'HEPİMİZ İPOTEK ALTINDAYIZ...'

" Bunun faturası, ülkemize çıkarılacak. Hepimiz ipotek altındayız."

13 Şubat 2017 Pazartesi 23:50
'HEPİMİZ İPOTEK ALTINDAYIZ...'

Araştırmacı Gazeteci Soner Yalçın, son günlerin tartışmalı konusu Varlık Fonu'na dair çarpıcı bir makaleye imza attı. AKP hükümetlerinin özelleştirme sürecini masaya yatıran Yalçın, gelinen noktada ülkenin ipotek altına alındığını rakamlarla ortaya koydu. İşte o dikkat çeken analizin detayları:

Meseleye bir de buradan bakalım:
– AKP Birinci Hükümeti…
(19.11.2002-13.3.2003)
21 milyar dolarlık özelleştirme yaptı.
– AKP İkinci Hükümeti…
(14.3.2002-28.8.2007)
21 milyar 920 milyon dolarlık özelleştirme yaptı.
– AKP Üçüncü Hükümeti…
(29.8.2007-31.3.2011)
12 milyar 30 milyon dolarlık özelleştirme yaptı.
– AKP Dördüncü Hükümeti…
(1.4.2011-29.8.2014)
18 milyar 239 milyon dolarlık özelleştirme yaptı.
– AKP Beşinci Hükümeti…
(30.8.2014-30.11.2015)
6 milyar 566 milyon dolar özelleştirme yaptı.
– AKP Seçim Hükümeti…
(1.11.2015-23.11.2015)
100 milyon dolarlık özelleştirme yaptı.
– AKP Altıncı Hükümeti…
(24.11.2015-31.12.2015)
5 milyon dolarlık özelleştirme yaptı.
Buraya kadar AKP; 80 milyar 130 milyon dolarlık özelleştirme yaptı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, 31.12.2015'ten istifa ettiği 22.5.2016 tarihine kadar…
Ve Başbakan Binali Yıldırım'ın, 22.5.2016'dan bugüne kadar…
Kaç dolarlık özelleştirme yaptığını bilmiyoruz.
Hayır… “AKP hükümetleri 80.1 milyar dolarlık özelleştirme gelirini ne yaptı” 
diye sormayacağım. O ayrı bir konu.
Gelmek istediğim konu farklı:
Davutoğlu ve Yıldırım 2016'da sadece 681 milyon 515 bin dolarlık özelleştirme yapabildi.
Yani… Özelleştirme gelirleri çok düştü.
AKP hükümetinin elinde/özelleştirme kapsamında 21 devlet kuruluşu var. Bunun yanı sıra özelleştirme kapsamında; 606 taşınmaz, 49 tesis, 2 liman, 10 otoyol, 2 boğaz köprüsü ile şans oyunları lisans hakkı da yer almakta.
Alıcıların bunlara dönüp baktığı yok. Dünyada ve Türkiye'de ekonomik kriz var.
AKP satamıyor! Diğer yanda bütçe açıkları büyüyor.
Bugüne kadar planlamayı önemsemeyen, üretmeyen, yatırım yapmayan, tasarruf etmeyen ve har vurup harman savuran tarzan/AKP zorda!..
Umudu bir “Jöleli Yiğit” mi?

Anonim Şirket

Hani…
Bugünlerde tartışılıp durulan bir iktisadi kurum/kavram var. Gerçek adını yazayım:
 Varlık Fonu Özel Anonim Şirketi!..
Bu iş özünde ne biliyor musunuz?
Senin adına… Devletin parasını, malını, mülkünü kollayan; hesabını yapan; gelirleri toplayan ve sana hesap veren Hazine devre dışına çıkarıldı.
Senden alınan vergiler ile yapılanlar-inşa edilenler, sana sorulmadan elinden alınıp bir şirkete/ Varlık Fonu AŞ'ye devredildi.
Fona devredilenler artık senin/Hazine'nin değil. Üzerine bir tas soğuk su 
içebilirsin!
Bu şirket/Varlık Fonu; her türlü geliri, -TBMM adına hareket eden- Sayıştay'a hesap vermeden dilediği gibi harcayacak.
Şimdiden, “sınırsız örtülü ödenek” denmeye başlandı.
Peki…
AKP buna neden ihtiyaç duydu?
“Bunları ekonomiye kazandıracağız” sözleri palavradır.
Meselenin gelip dayandığı yer, Türkiye'deki ekonomik krizdir!
AKP, ekonomiyi itibarıyla kendini kurtarmak amacıyla örtülü bir özelleştirme yapmak istiyor! Zaten fon yasasının birinci maddesinde de bu yazılı…
AKP diyor ki:
– Madem özelleştiremiyorum/satamıyorum.
– Ziraat ve Halk Bankası, BOTAŞ, TPAO, TÜRKSAT, THY, PTT, ÇAYKUR gibi kurumları, kimi gayrimenkulleri Hazine'nin elinden alıp, Varlık Fonu A.Ş'ye devredip, 
gelirlerini ya da fona devrettiğim devlet emlak hazinelerini teminat göstererek borç bulurum.
– Yetmez ise, -II. Abdülhamit'in yaptığı gibi- borç verene, ‘borcunu alamazsan bu kurumların gelirlerini sen toplarsın' diye özel sözleşme bile yaparım!..
Kuşkusuz…
Bu varlıklar Hazine kapsamında olduğunda da bunları yapabilirdi. Ama o zaman hukukla/yasalarla, mevzuatla uğraşmak zor olacaktı. Sonuçta, kuralsız-denetimsiz bir iş bu! AKP, elini rahatlattı.
Tıpkı sıcak para kaynaklarının belirsizliği gibi AKP, TBMM'ye hesap vermeden karanlık iktisadi ilişkilere girecek. “Uluslararası piyasalarda hisse, döviz, emlak alıp satarım; her türlü ticari faaliyette bulunurum” dediğini de bu çerçevede düşünmek gerekir…

Devlet özelleştirildi

Sonuçta…
“Osmanlı'ya benzeyeceğiz” dedikleri…
“II. Abdülhamit gibi olacağız” dedikleri…
Meğer Düyun-u Umumi'yi diriltmekmiş!
Şöyle…
Osmanlı Kırım Savaşı'ndan borç yüküyle çıktı.
Hazinesi tamtakır idi.
Yetmezmiş gibi savaş tazminatı ödeyecekti. Ve…
İlk borcunu almak zorunda bırakıldı. Fakat…
Kısa zaman sonra aldığı borçları ödeyemez duruma geldi. Avrupa bastırdı; başkentlerinde Osmanlı aleyhine gösteriler yapıldı.
Sonuçta bir yol bulundu:
1881 yılında Düyun-u Umumiye teşkilatı kuruldu. Alacaklı devletler, kimi vergi kaynaklarına el koyacaktı. Böylece…

Osmanlı'nın tütün, tuz, ipek, içki, damga pulu gibi önemli vergi gelirlerini Osmanlı Maliye Nezareti değil, Düyun-u Umumiye tahsil edecekti! Yani…
Devlet içinde ikinci bir maliye bakanlığı oluşturuldu! (Bir örnek vereyim: 
1911'de Düyun-u Umumiye'nin personel sayısı 8 bin 931 iken, Maliye Nezareti'nin personel sayısı 5 bin 472 kişiydi!)

Bugün…
Varlık Fonu ile AKP paralel bir Hazine oluşturdu. Kimi gelirleri -şimdilik- bu özel anonim şirket toplayacak. Peki yarın?..
Borç alındı, teminat gösterildi; ve ödenmediği takdirde yeni bir Düyun-i Umumiye gelip Türkiye'nin başına çöreklenecek mi?
AKP yine “kumar” oynuyor.
Bunun faturası, ülkemize çıkarılacaktır.
Hepimiz ipotek altındayız.
Müsrif AKP'nin bizleri getirdiği yer maalesef burasıdır.
Buna “evet” mi, “hayır” mı diyeceksiniz?.."

yuzdeyuzhaber





Son Güncelleme: 14.02.2017 03:15
Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol