"Biz bu cinayetle ilgili ses kayıtlarını bizden isteyenlerin hepsine dinlettik.
İstihbarat örgütümüz hiçbir şeyi saklamadı. Suudiler dahil ABD, Fransa, Kanada,
Almanya, İngiltere, kim istediyse dinlettik."
Dinletme krizi, R. Erdoğan'ın 1. Dünya Savaşı'nın sona ermesi kutlamaları için
gittiği Fransa'da patlak verdi. Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian, kendilerinde
ses kaydı bulunmadığını ileri sürüp Erdoğan'ı ağır bir şekilde eleştirdi.
Erdoğan, Fransa dönüşü uçakta "gazetecilere" verdiği demeçte çizgisinde
değişiklik yapmadı.
Papaz Brunson'un serbest bırakılması, 3 teröristin başına ABD tarafından ödül
konulması, Menbiç'te ortak devriyeden sonra ABD-Türkiye ilişkileri açısından
"normalleşme sürecine girildiği" konuşuluyor. Taraflar, öyle de bir görüntü
veriyor!.. Bir taraftan da Halkbank'a ABD'de kesilecek ceza olayı Erdoğan-Trump
diyalogları çerçevesinde sıcak tutuluyor... Öte yandan, Paris'te Erdoğan ile
Trump yemek masasında yan yana otururken ve fotoğrafın üzerine içerdekiler
destanlar yazarken iki ülke arasında yeni bir kriz derinden patlak verdi;
"Dinletme krizi."
ABD'li kaynaklardan ulaştığım bilgilere göre Trump'un yakın ekibi, hop oturup
hop kalkıyordu. Erdoğan ve ekibinin ses kaydının dinletilmesi ile ilgili
açıklamalarını kendilerine karşı girişilmiş yeni bir düşmanca tavır olarak
değerlendiriyorlardı. ABD yönetimindeki bir kaynak şunları söylüyordu, "biz
Erdoğan'a ve Türk yönetimine bu işi kapatın dememize rağmen hâlâ sürdürüyorlar.
Ses kayıtlarının ABD dışında ülkelere gönderilmesi ve bunların açıklanması ABD
ve Trump yönetimini zora sokma çabasından başka bir şey değil. Erdoğan, Suudi
Arabistan veliaht prensine olan düşmanlığı ve kişisel iktidar mücadelesi için bu
işi sürekli kullanıyor, ataklar yapıyor."
Bu derinlerden patlak veren kriz ne zaman su üstüne çıkar, çıkar mı veya nasıl
yansır?.. Bilemem!.. Ancak, dün medyaya, "ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John
Bolton'ın kayıtları dinleyenlerden aktardığına göre ses kayıtlarını veliaht
prens Muhammed Bin Selman'a bağlayan hiçbir şey yok. Bolton ayrıca ses
kayıtlarının ABD'ye yollanmadığını belirtti" haberleri düştü. Singapur'da bir
konferansta açıklamalarda bulunan Bolton, kaydı bizzat dinlemediğini ancak
dinleyenlerin aktardığına göre ses kayıtlarında veliaht prensi zan altında
bırakan bir şey olmadığını belirtti. Bolton ayrıca defalarca istemelerine rağmen
Türkiye'nin ses kayıtlarını kendilerine iletmediğini ileri sürdü.
Kafaları karıştıracak çok garip işler, çok farklı açıklamalar değil mi?..
Beklemek lazım!..
***
Organize tuhaf işlerde (!) filmi biraz daha geriye saralım;
Cemal Kaşıkçı cinayetinin hemen ardından ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, apar topar
Suudi Arabistan'a gitmiş ardından da Türkiye'ye gelmişti. Doğal olarak cinayet
gündemine kilitlendiğimiz için çok önemli gelişmeleri o gün itibarıyla fena
halde ıskalamışız!.. Başkentin derin kulislerinde sağlam kaynakların ifade
ettiklerine göre ABD Dışişleri Bakanı Pompeo Ankara'ya iki net taleplerini
iletmiş;
1- Gayet net bir dille, PYD/YPG'yi tanıyın, ilişkilerinizi düzeltin.
2- Af çıkartın.
Biraz daha açalım... Kaynaklarımın anlattıklarına göre, Pompeo Ankara'da özetle
şunları söylüyor;
1- "PKK'yı dağdan indirdik. Sizin yapamadığınızı biz yaptık. Şehirde kontrol
atına aldık. Artık bizim maaşlı memurumuz oldular. Türkiye'ye karşı herhangi bir
tehditte bulunmaları söz konusu değil. İlişkilerinizi buna göre gözden geçirin."
2- "Silahlı herhangi bir eyleme karışmamış olmak kaydıyla terörle bağlantılı
suçlardan yargılananlara af çıkartın."
Ne kadar da manidar!..
Menbiç'de ortak devriyeden sonra yine yurt dışı basınından öğrendik ki;
"IŞİD'e karşı uluslararası koalisyon hafta sonu PYD kontrolündeki özerk
yönetiminden, Suriye'nin kuzeydoğusunda Fırat Nehri doğusunda kontrolü altındaki
kentler ve beldelerden slogan ve sembolleri kaldırmasını istedi.
SDG'den bir kaynak, koalisyonun bayraklar, sloganlar ve PKK lideri Öcalan'ın
resimlerinin caddelerden kaldırılmasını talep ettiğini belirtti.
Askerî ve siyasi kaynaklar, uluslararası koalisyon ve Suriye Demokratik Konseyi
arasında yapılan toplantıya göre Türk ordusunun Fırat'ın doğusunda askerî
harekata başlamayacağına işaret etti.
Kaynaklar, özerk yönetimdeki komutanlar arasındaki toplantılarda uluslararası
koalisyonun taleplerinin uygulanmaması durumunda Türk ordusunun YPG mevzilerini
bombalama ihtimalinden bahsettiğine dikkat çekti. Uluslararası koalisyondan
heyetler Rakka kenti kuzeyinde Ayn İsa beldesinde SDG ve özerk yönetimden
şahsiyetler ile birkaç toplantı yaptı."
3 teröristin başına ödül konulma tiyatrosundan sonra bir yenisi daha!..
Cevap verin bakalım... ABD, Halkbank'a ceza keser mi?..
yuzdeyuzhaber
Dikkat!
Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.
Üye Girişi Üye Ol