Herkes Gözardı Etti O 'Ben Varım' Dedi...

Uzun zaman önce bir grup İzmirli işadamı tarafından kurulan ancak yeterli desteği alamayınca atıl bırakılan Ege Teknoloji Vakfı'na Efsane Vali Mustafa Tamer el attı. Kendi adını taşıyan Stratejik Araştırma Vakfı ile önemli projelere imza atan Vali Tamer, vakıflar konusundaki deneyimini bu kez geleceğin inşası için kullanacak.

03 Şubat 2019 Pazar 23:47

 Ege Teknoloji Vakfı'nın Çeşme -Urla-Seferihisar ilçelerini de kapsayan bölgede teknokent kurulması çalışmalarını yürüttüğünü hatta o dönem Amerika Birleşik Devletleri, Fransa  ve birçok batılı ülkeler ve bilişim firmaları tarafından da desteklendiğini ancak konjonktür ve bazı sebeplerden dolayı bunun gerçekleştirilemediğini belirten merkez Valisi Doktor Mustafa Tamer, " Bugün bu vakfın kurucularının çoğu belli bir yaşın üzerinde olduklarından ve aktif iş yaşamından çekildiklerinden icrai nitelikte çalışmalar yapılamamıştır. Halbuki ''teknoloji'' kavramı ''günümüzün yükselen değeridir'' ve gelecekte önemini dahada artıracaktır. Bilindiği gibi Izmir ilinin gelişme vizyonunda ve stratejisinde ''Teknoloji Kenti Izmir''  kavramına sık sık vurgu yapılmakta  ve teknokentler kurulması ana hadefler arasında yer almış bulunmaktadır. Bunu konu devletin en üst zirvesi düzeyinde her defasında dile getirilmekte ve ortaya konulan stratejik belgelerde yer almaktadır." dedi.

'TEKNOLOJİ ÜRETEN BİR BÖLGE'

İzmir'in otomobil ile 20 milyon nüfuslu Ege Bölgesi'nde 30'a yakın üniversite ve bunlara bağlı çok sayıda yüksek okul,  meslek yüksek okulu,  enstitü vs ile birlikte bir organize sanayi metropolü olduğunu ancak yüksek teknoloji adına hiçbirşeyin üretilemediğini anlatan Tamer, " Bu sadece sinerji eksikliğinden meydana gelmektedir. Buna dur diyebilecek bir anlayış gecikmektedir.  Öte yandan;   yaşam , çalışma  ,öğrenme ve  tatil  aynı yörede olursa yaratıcı ortamın ilk şartı gerçekleşir. Teknoloji ulusal sınır tanımaz ve evrenseldir Teknoloji üssü haline gelmiş ülkelerde; yaşam, çalışma, öğrenme, tatil ihtiyaçlarını tatmin eden modern ve kaliteli yaşam biçimi bu yörede başlamış olup, Dünyanın en mühim insanlarını buraya çekmekte devam etmektedir. Kamu-özel sektör işbirliği ile Türkiye’de özel sektörün teknoloji ve inovasyon faaliyetlerinin desteklenerek teknolojinin gerçek dünya ile buluşturulması amacının gerçekleştirilmesi gerekir.  Bunun için  teknoloji ve inovasyon alanında faaliyet gösteren bir vakıf olmak durumundayız. “Teknoloji Üreten Bir Türkiye” vizyonunu destekleyecek katma değerli iş, süreç ve ürünler için referans ve kapasite oluşturma faaliyetlerini tasarlamak, geliştirmek ve uygulamak gerekir. Bilginin ve araştırma sonuçlarının teknoloji ve inovasyon yolu ile ticarileşerek yüksek katma değer içeren ürün ve hizmetlere dönüşmesine ve yenilikçi orta büyüklükteki sanayi işletmeleri ile araştırma kurumlarından çıkan teknoloji girişimciliğine destek olunması kaçınılmazdır.  Bu gayeler doğrultusunda çalışmaların yürütülmesi ve aksamadan devamının sağlanması büyük önem taşımaktadır.Bu çalışmaların özel sektör ve sivil toplum ayağınıda söz konusu böyle bir vakfın yapabileceği ortadadır.  Buna örnek olarak vaktiyle Izmir Vali Yardımcılığım döneminde kurmuş olduğumuz ve ilk başkanlığını yürüttüğüm Izmir Tanıtma Vakfı (İZTAV) ve ona bağlı olarak kurulan Izmir Convention And Visitors Bureau’nu bugün Izmir turizminin kurtarıcısı durumuna gelmiştir. Ayrıca yine İzmir'de Mustafa Tamer Stratejik Araştırmalar Vakfı'da halen Bornova'da faaliyetini yürütmekte ve kız çocuklarının okutulması konusunda önemli başarılar elde etmiş durumdadır. Netice itibariyle;  İdarecilik hayatım boyunca;  buna benzer çok sayıda vakfın kurulmasına önayak oldum ve vakıflar konusunda adeta uzmanlaştım diyebilirim.  Bunun gibi Ege Teknoloji Vakfı'da bu doğrultuda çalışmalara sahiplenmek ve devamlılığını sağlamak açısından önemli roller üstlenebilecektir.   İsminde ''Ege'' ve ''Teknoloji'' kelimelerinin yer aldığı bir vakfın kapanmasına seyirci kalmak kabul edilebilir bir durum değildir. Vakfın mütevelli heyet üyeleri işlemeyen söz konusu vakfın kapatılması yerine; daha önceki vakıflarla olan ilgim ve bilgi birikimimi bildiklerinden benim önderliğimde söz konusu vakfı devralmamız ve çalışmaları istenilen şekilde yürütmemizin rica edilmesi üzerine bunun olabileceği düşüncesi ile böyle bir girişime teşebbüs etmiş bulunuyoruz. Bu yönde bir yönetim oluşturulmuş ve çalışmaya başlamıştır. Vakfa kurumsal kimlik kazandırma çalışmalarımız devem etmektedir.  Böyle bir vakfın tek başına değil; kuvvetli bir ekip vasıtası ile yürüyebileceği ortadadır. Hal böyle olunca; Izmir'de kendi alanındaki bilgi, ilgi ve tecrübeleri ve teknolojiye olan yatkınlıkları olanların  böyle bir çalışma içerisinde yer alması veya destek vermesi çok önemlidir. Şüphesiz ki böyle bir vakıf en başta;  tek yanlı siyasi ve ideolojik yaklaşımlara kapalı, gelişme ve değişimlere açık- tarafsız ve bilimsel ve teknik bir vakıf olmalıdır. Çabalarımız bu yönde olacaktır" şeklinde konuştu.

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 04.02.2019 00:42
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol