HEDEF KİM?

02 Aralık 2017 Cumartesi 02:09

Kılıçdaroğlu, “Man Adası'na giden paralar var” diyor!
Erdoğan, “hayır gelen paralar var” diyor!
Burada “sihirli” sözcük, SWIFT.
Bu, tüm dünyadaki bankalar arasında elektronik fon transferini sağlayan bir kod 
sistemi. Basitçe: Türkiye'de bir bankadan diğerine döviz cinsi para 
gönderdiğinizde, bu para önce yurtdışındaki muhabir bankanın hesabına gidiyor. 
Bu banka ise parayı bekletmeden Türkiye'deki diğer bankaya aktarıyor.
Yani…
Man Adası'ndaki Bellway Limited, Halkbank hesabından, Erdoğan'ın yakınlarının 
Albaraka Türk'teki hesaplarına 20 gün içinde 15 milyon dolar gönderiyor. Para 
döviz cinsi olduğu için işlemler Halkbank ve Albaraka Türk üzerinden yapılsa da, 
döviz (swift sebebiyle) BNY Mellon Bank üzerinden gidip geliyor.
Ama. Nedense… Kılıçdaroğlu şu cümleyi kurdu:
“Erdoğan'ın oğlu, dünürü, kardeşi ve eniştesi, Man Adası'nda Sıtkı Ayan 
tarafından 1 sterlin sermaye ile kurulan Bellway Limited şirketine 15 Aralık 
2011'den 4 Ocak 2012'ye kadar toplam 15 milyon dolar aktardı!”
Kılıçdaroğlu hata mı yaptı?
Erdoğan “gelen para var” diyor. Demek Erdoğan'da da swift belgesi var!
Bu arada 15 milyon dolara itiraz eden yok! O halde…
Asıl mesele paranın kaynağı…

Alışverişin konusu

Elindeki swift belgelerini Kılıçdaroğlu, bugün ya da yarın basına verecek.
Ancak…
Bu belgeler 15 milyon doların kaynağını ortaya çıkarmıyor!
17-25 Aralık FETÖ operasyonunda medyaya çeşitli telefon konuşmaları sızdırıldı.
İddiaya göre Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan aralarında, Sıtkı Ayan adlı 
işadamından alınacak parayla ilgili konuşuyorlardı. Erdoğan mealen şöyle 
diyordu:
– “10 milyon dolar parayı kesinlikle alma; ne söz verdiyse onu getirecekse 
getirsin, getirmeyecekse gerek yok. Bunlar ne zannediyorlar bu işi ya!”
Bu görüşmede geçen 10 milyon dolar hangi işin karşılığı idi?
Pazarlık sonucu 10 milyon dolar, 15 milyon dolar mı oldu?
Aynı bugün olduğu gibi, dün de bu para konusu aynı isim üzerinden epey 
konuşuldu. Yayın yasağı getirildi. Görüşme Zarrab İddianamesi'ne girdi!
Fakat tüm bunlar para mevzuunun içeriğini netleştirmiyor!
Evet, 15 milyon dolar Erdoğan ailesine niçin verildi?
Belki… Ödemenin kimlere yapıldığı üzerinden gidersek yanıt bulabiliriz:
Erdoğan'ın oğlu Burak Erdoğan, kardeşi Mustafa Erdoğan, eniştesi Ziya İlgen, 
dünürü Osman Ketenci ve ailenin her işine koşan Mustafa Gündoğan.
Bu isimler başka nerede karşımıza çıktı:
Bu kişiler, 18 Ağustos 2006 tarihinde BUMERZ Denizcilik ve Ticaret A.Ş. kurdu.
Şirketin hisse dağılımı şöyleydi:
Yüzde 25 Burak Erdoğan, yüzde 25 Mustafa Erdoğan, yüzde 25 Ziya İlgen, yüzde 15 
Osman Ketenci ve yüzde 10 Mustafa Gündoğan.
Ödemeler bu kişilere (ortaklık yüzdelerine göre) yapıldığından BUMERZ ile Sıtkı 
Ayan arasında bir alışveriş mi oldu?

Paranın kaynağı

BUMERZ dışında… Burak Erdoğan arkadaşı Mert Mecit Çetinkaya ile 19 Ocak 2007'de 
MB Denizcilik Taşımacılık şirketi kurdu.
“Safran 1” adlı yük gemisini 2.3 milyon dolara, “Sakarya” adını verdiği gemiyi 
10 milyon 500 bin dolara ve “Pretty” (Cici) adlı gemiyi 15 milyon dolara satın 
aldılar… Sonra sırasıyla “G. İnebolu”, “Cihan” ve “Bosna” isimli gemileri 
filolarına kattılar.
Fakat…
Deniz taşımacılığı 2008-2012 yılları arasında krize girdi.
BUMERZ ve MB bu süreçte ellerindeki kimi gemilerini sattı mı? Kime sattı?
Turang Transit Taşımacılık A.Ş adlı nakliyat şirketi bulunan Sıtkı Ayan 
bunlardan biri mi? (European Investigative Collaborations/ “Malta Belgeleri” 
iddiasına göre, Sıtkı Ayan  ile Erdoğanların deniz nakliyat ilişkisi 2008'de 
başladı.)
Kriz günlerinde Burak Erdoğan ile Bilal Erdoğan'ın aralarının açıldığı 
dillendirilmeye başlandı. Doğru mu? Deniz nakliyatında kriz bitince Bilal 
Erdoğan, 24 Mayıs 2013'te BMZ Group Denizcilik ve İnşaat A.Ş.'yi kurdu.
Şirketin adı ortaklarını belli ediyordu: “B”ilal Erdoğan… “M”ustafa Erdoğan… “Z” 
iya İlgen…Ne Burak Erdoğan ne de kayınpederi Osman Ketenci vardı!
BMZ bu yıl başında beş gemisini sattı! (24.2.2017, Denizhaber)
Uzatmayayım. Demek istediğim:
Erdoğanlar deniz nakliyat ticaretinde 2006'dan beri var.
Her deniz nakliyat şirketi gibi Erdoğanlar da gemi alıp- satıyor.
Kılıçdaroğlu'nun swift belgeleri böyle bir satış ürünü mü?
Erdoğan neden ısrarla açıklamıyor? Sadece “ispatla” diye dava açıyor.
Kafalar karıştırılıyor:
Hedef, Erdoğan mı?
Hedef, Sıtkı Ayan mı? (New Jersey Valisi Chris Christie, İran ve Sudan ticareti 
nedeniyle Sıtkı Ayan'ı eyaletinde kara listeye aldığını anımsatayım.)
Hedef, Zarrab Davası'na katkı mı?
Hedef, -CHP Kongresi'ne iki ay kala- Kılıçdaroğlu mu?
Yoksa…
Hepsi birden mi?

yuzdeyuzhaber





Yorumlar

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol