İşte Ahmet Takan'ın emekli Kurmay Albay Ümit Yalım'ın açıklamalarına yer verdiği o yazısı:
Kendisi ortalarda yok ama hayaleti Ankara'da dolaşıyor. Baskın seçim kararının
netleşmesinin ardından geçtiğimiz hafta ortasından beri bir "Abdullah Gül"dür
gidiyor!... Yurtdışı gezisinden yeni dönen eski Milli Savunma Bakanlığı Genel
Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım ile konuşuyorduk, o da aynı konuyu
sordu. Kayıt dışı bir sohbet yaptık. Anlattıklarıma inanamadı. Büyük tepki
gösterdi. İki de bir "Nasıl olur yahu?"diye sordu. Sonunda, "Ahmet Bey sert bir
yazılı açıklama yapacağım.Yayınlar mısınız?" dedi. Yer vereceğimi söyledim. İşte
Yalım'ın o açıklaması:
***
"Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı adayı
olmasına engel olan vukuatlarının bir kısmı aşağıda sunulmuştur:
VUKUAT 1: Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde Türkiye'nin yabancı
ülkelerdeki Büyükelçilik, Başkonsolosluk ve Konsolosluk gibi bütün
temsilciklerine bir genelge gönderdi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün emri ile
gönderilen 16 Nisan 2003 tarih ve 3487 sayılı genelge, 'Fethullah Gülen ve
okulları' hakkında uygulanacak hareket tarzlarını belirtiyordu. Anılan genelge
ile Türkiye'nin yabancı ülkelerdeki temsilciklerine, gelen heyetlere Fethullah
Gülen okullarının gezdirilmesi, okul açılmasının teşvik edilmesi ve ilişkilerin
güçlendirilmesi talimatı verildi. Konu ile ilgili haberin bağlantısı aşağıdadır.
https://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/saygi-ozturk/savcinin-okudugu-3847-sayili-kripto-721961/
VUKUAT 2: 26 Kasım 2004'te CHP Milletvekili Onur Öymen tarafından, Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül'e yazılı soru önergesi verildi. Önergede, Türkiye'ye yakın
bazı adalara Yunan bayrağı dikildiği belirtilerek anılan adaların Dışişleri
Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'nın listesindeki adalar olup olmadığı
soruldu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül önergeye cevap vermedi. Gül, Türk
adalarına Yunan bayrağı dikildiğini ve adaların işgal edildiğini zımnen ve
hukuken kabul etti.
VUKUAT 3: Halkın Kurtuluş Partisi, 20 Mart 2015'de, Ege Denizi'ndeki Türk
adalarının Yunan askerlerine alenen teslim edilmesi ile ilgili olarak Erdoğan,
Abdullah Gül, Ali Babacan ve diğer sorumlular hakkında TCK 302'de tanımlanan
vatana ihanet gerekçesi ile suç duyurusunda bulundu. Abdullah Gül ile birlikte
hareket edenlerin isimleri savcılık kayıtlarına girdi.
CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi yetkililerine brifing verildi
Ege Denizi'nde işgal edilen 18 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığı hakkında CHP, İYİ
Parti ve Saadet Partisi yetkililerine tarafımdan 2-4 saat süreli brifing
verilmiştir. Bu bağlamda;
CHP'den Deniz Baykal, İlhan Kesici, Muharrem İnce ve Haluk Pekşen'e, 16 Nisan
2017 Anayasa değişikliği referandumundan önce brifing verilmiştir.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve partinin kurmay heyetine,
parti genel merkezinde 17 Şubat 2017'de brifing verilmiştir.
İYİ Parti'den Ayfer Yılmaz, Tugay Uluçevik, Ümit Özdağ'a ve partinin kurmay
heyetine, parti genel merkezinde 19 Aralık 2017'de brifing verilmiştir. Ayrıca
daha önce de Koray Aydın'a aynı konuda brifing verilmiştir.
Brifingte adaların alenen Yunan askerlerine teslim edildiği, baş sorumlunun
Tayyip Erdoğan olduğu, Abdullah Gül, Ali Babacan ve diğer isimlerin suça ortak
olduğu bilgisi verilmiştir.
SONUÇ:
*Dışişleri Bakanlığı döneminde, yurtdışındaki Fethullah Gülen okullarının
gezdirilmesi, okul açılmasının teşvik edilmesi ve ilişkilerin güçlendirilmesi
talimatını veren, Gülen cemaatine sempatisi ile tanınan,
*Ege Denizi'ndeki Türk adalarına Yunan bayrağı dikildiğini ve adaların işgal
edildiğini zımnen ve hukuken kabul eden ve ihanete ortak olan,
*Hakkında TCK 302'de tanımlanan vatana ihanet gerekçesi ile suç duyurusunda
bulunulan ve ismi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarına giren,
*Türk Ceza Kanunu Madde 302, Terörle Mücadele Kanunu Madde 3 ve Ceza Muhakemesi
Kanunu Madde 100'e göre vatana ihanet ve terör suçu işleyen, anılan kanun
maddelerine göre tutuklu olarak yargılanması gereken Abdullah Gül'ün
Cumhurbaşkanlığı'na aday olması asla kabul edilemez.
Yukarıda sunulan somut gerekçeler rağmen, Abdullah Gül'ün CHP, İYİ Parti ve
Saadet Partisi tarafından ortak aday gösterilmesi halinde Yüksek Seçim Kurulu'na
başvurarak Abdullah Gül'ün adaylığına itiraz edeceğim.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
Bir hususun altını özellikle çizeyim; bu tepki sadece Ümit Yalım'ın değil milli
kimliğe sahip Türkiye sevdalıların ortak hislerinin tercümesidir. Bilerek veya
bilmeyerek bazı çevreler bizleri iki kazıktan birini seçmeye zorluyor. Peşinen
söyleyeyim; muhalefetin ortak adayı Abdullah Gül formülü ikinci bir "Ekmek için
Ekmelleddin" olmaktan öteye gitmeyecektir. İngiliz kurgusunun ikinci ayağıdır.
Sonunda kim seçilirse seçilsin kazanan Türkiye değil İngiltere/ABD olacaktır.
Hâlâ, "Erdoğan'ın karşısına Abdullah Gül çıksın" diye zorlayanlara sorum şu;
Bana, FETÖ ile PKK'ya karşı mücadelenin garantisini verebilir misin Abidin?..
yuzdeyuzhaber
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol
Merhaba, böbrek satmak ister misin? Varsa, aşağıdaki e-posta yoluyla bize ulaşın [email protected]
Ayrıca whatsapp +1 929 281 1248 numaralı telefondan bizi arayabilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz.