaltma değil; çoğu aza indirme yönünde bir düzeltmedir. Çünkü mağduriyetin dolayısıyla da sıkıntının ortaya çıkmasına neden olan tek eşlilik değil, tam tersi çok eşlilikti.
Şöyle ki: Arap erkekleri çokeşlilik yapıyordu. Sahabeler de bildikleri bu yoldan giderek çok eşli evlilikler yapıyorlardı. Özellikle Uhut gibi savaşlardan sonra ortada kalan dul kadınlarla evlenmişler ve böylece 10- 15 hanımı olan olmuştu. Üstelik bunların yanına anne ve babası olmayan yetimleri kendilerine kalan miraslarla birlikte almışlardı. Bir taraftan hanımları arasında, diğer taraftan “Nasıl olsa artık bizim evladımız sayılırlar” diyerek yetimlerin malına el uzatma konusunda adaletsizlikler ortaya çıkmaya başlamıştı. Çünkü bu kadar çok hanımı geçindirmede zorluk çekmeye başlayınca, yanlarındaki yetimlerin mallarından alıp onlara harcamayı düşünmeye başladılar. İşte ayet bunun üzerine geldi ve şöyle dedi: “Yetimlere haksızlık yapmaktan korkuyorsanız hoşlandığınız kadınlardan dörder, üçer, ikişer evlenin. Eğer haksızlık yapmaktan korkuyorsanız tek, ya da sahibi olduğunuz esir kadınlardan birisi ile evlenin. Bu, (eşlerinizi) artırıp çoğaltmama (ilâve yapmama) bakımından daha iyidir.” (Nisa; 4/3)
Yani o kadar çokeşli olmayın; dörde, üçe, ikiye, hatta teke indirerek evlenin. Böyle yaparsanız hem eşler arasında haksızlıklara neden olmaktan, hem de onları geçindirmek için yetimlerin malını haksızca yiyor olmaktan kurtulmuş olursunuz. Böyle yapmak sizin için daha hayırlıdır denmek isteniyor.
Burada Kur’an’ın odaklandığı konu erkeklerin tek eşle nasıl yetinecekleri sorunu değildir. Zaten öyle bir sorun da yok çünkü indiği toplumda neredeyse tüm erkekler çokeşli. Kur’an’ın odaklandığı ve öncelik verdiği konu haksızlık yani adalet meselesidir. Kadınlara ve yetimlere haksızlık yapılmaktadır ve onun behemehal giderilmesi gerekiyor. Yani Kur’an ruhunu harekete geçiriyor. Artırmaya yönelik ruhsat da yok, dörtle sınırlandırdığı da yok. Bilakis azaltma, bire kadar indirme var.
Şu halde çok eşlilik ayeti diye bilinen bu ayet, günümüzde, tek eşlilere değil çok eşlilere hitap etmektedir. Muhatabı çok eşli olanlardır. Tek eşli olanlar zaten amacı tahakkuk ettirdiklerinden ayetin muhatabı değildirler. Kaldı ki “Aralarında asla adaleti sağlamaya güç yetiremeyeceksiniz” ayeti ile de güç yetirilemeyenin (teklif-i mala yutak) emredilmeyeceği ilkesi gereğince erkekler için teklif (çok eşlilik) düşmüştür. Bugün hala çokeşliliğin hüküm sürdüğü kişi ve toplumlar varsa ayetin muhatabı onlardır.
Peygamberimizin evliliklerine gelince, ona da hassetsen müdahale edildiğini görüyoruz. Ahzap 52. ayet şöyle der: “Bundan böyle artık başka kadınlar sana helal olmaz. Bunları, güzellikleri çok hoşuna gitse bile başka eşlerle değiştirmek de olmaz. Artık sadece sahibi oldukların ile yetinmelisin. Allah her şeyi görüp gözetiyor.”
Demek ki Hz. Peygambere halen evlenmiş oldukları hariç bir daha evlenmek veya evlendiklerini değiştirmek yasaklanıyor. Ayete geçen meleket eymanukum tabiri “Şu an meşru nikâh sahibi oldukların hariç” anlamında kullanılıyor ve “Cariyeler hariç” manasına gelmiyor. Yani Peygamberimize o an evli oldukları hariç bir daha evlenme veya evlendiklerini değiştirme kapısı kapatılıyor. Eşlerine de o öldükten sonra başka bir erkekle evlenme kapısı kapatılıyor. Mesela Hz. Aişe Peygamberimizden sonra ölümüne kadar 46 yıl kimseyle evlenmemiştir. Bunun ne demek olduğu ve ne yapılmaya çalışıldığı üzerinde üzerinde iyi düşürmek gerekir.
Biz buradan şunu anlıyoruz: İlahi irade Kur’an’ın indiği toplumda hüküm süren çokeşlilik uygulamasından rahatsızlık duymaktadır. Çünkü bunun bir çok haksızlığa kaynaklık ettiğini görmekte ve azaltma yönünde yönlendirme yapmaktadır. Peygamberimizin ve diğer çokeşlilerin evliliklerine müdahale ederek yönlendirmesi bunu gösteriyor. Burada sayının ne olduğu önemli değil, önemli olan azaltma veya en azından daha fazla çoğaltmama yönünde bir yönlendirmenin yapılmış olmasıdır. Bu demektir ki Kur’an en fazla yüz yıla yayılan bir sosyal reform planlıyordu. Feodal ve ataerkil bir toplumdan, o toplumun dilini ve kültürünü kullanarak daha adaletçi ve eşitlikçi bir toplum çıkarmayı tasarlıyordu. Düşünülen tüm reformların 23 yıla sığması mümkün olmadığından bunu bir sürece yaymıştı. Ben bunun en fazla yüz yıl olabileceğini düşünmekteyim. Çünkü köklü reformlar zaman ister. Fakat bu akamete uğradı ve devam ettirilemedi" dedi.
HZ. AİŞE'NİN YAŞI 19-20 İDİ...
Eliaçık hoca sık tartışma konularından biri olan Hz. Aişe'nin yaşı konusunu da birkez daha vurgulayarak, " Genç kızlık çağında idi. Akıl baliğ yaşına gelmişti. Aybaşı görmeye başlamıştı. Bunun kaç yaşında olduğuna dair değişik rivayetler var fakat bunun en azından böyle olduğu kesin. Bir de şöyle bir şey var: O günkü Araplarda malum, kadının adı yok. Öyle ki kadın akil baliğ olduğu zaman doğmuş sayılıyor ve yaşı o andan itibaren sayılıyor. Bu durumda Hz. Aişe Peygamberimizle evlendiğinde 8. yaşındaydı demek akıl baliğ olalı, aybaşı görmeye başlayalı 8 yıl olmuştu demekti. Bu durumda 12-13 yaşında akil baliğ olduğunu farz edersek 19-20 yaşında olmuş olur" ifadelerini kullandı.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 16.03.2016 13:55
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
Nesrin 2016-03-01 23:24:55

Kadını bu kadar aşağılayan bir din tanrının dini olamaz...

Avatar
fahriye baykal 2016-03-02 13:21:33

Kadını aşagalayan çok eslilige; islam onay veriyorsa ben islam dininden çıktım. İkinci es olarak bir erkegin yatağını paylaşan kadınlarda seçici fahişelerdir. Bu böyle biline.

Avatar
basri uzun 2016-03-01 17:46:33

Hocam, keşke sizin dediğiniz gibi olsa ama bazen aklın ve vicdanın kabul edebileceği bir yere çekebilmek için o kadar uğraşıyorsunuz ki, çok zorlama oluyor. Size büyük saygım var ve çabanızı takdir ediyorum ama pusulası vicdan olan bir insan olarak enerjinizi boşa mı harcıyorsunuz diye sormaktan da kendimi alamıyorum. Yine de iyi ki sizin gibi müslümanlar var.

Avatar
İslam bülbül 2016-03-02 01:14:11

Hocam, gerçektende kendinizi çok zorlamışsınız. İkinci eşlerinden ve üçüncü eşlerindende biraz bahsetseniz? Evlatlığının hanımıyla evlendiği doğrumu? Babasını ve abilerini öldürüldükten sonra yahudi bir kızla evlendiği? Bu kadar yüksek mertebede arap müftüler 6 yaşında diyorlarken, siz nasıl 18-20 yaş diyorsunuz? Onlar kendi dillerinde okuyorlar ve kendi kültürlerini (kızların yaşlarının akılbali olduktan sonra başladığı) bilmiyorlarmı? Sayglarımla

Avatar
Erkan Tunalı 2016-03-02 20:42:01

Hoca zevahiri kurtarmaya çalışıyor.

Avatar
hasan sari 2016-03-01 19:17:31

Neresinden tutarsız tutun,nereye cekerseniz çekin böyle bir ilahi irade olmaz.selam olsun.

Avatar
OSMAN 2016-03-01 19:38:38

o kadar zorlama yorum yapmiş ki̇ bi̇raz düşünen tanri kendi̇ni̇ i̇fade edememi̇ş de hoca düzelti̇yormuş gi̇bi̇ durum var.

Avatar
navdar 2016-03-01 22:02:05

hocam guzel anlatmışsiniz yorumlara bakinca mevlananinda dedigi gibi diledigin kadar bil diledigin kadar anlat anlatacaklarin karşıdakinin algilaya bilecegi kadardir